Hülya Hanım
-canım sıkkın uğraşamam seninle şimdi gece gece.
-Dışarda ne gùzel yağmur yağıyor, bak her yağmur damlasının bereketi vardır.
-evet, benim yerime gökyùzù ağlıyor. Havada ayrılık kokusu var. Söylemiştim sana ya bir arkadaşım vardı onunla ayrıldık.
-fazla sürmez ,üç güne varmadan barışırsınız. Bazı alışkanlıkları biranda bitirmek imkansızdır neredeyse. Sen onun kıymetini anlarsın o senin kıymetini anlar daha sağlam bir temele oturtursunuz ilişkinizi.
-O dediğin olmayacak ,numarasını da engelledim ne konuşmak istiyorum ne barışmak. Sadece sevgi istemiştim ondan ve de güvenmek ikisini de başaramadık. Ben yıllar önce birini o kadar çok sevmiştim ki hayal edilecek kadar da sevilmiştim.
-Çok sevmeyeceksin hiçbir şeyi, kaybedersin.
-O öldü toprağa gòmùldü bu ise ihanet ederek kendini öldürdü ve içime gömüldü. Ìnanmak, güvenmek, sevmek sevilmek ben de istiyorum benim de hakkım, neden ,benim karşıma çıkanlar ya yalancı ya iki yüzlü çıkıyor? Benim en büyük kabahatim ise herkesi kendim gibi sanmak.
Hùlya hanım ,iş yerimizin en sempatik insanıydı, bir evlilik yapmış ve ondan da bir kız çocuğu olmuştu. Boşanmalarının asıl nedenini bilmiyorum, açıkcası bilmek de istemiyorum, tahmin edebiliyorum. Bunu "hayatımın en büyük pişmanlığı o adamla evlenmekti" demesinden çok şeyler çıkarmıştım. O adamın hülya hanımın ,zıddı olduğunu çıkartmak en büyùk delil bence.
"Bu herkesten farklı" demişti oysa, onunla yeni bir yuva kurmanın planlarını yapıyordu. Tatmadığı aşkın sevginin tadını onunla tatmak icin can atıyordu adeta.
"Hepiniz aynısınız "diyordu şimdi de, önce ümit verirsiniz sonra da ateşlere atıp keyfinize bakarsınız....
Güne düşen güzel yazı için kutlarım kaleminizi. Sevgiyle
Hayal kırıklıkları hayat boyu yaşanacak olgulardır maalesef Kutlarım Hüseyin bey
Bu güzel öykünüzü tebrik ederim Hüseyin Bey. 🍀