İkimizin Gerçeği

Hanım arkadaşım Türkan inatçılığıyla tanınmıştır çevremizde. Kendisini yeni yeni tanıyanlar "feminist",damgasını yapıştırıverirler hemencecik. Aslında feminist olmalıdır her kadın.
Ben öyle düşünürüm. Kadın da teslimiyet olmamalıdır. Dikbaşlı gerekirse tavır koyucu girdiği
tartışma ortamlarında rahat konuşan hangi konuysa o konuyu savunan.
Öte yandan Türkan kadındırda. Dişiliğini yeri gelince kullanan yeri gelince hanım hanımcık olan
yeri gelince tıpkı şimdi olduğu gibi yediğimiz yemek sonunda hesabı artık ben öderim üstelemesinden bıktığım için, alman usulu paylaşalım cicim diyen...
Öte yandan kahveler benden olsun bari dediğimdeyse bu önerimi şartlı kabul eden sonra da
falına bakarım ama diyen. Bense bu fal muhabbetini sevdiğimden midir yoksa Türkan'ın bilgiç bilgiç
konuşmasını özlediğimden midir, nedirse eyvallah dediğin gibi olsun derim.
Türkan'ın ağzından çıkan her kutsal sözcüğe anlam bulmaya çalışırken, açık vermemeye de özen gösteririm. Konuşmalarının daha doğrusu açıklamalarının arasında başını kaldırıp o erik
yeşili gözlerini gözlerime dikipte bende ki mimiklerden bir ışıltı çıkarmaya çalışır ve eğer o ışıltıyı
bir yakalarsa kendisinin dilinden düşmediğim yetmezmiş gibi tüm mahalleli için yıkılmaz duvar
kapalı kutu olan ben, dillere düşer destan destan konuşulmaya başlanırım. Bu nedenle
açık vermemeye çalışırken başıma sancılar saplanır bu kahve falı denen illet sanrılıktan bir an önce
kısa kesip kurtulmaya çalışırım. Türkan sıkıldığımı anlar, yine ağzımdan bir şey alamadığı için
kendi kendine yanar, kafeden dışarı çıktığımızda hadi bana gidelim der bense her seferinde
Türkan'a bu gün nöbetteyim der kaçmanın yolunu bulurum.

İşin aslıysa yalnızlığımızı paylaşırız. Bunu her ikimizde biliriz. Yalnız itiraf etmekten yoksunuz.
Diğer bir konuysa kendi yalnızlığımıza döneriz. Üstümüzle başımızla ayakkabılarımızla ve sessizce
açtığımız kapılarda, dolaştığımız odalarda, sanki bu salonun ortasındaki sehpanın üzerinde duran
vazodaki çiçekleri hiç soldurmamaya benzer bir durum gibidir. Yalnızlık nedir? Yalnızlık üstüne
titrenmesi gereken işin açıkçası duygusal duygusal olduğu kadar hüzünsel bir yürektir. Dörtte üçü
suyla kaplı olduğuna göre..

25 Şubat 2011 2-3 dakika 57 öyküsü var.
Yorumlar