Kadere İnat Bir Hayat

Doğu Anadolu'nun ücra bir köşesinde küçük bir köy evinde yaşıyorlardı Hasan ile Emine. İki kız iki de erkek çocukları vardı. Hasan kızlarını yok sayıp, hor görüyordu. Büyük kızı Nuray, ilkokul beşe kadar okumuş ve babasının okuyup da ne olacaksın demesi üzere okuldan alınmıştı. Oysa imkân verilseydi öğretmen olacaktı. Okuldan alındığını öğrenince günlerce ağlayıp, ağzına tek lokma sokmadı Nuray. Kendince babasını cezalandırıyordu. Babasının umurunda bile olmadığının farkında değildi. Babası Nuray' ı on bin lira başlık parasına, köyün muhtarının oğlu Kenan'a satmıştı ve on dört yaşında giydi gelinliğini. Oyun sanmıştı ilk başlarda günler geçtikten sonra beni evime götürün diye ağlamıştı. Ve oyun bitti ilk dayağını yemişti kocasından, öldüresiye dövülmüştü. Ağzı gözü mosmor gezdi günlerce ve aylarca, Nuray'ı annesine götürmedi Kenan, gebeliğin ne olduğunu bilmeden karnında bir can taşımış ve on beşinde kucağına bir bebek iliştirilmişti. Bezden bebeklerine hiç benzemiyordu. Oyunlarında öğrenmişti anneliği. Hep bir şeylerin ukdesi kalmıştı içinde.. Zaman geçtikçe oyun sandıklarının hayatın gerçekleri olduğunu öğrenmişti. Yıllar geçiyor Nuray da, yavrusu da büyüyordu. Nuray'ın küçük kız kardeşi de büyüyüp serpilmeye başlamıştı. Köyün bütün delikanlıları peşine düşmüştü Nur'un. Güzelliğini duyan karşı köyün ağası Mahmut haber salmıştı, Hasan'a ?' Tez vakit de kızını istemeye geleceğiz'' diye. Bunu duyan Hasan keyiflendi. Eve gidip Emine'ye söyledi ?'Hadi iyisin kızın ağa karısı olacak''Bunu duyan Nur gözleri kan çanağı olana kadar ağladı. Emine kızına sarılıp ağlama yavrum diye teselli vermek istedi sonra bir anda fenalaşıp bayıldı Emine. Acısını unutup anasıyla ilgilendi Nur. Bu günlerce devam etti en sonunda ebeyi çağırdılar muayene etmesi için. Emine'nin bir aylık gebe olduğunu öğrendiler. Hasan bana bir tane daha erkek evlat ver dedi Emine'ye sanki onun elindeymiş gibi.
Nur'un okuldan alınacağını öğrenen, İsatanbul'lu Seda öğretmen, Hasan'la konuşmak için evine gitti. Ne dediyse ne ettiyse ikna edemedi. Ağa karısı yapacaktı kızını hasan. Mahmut' un ikinci karısı olacaktı Nur. Seda öğretmen çok üzülmüştü bu duruma ama elinden bir şey gelmiyordu.
Günler bir birini kovalarken zaman gelmişti. Mahmut ağa Nur'u istedi kendine. Babası elli bin liraya sattı kızını elli yaşındaki Mahmut ?a. Nur ağladı günlerce İstemediğini öğrenen Hasan dövdü kızını. Öldürsem kendimi kurtulur muyum diye düşündü Nur. Sonra sustu, kabullendi alın yazısını.
Emine'nin karnı iyice büyümüştü. Beş aylık gebeydi artık. Nur'un düğününe de bir hafta kalmıştı. Hazırlıklar tamamlanmak üzereydi. Bir hafta su gibi gelip geçmişti. Düğün günü çatmıştı kapıya. Başladı hazırlanmaya Nur. Kırmızı yöresel gelinliğini giymişti. Üstündekinin gelinlik mi yoksa kefen mi olduğunu ayırt edemiyordu. Kapıdan çıkarken abisi Kadir beline kırmızı bir kuşak bağlamıştı: Kız oğlan kız veriyoruz diye. Akşamın geç vakitlerine kadar sürdü eğlence, sıra gerdek gecesine geldi. Gerdek gecesi mi yoksa ölüm gecesi mi bilemedi Nur. Ağlayarak girdi kocasının koynuna. Artık evli bir kadındı. Mahmut taze karısına gözü gibi bakıyordu.
Günler aylar birbirini kovalarken Emine'nin doğum vakti geldi. Ebeyi çağırdılar. Emine ilk defa böylesine sancılanmıştı. Diğer doğumlarından farklıydı bu sefer. Zordu bu doğum. Ebe geldi üç saat sonunda doğum yaptı Emine. Ay parçası gibi pırıl pırıl ve bir peri kadar güzel bir kız evlat getirdi dünyaya. Bebeğini ona gösterdiklerinde koydu hemen adını. Mahperi olsun adı dedi. Kabul etti Hasan. Aman nasılsa kız çocuğu ne koyarsan koy adını dedi. Mahperi, adı gibiydi aynı. Güzeller güzeli sarışın şirin bir kız çocuğu. Anasının kucağında araladı boncuk mavisi gözlerini ve sonra kapattı gözlerini ana kucağı huzurunda.. Doğduğu gün babasının kaderini çizdiğinden habersiz anasının kucağında uyuyordu Mahperi.

1. bölümün sonu.