Kaba Kulak
İyi günler sayın seyirciler. Şu an adliye sarayının önünden sesleniyoruz sizlere. 19. Ağır ceza mahkemesinde görülen, ülkemizin gündemi olan, malum dava 10 dakika önce başladı. Gördüğünüz gibi kalabalık halk topluluğu "linç, linç" diye slogan atıyor. Polis gruplara sakin olmaları konusunda uyarıda bulundu....
Mahkeme salonu, sanık Nuri D.
- Hakim bey, kuran çarpsın ben bir şey yapmadım. Akşam Numan ın düğününe gidecektik. Benim nişanlımın babası, av meraklısıdır. O gün avda olacağını duyunca, annesi de evde yoktu. Ben de erkenden gittim evlerine. Hatta ani bir baskın filan olur diye, yeğenimi de gözcülük yapsın diye yanımda getirdim. Yani kayıtlarda geçen "gözcüde vardı" ifadesi budur. yanlış anlaşılmışımdır. Biz içeride, çok af buyurun, bir yakınlaşma oldu tabi. Düğünümüze de 2 ay vardı daha. O ara nişanlımın babası, hava bozdu diye, avdan vazgeçip eve dönüyor. Yeğenim elinde tüfekle babayı görünce korkup kaçıyor. Beni de geç uyarıyor telefonla, ben zaten babayı karşımda görünce, balkondan atladım. Atlarken o bidonlar ve pet şişelerde düştü. O benzin dolu bidon bana ait değildi yani. En az 5 metre vardı atladığım yer hakim bey. Zaten ben havadayken farkettim, balkonun altında, park etmiş bir polis arabası olduğunu. Polis arabasının tavanına düşünce ben, tavan çöktü tabi. Sanırım baba ateş edince ya da memur arkadaşların sigarasından alev aldık biz. Allah tan hiçbirimiz yaralanmadık. Yoksa örgüttü, molotof kokteyliydi filan asla öyle bir şey yok. Siz hiç -donla- molotof kokteyli atan örgütçü gördünüz mü hakim bey? Hele polis arabasına saldırdı, üstünde hopladı zıpladı filan bunları kesinlikle kabul etmiyorum. -Donla- polis arabasına saldıran örgütçü olur mu hakim bey? Beyaz eşya bayiim var benim.
Bu arada, Tayyar abi ile telefon konuşmamızda, "Nasıl bir şey abi? molotof filan mı, yoksa daha büyük bir şey mi?" diye bir konuşma takılmış takibe. İnanın tamamen tesadüfi bir şey. Çok başka bir şey yani.
Diğer sanık Numan B.
- Efendim Allah belamı versin benim o gün düğünüm vardı. Saklarız ya hani, eski fotoları vardır kız arkadaşlarımızın. Beraber çekildiğimiz. Şiirler filan vardır. Anılardır hani onlar. Adetmiş gibi saklarız hani. İşte düğünümüzden bir gün önce eşim, "bak Numan, kafanda, içinde, dışında eskiye dair bir şey yok dimi? bak varsa çocuğumuz çarpık çurpuk doğar yanarız" deyince, korktum bende. Düğün günü bu anıları, yakmaya karar verdim. Kuaförden bizimkileri almaya gitmeden önce, oradaki boş bir arsada benzin döküp, tüm geçmiş anıları yaktım. Ateşi söndürdüğüme de çok eminim. Ve yemin ederim hakim bey kundakçılıktır, örgüttür, benzin tankını havaya uçurma filan yok yani. O benzin tankı nasıl havaya uçmuş anlamadım. Ben oradayken tank filan yoktu. Tamam mobessa kamerasında elimde kırmızı bir benzin bidonu bir de çanta ile olay yerinde görünüyorum. Ama örgüt dökümanlarını yakıp yok ettiğim ve bir benzin tankını kundakladığım olayı tamamen yanlış anlaşılmadır. Takdir edersiniz ki, kameralarda da görüldüğü gibi, -damatlıkla- kundaklama yapan örgütçü gördünüz mü hiç?
Ayrıca Tayyar abi ile, telefon takibine takılan "Nasıl bir şey abi? kundaklama filan mı, yoksa patlayıp havaya filan uçma mı" diye soru sormam apayrı bir şey. Zaten ben haberlerde öğrendim benzin tankı havaya uçmuş ve aranıyorum ben. Yoksa çelik kasa imalatı yapıyorum ben. Kundaklama, havaya uçurma, örgüt filan yok yani. Örgütten yargılandığımızı da, buraya gelirken jandarmalar söyledi valla.
Diğer sanık Tayyar C.
- Efendim yemin ederim ben örgüt lideri filan değilim. Benim rahmetli dedemin, bir papağanı vardı. Adı Necati. Dedem ölünce, rahmetli babaannem, dedemin ruhunun, Necati nin, pardon, yani papağanın içinde olduğunu söyledi. Papağanı bana miras bıraktığını, ona ölene kadar bakmazsam, hakkını helal etmeyeceğini söyledi. Benim de, kimsenin bilmediği, stüdyo bir dairem var, gerçi herkes öğrendi artık.(Karısına dönüyor) /karıcım, kuran çarpsın orası garsoniyer filan değildi/ Yani rezil olduk hakim bey valla. ben bu papağanıma o evde bakıyordum. Numan ve Nuri benim çocukluk arkadaşımdır. Bu papağan her bir şeyi biliyordu. Ne söylese çıkıyordu. Falanca ölecek dedi, öldü. Filanca ölecek dedi, öldü. Mahmut abi ölecek dedi, Mahmut abi bile öldü hakim bey. turp gibi bir adamdı inanın. Sonra hangi takım yenecek, yenilecek, Bir kere bize bir altılı söyledi, tek başımıza bildik altılıyı. Çok yüklü para aldık. İşte bir gün o stüdyo dairede Numan, Nuri ve ben o kadar çok içtik ki, şarkılar, türküler bir ara bir sessizlik oldu. Necati, yani papağanım bize " yanacaksınız oğlum siz, yandınız öleceksiniz filan dedi. Yakın da bir tarih verdi mi bize. Bizi aldı bir ölüm korkusu. Zaten Necati her şeyi bildiğinden, ölümü kabullenmiştik. Ama yanarak ölmek çok ağırdı yani hakim bey. Üçümüzde acaba nasıl yanacağız diye teoriler üretir olduk. Bu iki arkadaşımda beni sürekli, gece, gündüz; "Nasıl bir şey abi? Necati bir şey söyledi mi? Yok molotof mu acaba? yok kundaklama mı? yok havaya mı uçacağız? yok diğer ölümleri söyledi. Kesin bu da doğru olacak. Yok Allah ın takdiri" diye hep telefon da arayıp duruyorlardı. Ben zaten yanacağıma mı yanayım, birine anlatsak, ne içtiniz diye soracaklar, deli diyecekler diye içten içe yandığıma mı? Her gece baskı yapar oldum papağanıma. Konuşmuyordu da o günden sonra. Bir kere papağan filan demedim, ağız burun girdim hakim bey. Sonra o tarih geçti, ölmedik de, yanmadık da.
Kısacası, kendi kendimizi yaktık hakim bey. Sadece zaman çakışması. Bu telefon takibine, nasıl, neden takıldık, onuda çözmüş değilim. Yoksa düdüklü tencere fabrikam var efendim benim. Örgüt filan tövbe yani.
Allah tan Nuri nin benzin bidonu durumu ile, Numan ın havaya uçurduğu sanılan benzin tankının tedbirsizlik sonucu havaya uçtuğu anlaşıldı. Kimsenin yaralanmaması da ayrıca sevindirici. İşte buda benim papağanım Necati hakim bey.
Diğer sanık Papağan Necati ?
- ................:)