Hüznün Rengidir Siyah

İçinde nice umutlarımı yitirdiğim şehrimin en beyaz kalabalığına uyandım bu sabah..toktum..acımın toz yığıntıları ve boğuk bir izmarit kokusu doyurmuştu gece boyu yüreğimi..ağzımda ki buruk tat yeni yaktığım sigaramın duman kokusuna bırakıyordu yerini..şehrimin insanları uykularının en güzel yerinde en sade düşlerini yaşarlarken ben,'ben' dediğim gerçekle baş başa yeni bir güne hazırlanıyordum..askılığımdan bir gömlek bir pantolon alıp üstümü giyindim..saçlarımı yana doğru tarayıp gri atkımı ve siyah paltomu çektim üzerime..aynanın karşısına geçtiğimde yorgun gözlerle bana bakan bir ben gördüm..yaşadığım acılara karşılık yüzümü güldürmeyi başarsam da gözlerimi çok önceden kaybetmiştim..ellerim de gördüğüm buruşukluk ve zayıflık da destekliyordu yalnızlıktan çektiğim acının bedensel boyutunu.. içim burkuldu birden ve kendime geldim..ben 'biz'in içinde anlam kazanmışken o ve başkası 'onlar' olursa ben benliğime dönebilir miydim?hatta ben 'benliğine' ne kadar sahip bir bendim?duvarlarımı siyaha boyayan ayrılık benliğimi 'sen'den çıkartmıştı anlaşılan..

Kapımdan dışarı adımımı attığımda bembeyaz yalnızlıklar düştü ellerime..derin çizgiler biriktirdiğim yüzüme serin rüzgarların şamarı indi..yüreğimin ayazından birkaç damla süzüldü yanaklarıma..gökyüzü milyonlarca 'sen' intihar ediyordu..ellerimle tuttuğumda sıcaklığım eritiyordu 'sen'i..ağlıyordum sevgili!..

Herşeyden saçmasapan anlamlar çıkardığımı düşünüp tüm boşvermişliğimi kullanarak adım attım başka sokaklara..rüzgara,sana,gözyaşıma inat yürüyordum işte..hayatın bana verdiği en büyük değerin yanına gidiyordum..vardığımda gözyaşlarımı silecek bana sarılacak ve her şeye dayanmam gerektiğini söyleyecekti bir koca çınar edasıyla dimdik durarak..aynı tahminim gibi beni bu halde gördüğünde sarılıp sıcaklığını verdi bana..'baba..bildiğin gibi değil çok kötüyüm' dedim..durdu..bana baktı..'oğlum..biz güçlü insanlarız her şeye rağmen ayakta durmalıyız' dedi..sonra da beni bilmediğim koridorlardan geçirerek bir odaya soktu..karşımda hiç tanımadığım ama doktor diye tahmin ettiğim biri vardı..'nasılsınız' cevap vermedim..'bu genç yaşta bu yakışıklı adamı kim bu kadar üzmüş olabilir ki?' yine cevap vermedim..uzun zamandır tanımadığım insanlarla konuşmuyordum..hatta babam hariç diğer insanlarla sadece merhabalaşıyordum..etrafı incelemeye başladım..bana bir sürü soru sorduğunu duyuyordum ama ne diyor anlamıyordum..gözlerim hep duvarlardaydı..en sonunda karşıma geçip 'sorularımı cevaplaman lazım her şey senin iyiliğin için' dedi..'bir şey sorabilir miyim?' 'tabiî ki de' 'bu duvarlar niye siyah' diye sorduğumda önce durdu..sendelemiş gibiydi..acıyan bakışlarla 'tamam sen gel bakalım' dedi ve beni odadan çıkardı..babamı odaya aldı ve ben dışarıda bir saat kadar oturduğumu hatırlıyorum..

Babam dışarı çıktığında gözleri dolmuştu yine..koskoca bir çınarı devirebilecek tek şey evlatlarıydı bilirdim..ve yavaş yavaş dallarının koptuğunu görebiliyordum..'ne oldu baba ' diye sordum..bana bir şey olmadığını birkaç uyku hapı verdiğini sadece ufak bir bunalımda olduğumu söyledi.arabaya bindik ve babam beni evin önüne getirdi.. kendime iyi davranmamı böyle yaparak onları üzdüğümü söyledi ama ben cevap vermedim verirsem ağlayacaktım ve ağlamayı kendime de ona da yakıştıramıyordum..arabadan indim ve 'beni merak etme baba!' dedim..gitti..

Kapımın önüne kadar geldiğimde şok olmuştum..sen vardın sevgili!..kapımın yanından yukarıya doğru çıkan merdivenlerin ilk basamağına oturmuş beni bekliyordun..inanamadım ayakta durmakta güçlük çekiyordum..evet sendin karşımdaki..gözyaşların süzülürken yanaklarından masum yüzün bana bakıyordu işte..ellerinin beyazlığı boynuma dolanmış o büyük hasreti gideriyorduk..sen ve ben yıllar sonra bir aradaydık..

O eskiden oturup gülüş cümbüş sohbet ettiğimiz mavi kanepeye özlemle dokunup oturdun etrafı inceledin derin bir nefes çektin..ve ilk cümlen 'neden izin verdin gitmeme' oldu..cevap vermeden gelip tekrar sarıldım sana..ömrümün sonuna kadar birbirimize sarılmış şekilde kalsak yine de gideremeyecektim sanki hasretimi..yine ağlıyordum ama seneler sonra ilk kez mutluluktandı akan yaşım..bana baktın..'neden izin verdin diyorum gitmeme' diye sitemli bir şekilde tekrar sordun o soruyu bana..'başka çarem mi vardı' dedim..'gitmek isteyeni ancak ölüm durdurur'..

sustun..

Yüzümde güller açtığını hissediyordum..aldığım nefesleri kararmış ciğerlerimin dibine kadar çekiyordum..kanepemin üstünde eskisi gibi omzuma koymuştun başını..ben saçlarını kokluyordum..gerçekten hiç değişmez miydi insanın kokusu..gençliğimize dönmemek elde değildi..susuyorduk ama biliyorum sen de eskileri anımsıyordun ben gibi..ikimizin yüzünde de masum tebessümler birikiyordu çünkü..akşama kadar durduk öyle sessiz..

'neden döndün'
'seni görmek istedim'
'sen gittiğinden beri her yere senden izler bıraktım ben..sense hep başkalarında aradın aşk'ı'
'hatalı olan ne benim ne sensin..hayat 'biz'e bunu sundu..yollarımız ikiye ayrıldı anlamıyor musun?'
'anlıyorum da sen gitmek istedin..ya beraber gidecektik o uçurumun kenarına ya da ben yalnız gidecektim..sen yalnız bıraktın beni..'
'ne uçurumu!bak benim bir hayatım var senin de aynı şekilde..kendi kendini gereksiz yere acılara siper ediyorsun..'
'asıl ben sormalıyım ne hayatı? Gözlerinle tanıştığım anda gözlerimi kaybetmemle başladı her şey..ellerinin beyazlığında siyaha boyadım ellerimi ben..ben her gün biraz daha 'sen' olurken sen hep bana 'sen' diye hitap ettin'
'döndüm işte!lütfen..bugün bizim olsun bari..'

Sustuk ve tekrar sarıldık birbirimize..bu arada bir kapı sesi duydum babam gelmişti..

Hemen babamın yanına koşup' baba o geldi dedim' babam içeri girdi..'kim oğlum' dedi..
Baba görmüyor musun o işte..'boş bir ifadeyle kanepeye bakıp 'hoş geldin kızım' dedi..ve odasına gitti..davranışından hiç hoşlanmamıştım..daha samimi olabilirdi..

'biz' de elele odamıza geçip yine susarak uzandık yatağa..gülüyordum..gözlerimin içi gülüyordu hissediyordum..onun yanımda olması demek benliğime kavuşmam demekti..en huzurlu uykumu o gece uyudum ben..


Sabah gözlerimi açtığımda kolumu yatağımın sol tarafına attım boştu..kimse yoktu yanımda..anladım..gitmişti..yatağıma oturup ellerim çenemde beyaz halımın üzerine acılar çizmeye başladım..sakindim..babamın sesini duydum..'girebilir miyim?' dedi..girdi..yanıma oturdu alnımdan öptü ve başımı göğsüne dayayıp saçlarımı okşadı..sonra da gitti..

1 saat civarı bütün acılarımı çizdim halıma ve senin yüzünü çıkardım ortaya sevgili..ayağa kalkıp penceremi açtım bir sigara yaktım..salona geçip kanepeye yüzüstü yattım ve seni kokladım..

Babamın dünkü ve bugünkü davranışları kafamda soru işaretleri bırakmıştı..acaba doktor ne dedi diye düşündüm bir an..babam bana yalan söylemiş olabilir miydi..yok yok o bana yalan söylemez diye geçirdim içimden..odasına gittim..ilaçlarımı almamı söylemişti çünkü..yeşil renkli 1000 mg.lık bir haptı bu ve yuttum..gözüm babamın eski mektupları koyduğu hatıra çekmecesine ilişti..mektupları okumak istedim..annemin yazdığı mektupları..çekmeceyi kendime doğru çektiğimde açamadım..kilitliydi..babam hiç kilitli bırakmazdı bu çekmeceyi..zorladım,açmam lazımdı..sonunda bir çekiç bulup kırdım tahta çekmeceyi..mektupları hızla karıştırmaya başladım.. farklı bir kağıt gördüm..hemen açtım ve donakalmıştım...

Adıma düzenlenmiş bir rapor..ve üzerinde şizofreni teşhisi..aklım almıyordu..işin Türkçesi ben delirmiştim!!!

Hemen üzerime birşeyler giyip hastaneye doğru koşmaya başladım..ben deliydim evet ve deliler gibi ağlıyordum..soluk soluğa labirent gibi yerlerden tekrar geçerek doktorun odasını buldum ve kapıyı çalmadan girdim içeri..

'siz naptığınızın farkında mısınız?nasıl yani nerden çıkarttınız böyle bir şeyi?ben deli falan değilim!!'
'lütfen sakin olur musunuz beyefendi'
'nasıl sakin olabilirim ben deli falan değilim diyorum değilim!!'

Oturdum ve tekrar ağlamaya başladım..sanki gözyaşlarımdan ömrüm boşalıyordu..ağzımda tuzunu hissettiğim şey belki de yalan yaşantılarımdı..kabullenemiyordum..şimdi bütün geçmişim yalan mıydı ya da hangisi yalandı hangisi gerçekti..doktor sürekli bir şeyler anlatıyordu bense sürekli 'ben deli değilim' diyordum..

Doktor hastalığın belirtilerinden bahsederken yaşadıklarım geçti gözümün önünden..dün o gerçekten gelmiş miydi?babamın boş boş bakıp 'hoş geldin kızım' deyişi aklıma..inanamıyordum..hayır gelmişti yanılmış olamam!hayal olamazdı bu..

Ben bunları düşünürken doktor:'biliyorum zor zamanlar geçirdiniz..sevdiğinizin evlenmesini kabullenemediniz...'

İnanamıyorum o evlenmişti..tabi ya şimdi hatırlıyorum..

'bakın duvarlar beyaz hem de hiç siyahlık yok'

Gerçekten de siyahtan eser yoktu oysa dün simsiyahtı her yanım..olamaz ben gerçekten deliriyordum galiba..

Doktor konuşurken babamı gördüm kapıda..gözleri dolmuştu..ona doğru koştum sarıldım..kafama takılan bir soru vardı acılarıma dair..

Ve cevabını duymak istediğim ilk soru şuydu:

'ben olmamış şeyleri oldu görüyorsam eğer lütfen söyle bana baba!annem de ölmedi değil mi?..'

12 Aralık 2010 9-10 dakika 2 öyküsü var.
Yorumlar (2)
  • 14 yıl önce

    Hayal ve gerçeği ayırt edememe,

    iç ve dış dünya,etkileyen ve tetikleyen olaylar birbiri ardına yaşanması,öykünün kahramanı aşk acısıyla bütünleşmiş..

    Aslında karasevda dedikleri türden..

    Etkiledi tabiki beni..

    Paylaşım için teşekkürler..

  • 14 yıl önce

    teşekkür ederim değerli yorumunuz için..