İnsanlığa Yolculuk
Kılıçları çekilmiş diyalogların mahsulü bestelerin, fikirlerin en süslü köşelerinin daimi ziyaretçileri olan hayali sevgililerin ayak izlerinin, anı defterlerinde kurutulmuş gençlik çiçeğinden arta kalanın resmini çizeceğim size...
Ola ki sizin hayatınızın bir benzeriyle, yaşadığınız yerleri andıran mekânlarla karşılaşırsanız; ne olur bana kızmayınız.
Bir öykümde açılamadığınız o sevgilinin sizde bıraktığı isle gözaltlarınızı boyayacağım. Bazen unuttuğunuz birine ettiğiniz vefasızlık takılacak kursağınıza. Kimisi ağlatacak, kimisi gülümsetecek ama hepsi bizi insanlığımıza yakınlaştıracak.
Her yolculuk öncesi hazırlık yaparız. Böylesi duygu yüklü bir seyahat için yanınıza ne alırsınız bilemem. Benden söylemesi; hep yayvan ovalarda olmayacak gezinmelerimiz...
Bir elinizde size uğur getirecek ufak bir ziynet eşyası, en sevdiğiniz gömleğinizle-yoksa O'nun en beğendiği mi demeliydim- sıcak demli bir çay eşliğinde okumalısınız yazılarımı. Yanaklarınız ilk öpüldüğünüzdeki kadar sıcak, gözleriniz ayrılık acısına hazır olmalı. Elbette sadece kötülükleri anmayacağız. Mutlu olduğumuz o güzel yılların her simgesine ayrıntılı olarak bakacağız beraber. Ben bizim oraların avlularından bahsederken portakal kokacağız, çocuklar istop oynarken sizin adınızı söyleyecek diye heyecanlanacaksınız, dedeniz hiç olmadığından sıkı sarılacak size bazen, mutlanacağız.
Kiminize geceleri anlattığım yazılar yakın gelecek, kiminize ışığa tapınan gün hikâyeleri. Kiminiz beni günah keçisi yapıp çıkacaksınız girdaptan, kiminiz makûs talihinize öfkelenip susmayı tercih edeceksiniz. Ben hepinizi kucaklayıp Akçay deresine yüzmeye götüreceğim. Bazılarınızın çocukları ilk kez bir kurbağa görecek ve bu kadar büyük olmalarına şaşıracak. Siz kendinizi ilk kez bu kadar hayata yakın hissedeceksiniz, kim bilir belki...
2011 sonu