Hüseyin-i Bakış

Çocukluğumla başladı her şey, aslında o zamanda büyüktüm ben, hep büyük adamlar gibi düşünür, düşüncelerimi büyüklerimle paylaşırdım, anlattığımda ise güler geçerlerdi, öğretmenlerim bile; yeni icatlar üretir yeni fikirler sunardım hep kendimden büyüklerle sohbet ederdim ama oyunları yaşıtlarımla oynardım.

Yıllar su misali akıp gidiyor ve sonrasında çocukken düşündüklerimin yıllar sonra o icatlarımın bulunup reel hayatta uygulandığını görüyorum. Demek ki hayal kurmamışım, şimdi o zaman gülüp geçenlerin bana dönüp

- Yaa! Hüseyin sen çok enteresan çocuktun bak söylediklerin gerçek oldu oysa ne akıllı çocukmuşsun dediklerine, şahit oluyorum. Şu zamanda bile bu enteresanlığım devam ediyor.
Bazen düşünmeden edemiyorum, yanlış zamanda yanlış yerdemiyim diye. İnsanlarla iletişimim iyi olmasına rağmen davranışlarından hoşnut değilim. Çoğu kişi kendi gibi değil, oysa kendi gibi olsalar ne güzel olur, anlamak anlaşılır olmak ne güzeldir oysa; birbiri için takla atanlar, küçük menfaatler için dostluk satanlar yok, yok bunlar bana göre değil. Ben böyle yetiştirilmedim. Bu yüzden çileli anneme, fedakar babama çok şey borçluyum. Yokluğun derinliğinde toz şekeri ıslatarak yufka ekmek arasına katık yaparak, senede birkaç kilo aldığımız portakal, mandalina dilimlerini bitmesin diye emerek büyüdüm ben şikayetçide değilim, şimdi davet edildiğim yerlerde ya da mekanlarda onun tadını alamıyorum.(burası içinde ayrı bir hikaye yazılır aslında)

Zamanın akışı çocukken anlaşılmıyor ne çabukta geçmiş 34 sene,30 yaş tiriplerinemi girdim ne? Bu kısım şaka tabi ama her geçen yıl bir öncesini aratıyor bunun farkında olanlardanım, bundan öncesine ve bundan sonrasının muhasebesini yapıyorum kafamda kendimce;

Geceyle gündüz arasında kalmışken ben,tenhanın bir yerinde bu yazıyı yazmama sebebiyet veren arkadaşıma üzülüyorum şimdi,dostluk kime göre nedir ki?tanımadan anlamadan ön yargıyla öylesine,tanımadan hemen dostum arkadaşım deyiveriyorlar,kendi gibi olmamı istiyorlar,duymak istedikleri sözleri sarf etmemi istiyorlar gerçek söylendiğinde kabullenemiyorlar neyse burayı da kısa geçiyorum,sadece şunu biliyorum hayat bana mesafeli olmayı öğretti,bununla ilgili şiir bile yazmıştım ?'Dostluğun Farkındalığı''diye evet dostluğun farkındalığına varabilmek önemli.

Mutlu olmak zor değil,monotonluğa ekmemeli hayatı küçük şeylerle bile mutlu olmayı öğrenebilmeli insan,acıyla bile mutlu olmasını bildiğinde hayat daha güzel olur.Negatifliği seçmek insanoğlunun geninde vardır zayıf iradeli ise buna yenik düşer güçlü iradeli olmak ve bakış açısını güzel şekillendirmek gerekir.

Büyükler ne demiş;Güzel bak ki güzel göresin

ve Hüseyin Akçam'da;

'' HAYATIN İÇİNDEN KAYBOLMADAN VAROLABİLİYORSA İNSAN,MÜSVEDDESİNİ DEĞİL YÜREK SÜRETİNİ KOYUYORSA İHSAN..

'' HÜSEYİN AKÇAM demiş :))

24.06.2009

24 Haziran 2009 2-3 dakika 9 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar