Kan (6. Bölüm)

Yorgunluk kahvelerini Poll tepsiyle odaya getirdiğinde hemşire Minnolaya duşta çıkmışlığın rehavetiyle uyuklamaya başlamıştı. Kahvenin kokusuyla kendine geldi. Saat 18.55'i gösteriyordu, televizyonu açtı. Önce haber kanallarında kararsız kaldı. Sonra, denizlerde büyüyen tehlike atık adlı bir belgesele takıldı. Çocuklarının oyunu bitmiş, annelerinin yatma saatindeki öpücüklerini beklemeye geceli bayağı bir süre olmuştu. Gerçekten Minnolaya'ya bir şeyler olmuştu ki, öpücük törenine bile gelmemişti. Annelerini rahat bırakmanın uygun olacağını düşünerek her iki genç de yataklarına uzandılar. Kapının kapanmasını duyan Minnolaya kendini sokağa bıraktı tekrar.
Bir müddet kendinden habersiz dolaştı. Önüne çıkan bir bankta oturdu, yoğurt şerbeti satan tezgâhlarda bir kâse içti. Uykusu yine gelmedi ve Sandaria şehrinin tam ortasında geçen Siyayla nehri boyunca yürüdü. O kadar yürümüştü ki, kendisini çalıştığı hastaneyle burun buruna gelmiş buldu.
Yukarıya çıkıp arkadaşlarıyla biraz oturmak, uyumamış ise Robert'le bir iki kelime sohbet etmek istedi. En samimi olduğu Ketta hemşireyle sohbet ettikten sonra, hemşire Zena'nın odasına geçti. Robert'e karışımı vermesinden dolayı teşekkür etti. QEİ cihazındaki şifresini güncelledi ve 514 numaralı odanın önünde geçerken kapıyı usulca araladı. Biri dışında hepsi uyumuştu odadaki hastaların. Pencere kenarına gelip uzaklara bakan biri vardı. Sanki saman yolundaki yıldızları sayıyordu. İyice bakındı kapı aralığından ve ayakta olan kişinin Robert olduğunu anladı.
Robert'in her iki eli kulak memelerinin altında tutulu vaziyette, beli hafiften öne eğikti. Robert'in yatakta kalkmaması gerekmiyor muydu? Kapıyı açıp ikaz etmek için karar verdiğinde, Robert'in tam karşısında mavi bir ışık kümesi hızla uzaklaşarak kayboldu. Başını çevirdiğinde Minnolaya'ya çarpacak olan Robert, bu hasta odasında bulduğu mavi ışıkla ulaşma yöntemini acaba bir daha hiç yakalayamayacak mıyım endişesiyle savruluyordu.
Minnolaya;
? Robert neydi mavi ışık kümesi diye sorduğunda,
Robert;
? Çok eski bir yöntem abla bu. Bunu ilk uygulayan insanlar Ruslar. Düşün-gör-yaşa tekniği. Önceleri buna inanmazdım ama bu içimde patlayan fırtınalar, aklıma gelen her durumdan medet ummaya yönlendirdi beni. Ve siz de gördünüz değil mi o mavi ışık kümesini. Düşündüm, gördüm ve içinde yaşadım abla. Ama bir daha ne zaman ve nasıl bulurum bu fırsatı inan bilmiyorum dedi.
Minnolaya şaşırmıştı bu cevaba. Aslına bakarsanız, okul yıllarında ünlü bir metafizikçi olan Doktor Remley Rose böyle bir yöntemden bahsetmişti ancak, bu mavi ışık kümesinin her zaman ortaya çıkmasının mümkün olmadığını belirtmişti. Çünkü bu ışık kümesinin yakıtı kan'dı.
Robert'e merakla sordu:
? Mavi ışık seni nereye götürdü ne yaşattı Robert?
? Köyümüze abla köyümüze. Köyümde benden habersiz kalan Helen'e, dedikten sonra gözlerinden bulgur tanesi gibi yaşlar dökülmeye başladı.
? Robert anlatır mısın bana bu Helen'i?
? Anlatmakla bitmez ki abla, o benim her şeyimdi.
? Ne oldu her şeyindi de?
? Tüm kapıları üstüme kapattı abla.
? Nasıl?
? Benden sana hayır yok dedi.
? Nasıl yani?
? Bayağı hayır yok dedi.
? Sebep ne pekâlâ?
? Tam olarak bilmiyorum, ama Ahomag adlı bir arkadaşımın söyledikleri aklıma geldikçe çıldıracak gibi oluyorum, değilse başka sebeplerde olabilir,
? Ahomag ne dedi ki?
? Sana bu kızdan hayır yok, başka erkek arkadaşları oldu dedi,
? Pekâlâ, sen ne yaptın?
? Başka birilerinin olması ihtimaline hiç tahammül göstermeden sordum nedenini?
? Tam olarak ne dedi sana?
? Benden sana hayır yok! Bırak benim peşimi Robert!
? Robert dedi mi?
? Evet, ne var bunda?
? Sana isminle ne zaman hitap ederdi?
? Beni her hangi bir şeye razı ederken, yalvarırken yani.
? Sence neden yalvarırken ismini söylerdi?
? Sanırım benim ikna olurken üzülmemem için.
? Söyle o zaman küçük adam, bu Helen seni sevmese neden yalvarırcasına söyledi 'Bırak benim peşimi Robert' diye.
? Bunu hiç düşünmemiştim, haklısın sanırım, haklısın abla! Yaşamak istiyorum, uzunca yaşamak istiyorum, Helen'i görmek, O'na fırsat vereceği her hangi bir zamanda O'nu ne kadar çok sevdiğimi söylemek istiyorum diye haykırmaya başlayan Robert, güçsüz düşerek bir an sendeledi ve hemşire Minnolaya'nın yardımıyla yatağına geçti.
Doktor Remley Rose ne demişti; herkes her daim göremez, ama aynı mavi ışık kümesini iki kişi aynı anda görebilir dememiş miydi? Minnolaya, acaba bu mavi ışık kümesinin içine bir girebilse, kim bilir neler görebilecekti. Bunu Robert'e söylemeye sabırsızlanıyordu. Daha ikinci günün akşamında başlayan dostluk ender rastlanan türdendi. Ayrıca Robert'in ne konuşmaya ne de ayakta kalmaya hali yoktu. Uyuması, tüm dünyaya kapatması gerekirdi kendini.

02 Nisan 2010 4-5 dakika 20 öyküsü var.
Yorumlar