Kan (17.Bölüm)
Zennut'un selamlayarak görev raporu verircesine önünde eğildiği Pemala adındaki yaşlı kadın eliyle işaret ederek, 'Tamam, şimdi siz avlanmaya devam edin, ben bunların icabını düşüneceğim' dedi. İcabını düşüneceğim! Ne küstahça bir ifade! Robert, bir kadının bu kadar yırtıcı ve aşağılayıcı davranışına daha önceden hiç tanık olmamıştı. Tioride de öyleydi.
Pemala;
? Adlarınız nedir, nerden gelip nereye gidiyordunuz, nerelisiniz, geminizin yükü neydi, geminizin başına gelen felaket nedir, diye bir bir sordu.
Robert, kaptan olduğunu, Kanada'dan yola çıkıp Hindistan'a barut ve kurşun taşıdıklarını, okyanusta fırtınaya yenik düştüklerini ve nihayet felakete uğradıklarını anlattı.
Pemala;
? Demek sizin hikâyenizde hemen hemen bizimkiyle aynı. Felaket! Biz de kırk yedi feminist kadın olarak dünya turuna çıkmışken, işte bu adaya fırtınadan sığınmak için yaklaşmıştık, fakat sizi de perişan eden bu fırtınanın benzeri bizlerin yelkenlisini kayalara vurarak parçaladı ve bizler de tamı tamına 27 kış sezonunu burada geçiriyoruz. Kırk yedi kişilik kadın ekibimizden başka üç tane hadım edilmiş erkek vardı, yelkenliye tayfalık eden zavallılar, yaşları da bayağı ilerlemişti, bundan on yedi kış öncesinde üçer-beşer gün arayla öldüler. Kırk yedi kadından kala kala şimdi sekiz yaşlı kadın ve içimizde hamile olanlardan doğarak bugüne kadar yaşayabilen yirmi üç kız var. Tanrının bir cezası olsa gerek ki, hem feminist hem de hamile olan kırk iki kadının tamamı kız doğurdu, ancak bebeklerin bir kısmı buranın koşullarına dayanamayarak öldüler. Yıllarca bizi arama zahmetinde bulunmayan tüm insanları düşman biliyoruz artık biz. İşte böyle! Söyleyin bakalım, siz hangi tür düşmandansınız?
? Biz düşman değiliz efendim, biz sadece denizlerde yol alan insanlarız, sizlerin eğer ki böyle bir adada mahsur kaldığınızı duysaydık mutlaka sizleri kurtarmaya gelirdik, yemin ederim diyebildi Robert!
? Ne o korkudan mı bu söylediklerin yoksa! Dedi Pemala,
? Hayır, efendim korku sadece suçlulara mahsustur, tüm içtenliğimizle söylüyorum bunu dedi Robert!
Pemala, kaşlarını çatarak 'Susun, konuşmayın iğrenç yaratıklar' dedi ve diğer muhafız kızlara 'Alın bunları erzak ambarına indirin, sakın elinizi sürmeyin, sakın kaçmalarına müsaade etmeyin' dedi.
Sekiz yaşlı kadından beş tanesi tam bir feministti ve hiç doğurmamışlardı. Bir tanesi ise Zennut'un annesiydi. Yirmi yedi yıllık süre içerisinde bir çok defa düşündükleri bir durum vardı. Acaba bu adada bir daha kimselerin kendilerini gelip buradan kurtarmamaları halinde, her biri sırayla ölecekler ve kendilerinden doğan kızlarının da zaman içinde ölmesi halinde geriye kendilerinden hiçbir canlı kalmayacaktı. Bu durum korkunçtu, bir şeyler yapmak gerekirdi. Ama bu da imkânsızdı, çünkü bir tane bile erkek yoktu. Şimdi ise sağlıklı iki erkek karşılarına çıkmıştı. Kızlarından dünyaya geleceklerle burada bir medeniyet ortaya çıkarabilirlerdi. Yıllarca bu ıssız adada hem doğa koşullarıyla, hem vahşi hayvanlarla hem de yiyecek içecek temin etmekle az mücadele vermemişlerdi. Yabani ördekleri, kazları, hatta geyikleri, leoparları, yaban keçilerini, keklikleri, sülünleri, yılanları, şahinleri kolaylıkla kendilerine alıştıramamışlardı. Şimdi ise bu iki erkekle kaldıkları yerden yeniden yaşama sarılabilirlerdi. Hem geminin enkazında barut ve kurşun vardı, ateşle pişirilen yiyeceklere yıllarca hasret kalmışlardı, hatta kızları hiç pişmiş et yeme şansına sahip değillerdi. Kurşunu eriterek avlanmak için alet de yapabilirlerdi. Pamela tüm bunları düşünürken vakit öğleyi çoktan geçmişti. Yeşil gözlerini gökyüzüne dikti ve en yakınındaki Aklete'ye, avlanmaya gidenlerle birlikte bütün kadınlarla kızların toplanmalarını söyledi.
Zennut avlanma ekibiyle sıra halinde bir tarafa, diğerleri de U şeklinde Pemala'nın karşısına dizildiler. Söz sahibi Pemala olduğu için diğer yaşlı kader arkadaşlarıyla birlikte tüm kızlara aklından geçenleri birebir anlattı ve şimdi bu iki erkeğin aramıza dahil edilerek, soylarımızın sürmesini isteyenlerle istemeyenler açıkça fikirlerini söylesinler, sonrasında oylamaya gececeğiz. Eğer ki bu erkekleri aramızda görmek ve bizlerin zaman içinde yok olmasını istiyorsanız, akşam güneşiyle birlikte zincirli kayalıkta bunları infaz edeceğiz diye konuşmasını tamamladı.
Zennut'un annesi genç kızlara bir erkeğin neler yapabileceğini anlattı. Yirmi yedi yaşında olan kızların hiç birisi de erkeğin ne olduğunu, bir kadınla erkeğin çocuk yapmalarının nasıl ve ne kadar sürede olacağını bilemiyorlardı. Sadece maymunların çiftleşmelerini gördüklerinde garip bir şekilde onlara bakarak gülüştükleri olmuştu. Bazen de yaban ördeklerinin horozlaşmaları dikkatlerini çekerdi. Kızların tamamı hem gelecekte yok olmamak hem de erkeğin ne olduğunu yaşayarak öğrenmek için olumlu fikir sundular. Kimse kimseye zorlamada bulunmuyordu. Nihayetinde bu karar kendi gelecekleriydi. İki saat sonra oylamaya geçildi ve büyük çoğunluk erkeklerin yaşamasına müsaade eden kararı verdiler.
Pemala, Zennut'a erzak ambarında olan yabancıları getirmesini söylediğinde, Zennut tüm vücudunu gösterecek şekilde yürüyerek Robert ve Tioride'nin yanına gitti.