Hoca Efendi
Namazı kıldıktan sonra apar topar dışarı çıkan hoca,elindeki poşetlerle içeri gelip caminin ortasına koyar ve kimseye bir şey söylemeden tek tek çıkarır poşettekileri;meyvalar,çikolatalar,şekerler,pişmaniyeler.
Tesbih duasını bitiren cemaat, "ölmüş birinin hayrıdır"diye düşünerek ağızlarına atarlar ve
-Allah kabul etsin,deyince hoca efendi:
-Allah kabul etmez,der. Soğuk bir rüzgar eser sanki o sıcacık hem Allah'ın hem gönüllerin evi olan o kutsal mekanda.Birbirlerinin yüzüne bakıp sorarlar"neden"?
-Çünkü haram,der hoca.
Cemaat, hocaya kızmaya ve söylenmeye başlar,'sen nasıl hocasın,çalmaya utanmıyor musun bunları,derhal mahallemizden gideceksin!'
Bu suçlama ve tehdide karşı hoca efendi şöyle bir konuşma yapar:
-Nerden aldığımı,kimden aldığımı ve ne kadara aldığı sormadan kargaların leşe üşüştüğü gibi neden üşüştünüz hemen?Dün,"bu mahalleden başka yere gitme,"diye yalvarırken şimdi mahallenizden kovuyorsunuz,benim de bir nefis sahibi olduğumu unutarak.Ayrıca bu çikolata kutularının çoğunun içi boş.Bakın müslüman kardeşlerim,işte şeytanın işi bu,size bir verir ancak sizden bin alır.Unutmayın, "şeytan da bir melekti" demek yine bir şeytanın oyunudur çünkü kötüyü iyi,çirkini güzel,haramı da helal gibi gösterir ki kolay kandırabilsin.