Kaderim Bir Falcı Kadının Söylediklerinde-2
-Kemal bu da ne?
-O falcı kadının söylediği büyü bu olmalı.
-Bize kim neden büyü yapmak istesin ki, sonra biz bu yatağı yeni aldık ve evimize yabancı hiç kimse girmedi.
-Hanım benim aklım alıyor mu?
Ama kadının her dediği çıktı.
Şimdi bunu yakmamız lazım.
-Nasıl yani?
-Kadın söyledi, ben bunları ocakta yakayım.
-Kemal ben bu işten korkmaya başladım.
-Korkulmayacak gibi değil ki, ne söylediyse hepsi çıktı.
-Kemal dur yakma!
Gözünü seveyim dur yakma!
-Hanım yakmamız lazım.
Ben sana uzun zamandır diyordum, bu yatağa yattımı beni sıkıntı basıyor diye.
-Evet! Bende farkındayım ve uykunda da son zamanlarda konuşmaya başlamıştın.
-Konuşuyor muydum?
-Evet!
Sayıklar gibi çok zaman dinledim ama bir şey anlayamadım.
Kaç yıldır evliyiz ve aynı yatağı paylaşıyoruz, senin uykunda konuştuğunu son zamanlara kadar hiç görmemiştim.
-Bunu bana niye söylemedin?
-Ben ne bileyim?
Böyle bir şey olacağını, dükkânda işleri iyi gitmiyor her halde ondandır diye düşünmüştüm.
-Hanım tamam anlaşıldı bunu yakmamız gerekiyor.
-Kemal o şeyi yakmadan önce biraz beni dinler misin?
Sakin ol otur şuraya.
Bu şeyi yakacam deyince aklıma geldi.
Sabah sen dükkâna gittikten sonra kapı çalındı, bende sen evde bir şey unutup geri geldin diye kapıyı açtım.
Kapının önünde yaşlı bir kadın vardı ve benden yiyecek bir şeyler istedi.
Bende bir torbanın içine bir şeyler koyarak verdim.
Yalnız merdivenlerden inerken, bana dönerek, kocana söyle onu evde yakmasın dedi.
Bende kadın iyice yaşlanmış, zavallı ne konuştuğunu bilmiyor diye içimden geçirmiştim.
Şimdi de sen bunu yakacağım değince, bu olay aklıma geldi.
-Şu kapıya gelen kadını bana tarif eder misin?
-Kadın yaşlıydı ve zor konuşuyordu, her zaman kapıya gelen dilencilerden pek farkı yoktu.
-Ayşe iyi düşün ne giymişti üzerinde nasıl bir elbise vardı?
-Valla ne yalan söyleyeyim, fazla dikkat etmedim, öyle göze çarpacak üzerinde bir şeyler yoktu.
-Başında ince bir başörtüsü var mıydı?
Evet, evet vardı!
Hem de kenarları renkli oya işlemeliydi.
-Ayşe, bu aynı kadın.
-Kemal nasıl olur?
Sen benim falıma bakan gençti diyorsun.
-Bırak genci filan, kapıya gelende o.
Çünkü başındaki örtü aynı, zaten o renkli işlemeler, benimde dikkatimi çekmişti.
Aynı kadın olmasa, kocana söyle onu evde yakmasın niye desin.
-Kemal ben korkuyorum.
-Ayşe ne yalan söyleyeyim, bende korkuyorum.
Bir dakika bu kadın yine buralarda olmalı, sen şu perdeyi çok hafifçe arala ve etrafa bak.
-Kemal ben korkarım lütfen sen bak.
-Ayşe o beni hemen tanır, senin bakman gerekiyor.
Tamam, tamam!
Bakıyorum ama kimse yok!
-Dikkatli bak!
Oralarda bir yerde olmalı.
-Kemal sana kimse ortalıkta yok diyorum.
Sadece Otobüs durağında, kadının birisi var.
O da otobüs bekliyor.
-O kadın, nasıl birisi?
-Orta yaşlarda ve iyi giyimli.
-Başında örtü var mı?
-Yok.
-Ayşe dikkatli bak!
Bu bizim için çok önemli.
-Kemal aman Allahım!
-Ne oldu?
-O örtü ile uzun saçlarını bağlamış.
Evet, evet! Aynı örtü.
-Ayşe tamam! Şimdi yavaşça geri çekil.
Ben arkadan dolaşarak, kadını yakalayacağım, sen evden sakın dışarı çıkma.
-Kemal ne olursun gitme!
Kötü şeyler olacak, bunu hissediyorum ve korkuyorum.
-Korkma! Bu kadınla muhakkak konuşmam lazım, o her şeyi biliyor ve bana bütün bildiklerini anlatmak zorunda.
-Kemal lütfen çok dikkatli ol, polise haber vereyim mi?
-Ayşe ortada polislik bir durum yok, sen beni burada bekle ve kapıyı arkadan kilitle.
Pencereden de dışarıya sakın bakma, ben bahçe duvarından atlayarak arka taraftan dolanacağım, o zaman kaçamaz.
-Kemal dikkatli ol, iyi ki çocuklar, okuldalar, yoksa onlarda korkarlardı.
-Sen merak etme.
Kemal hızlıca kapıdan çıkarak, merdivenleri çabuk, çabuk indi ve arka bahçe duvarına zorla çıkarak, arka sokağa doğru koşar adımlarla yürümeye başladı.
Ara sokaktan kadının tam karşısına çıkmayı planlamıştı, sonunda kadını görmüştü.
Devam Edecek
CENGİZ DAMAR