Intikam
Bitmedi hala içimde o gece. Gözümü ne zaman kapatsam kucağimda öylece yatan, hiç bir şey yapamadan yüzüne baktiğm o var hala. Ellerim de göçüp giden bir hayat..
O berbat gece. Aslı'yı almış evine birakacaktim, yanımız da yakın arkadaşı Murat, karşıda Aslı'nın ve benim belalım Hakan. Serserinin önde gideni. Her türlü pislik var onda, bir yandan da Aslı ya aşık ve beni sürekli tehdit ediyordu.
Aslı " geri dönelim aşkım" dedi. Dinlemedim onu, "bu serseriden mi çekineceğiz" diye üsteledim. Devam ettik yürümeye. önümüzü kesti. Üzerime geliyordu, belli haplanmiş yine, küfürler savuruyordu. Ses çıkartmadım taki Aslı'ya küfür etmeye başlayıncaya kadar. Hazmedemedim. Vurmaya başladım, Murat'ta benimle beraber vuruyordu. Olduğu yerde yığıldı, kalkamadı.
Aslı'yı eve bıraktık, Murat'la dolaşmaya devam ediyorduk. Saat 1.30 a gelmişti. Arkamızdan birileri seslendi, döndüğümüz de Hakan ve 4 arkadaşı bize dogru geliyordu. O an Murat'la göz göze geldik, bana kafasını salldı ve beklemeye başladık. Yanımıza geldiler, üzerimize yürümeye başladılar. Ben ilk hamleyi yaptim o sırada, Murat'ta benimle beraber. 10 saniye sonra Hakan'dan "Kaçin" diye bir ses geldi. Bir anda koşmaya başadılar. Ne oldu diye arkama Murat'a baktım. Murat elini kalbine dayamış acı çekerek bana bakıyordu. Kitlendim bir anda, ne yapacağımı bilemedim. Kısık bir sesle "İlkay" diyerek üzerime devrildi, tuttum hemen, yere yatırdım. Kalbinden bıçaklamıştı Hakan onu. Ne yapacağımı bilmiyordum, sakin olmaya çalıstım. Çevreden bir kaç kişi hemen yardıma koştu. Gömleğimi çikarttim üzerimden yarasına bastırmaya başladım, konuşturmaya calışıyordum bir yandan. Murat'tan ses gelmiyordu. Çevredekiler hemen ambulans çağırdılar. 4 dk sonra ambulans geldi. Hemen hastaneye kaldırdık. Haberi alan tum arkadaşlar toplanip geldiler.
Herkes ameliyathaden çıkacak haberi bekliyordu ben de dışarıda polise ifade veriyordum. İfade bitti içeriye geçtim. Sultan Teyze hüngur hüngur ağlıyordu. Yanına gittim, sarıldı bana, "Neden İlkay, neden ! " diye feryat ediyordu. Cevap veremedim, sadece ağlıyordum sessizce.
Aradan fazla değil, 20 dakika geçti sadece. Doktor içeriden çıktı ve o herkesi yıkan açıklamayı yaptı. Murat artık yoktu. Yıkıldım, olduğum yere diz çöktüm, konuşamadım. Arkadaşlar gelip kaldırmaya çalıştılar, kendimde değildim. Tepki vermiyordum hiç bir şeye, Saskin saskin dişariya doğru çıktım. Bir anda yaşlar süzülmeye başladı gözümden, deli gibi bağırıyordum, duvarlari yumrukluyordum. Benim yüzümden en sevdiğim dostum, can yoldaşım, sırdaşım, her şeyim, can vermişti. Arkadaşlar, Mithat abi beni sakinlestirmeye çalışıyorlardı. Faydasızdı. Doktorlar geldi, odaya götürdüler beni, sakinleştirici verdiler. Aradan yarım saat geçti, olduğum yatakta öylece uzanıyordum, aklımda sadece Murat'ın kucağımda yatarken gördüğüm gözleri vardı.
Kendime gelemiyordum. Aradan 1 hafta geçti ama hala ruh gibi dolaşıyordum. Arkadaşlar Murat'ın ölümünden beni suçlamaya başlamışlardı. Haksız da sayılmazlardı aslında. O gün orada o serseriyle atışmasaydim belki de Murat hala yaşıyor olacaktı. Kader mi denirdi buna, b*k yolu mu bilmiyorum. Tek bildiğim şey amcası Recep Abinin de olayı benden bilip bana cephe alması ve tehdit dolu mesajlar atmasaydı.
Durumu Mithat Abiye anlattım. Kardeşiyle konuştu ama nafileydi. Recep Abi bana cephe almıştı bir kere. Aradan bir kaç gün geçti, yanına çağırdı beni. Mahcup bir yüzle gittim yanına. Önce bağırdı çağırdı, sonra bir kaç tokat attı. Sesim çıkmıyordu. En son dediği " 1 ay içinde İstanbul'an defol git yoksa seni vururum" oldu. Ses vermedim, koşarak ayrıldım oradan.
Zaman su gibi akıyordu. 29. gündeydik ses soluk yoktu. Dersaneye gitmek icin evden çıkmıştım. Bir şeyler ters gidiyordu farkındaydım ama bozuntuya vermedim devam ettim. Dersane önüne geldiğimde arkadamdan bir ses " İlkay ! " O an anladım arkadakinin Recep Abi olduğunu. Önce durdum 5 saniye kadar, sonra döndüm arkamı, millet kaçışıyordu. Aramızda 2 metre mesafe ve bana uzanmış bir silah vardı. Hazırdım artık sıkmasını bekliyordum. Öyle de oldu. 2 kursun sıktı, nişancılığı kötüydü biraz galiba. Biri miğdeme diğeri boşluğuma isabet etti. Ayaktaydım hala, Recep Abi koşarak uzaklaştı. Yavaştan diz çöktüm, dersane hocaları filan koşarak geldiler. Hemen hastaneye kaldırdılar, bilincim yerinde değildi ve acil A Rh - kan gerekiyordu.
Haberi alan Mithat Abi de hastaneye geldi. Sağolsun bana gereken kanı o verdi. Ameliyat başarılıydı hala hayattaydım. 3 gün sonra taburcu ettiler. Mithat Abi ve Sultan Abla her gün geldiler yanima, Murat'in yokluğunda hissettiklerini evlatlari yerine koyarak bende buldular. Recep Abi kasten adam öldürmeye teşebbüs suçuyla 35 yil hapis istemiyle yargılanıyordu. Herkes bana destekçiydi. Ben ie hala kendime kızgın. 1 ayda 1 aile ve 2 kişinin hayatını mahvetmiştim belki de ..