Hüzün Hanımın Sonu
Kadın gecenin üşüten soğuğunda, konkuyla irkildi cama. İçerde evladı vardı, tatlı mı tatlı kızı. Kapıyı çalmak istedi, eli kapının ziline gitti ama yapamadı işte. Ne yüzle çıkacaktı ki kızının karşısına, sonra nasıl açıklayacaktı yıllar önce onu yetimhaneye bıraktığını. Ağlamaklı oldu Hüzün hanım, uzun uzun baktı pencereden kızına döndü tekrar yıkık dökük, kendi ruhu gibi yıpranmış o eve. Geceler boyu düşündü, ağladı ama nafile bir hiç uğruna bırakmıştı kızını. Şimdi kalmamıştı eski saltanat günlerinden eser, Hüzün hanım da. Bir zamanlar herkes onu alkışlar, yolda öpmek için yarışırdı sevenleri. Şimdiyse alkol bağımlısı, hasta ruhlu, acınacak bir kadın olup çıkmıştı. Evet yine haberleri yapılıyor ama bu sefer yıkılışının, hayat içinde yitirdiği değerlerin haberi halka ibret olsun diye yapılıyon. Bu gidişe dur demek istiyordu, kendine ve çevresine yararı olmayacaksa yaşamak çok lükstü. Kararını vermişti.
Bir kaç gün sonra komşuları O'nu evinde ölü buldu, elinde kızının fotoğrafı gözleri yavrusunu görmek ümidiyle aralık yatıyondu yerde.
Bir yıldız daha kaydı gökten.
Aldatıcı zevklerin, paranın ve şöhretin uğruna yok olan kocaman bir yaşam böyle acı sonla noktalandı.
HAYAT BİR İMTİHANDIR, DOĞRU YOLDAN GİTMEK KULA YAKIŞIR
Beğeniyle okudum, sevgi sizinle olsun!