Kan Yağmurları
yıllardan 2002 mevsimlerden ilkbahardı aylardan mart günlerden çarambaydı
o gün içimde bir sıkıntı zihnimde ise farklı farklı düşünceler vardı
kadıköyden bindiğimde otobüse sanki gökyüzü ağlayacaktı
geldiğimde göztepedeki teknik eğitim fakültesine başlamıştı bile bulutların kanlı gözyaşı
o an söylediklerin geldi birden akılma hiç sevmezdin yağmurları heleki çok şiddetli olanları kan yağmuru derdin hep
kesin bir aşkın daha kaybı üzgün bir kalbin feryadı diye kederlenirdin
o zamanlar hep teselli ederdim seni aşkım bak ben burdayım yanıbaşındayım
sıkı tut ellerimi üzme o narin hasas yüreğini diye
sonra sarılıp birbirimize yürürdük taa kadıköydeki iskeleye
hızla çıktım merdivenleri yağmurun şiddetinden korkan bir sevgilinin hisleriyle
3.kata çıktığımda bir kalabalık vardı kızlar tuvaletinin kapısında
bakatığımda en yakın arkadaşın can yoldaşın sırdaşın tuğbaya
gözlerinden akan yaşlarla birde elindeki son mektupla koştu yanıma hani söz vermiştin bırakmayacaktın beni bu kahpe dünyada tek başıma
demişsin mektubunda aşkım sakın kendini suçlama bir deli sevdayla çıktın karşıma
ama kaptırdım kendimi bu lanet uyuşturucuya devam edemem böyle hayata diye
sendin benim hayata tutunan tek dalım senle yaşamadıktan sonra
ne yapayım okuyup öğretmen olmayı hem ne diyecektim öğrencilerime
sevdiğimi biriciğimi kurtaramadım belki belki sizi kurtarırım mı
demezlermi adama sen sevdiğin için hiçbirşey yapamamışın
bizim hayatımızı nasıl ve hangi yetenekle kurtarabilirsin
şimdi burdayım valenciada hani okul bitince gelecektik ya
gücüm yeterse bir gün geleceğim vatanıma
seninle birlikte toprağa gömdüğüm kalbimin kalbimin yarısına hayatta tek şey öğretin bana birtanem kanlı yağmurlar yağdığında yine yitip gidiyor bir büyük sevda