Kara Bir Gün

Ayşe : günaydın güzel kızım
Meliha. Günaydın anne
Ayşe : onur hadi çabuk ol kahvaltıya gel. Uykunu aldın mı kızım. iyi uyudun mu?
Meliha: evet anne sağ ol iyi uyudum
Ayşe : ah kızım biliyorum çok yoruluyorsun.
Meliha: yapma anne üzme beni hadi ben çıkıyorum işe geç kalmayayım
Ayşe : tamam kızım sana hayırlı işler. Dikkatli ol başına bir şey gelmesin
Meliha: tamam anne dikkatli olurum

Ayşe üzülüyordu. kahır oluyordu kızını bu halde görmeye. Kardeşi okusun diye okulunu yarım bıraktığı Hayallerini kardeşi için elinin tersiyle bir kenara ittiği için kızına üzülüyordu. Bu fedakarlığı herkes yapamazdı. Benim güzel kızım gül yüzlü kızım güzel gözlü kızım benim
Okulunu yarım bıraktın tahsilini bitirmedin. Hayallerini gerekleştiremedin. Kardeşin okusun diye adam olsun diye bıraktın her şeyi. Ah baban sağ olsaydı da sen okusaydın. Ayşe teyzenin yanaklarına düşen gözyaşları süzüldü buğday tenli yanaklarına. Tutamıyordu göz yaşlarını. kızına mı ağlıyordu vefat eden kocasına mı yoksa ihanetlerle dolu bir dünyaya mı ağlıyordu Ayşe teyze. Ağlayacak o kadar şey çok ki her gün birine ağlasa ömrü yetmezdi. Hayatı hep hüzün ve kederle geçti acılarla yaşadı yaşandı ve yaşattı. Bu koskoca dünyada hayat arkadaşı onu yalnız bırakmıştı. Zamansız gitmişti. Oysa yapılacak o kadar çok şey vardı ki bu hayatta hepsi yarım kaldı. Umutları bir anda yok olmuştu. Elinden alınmıştı sanki. Hayata dair yapılacak o kadar çok şey dururken hiç ummadığı anda hayat ona acı bir ders vermişti. Hayat arkadaşını eşini kaybetmişti. çocukları yetim kalmıştı. Bu koskoca deryada tek başına kalmıştı çaresiz umutsuz bırakılmıştı bütün hayalleri. Oysa yapılacak ne çok hayallerim vardı diye içinden geçiriyordu. Kızım okuyacak okulunu bitirecekti. Mezuniyet törenine beraber gideceklerdi. Kızım mezuniyet şapkasını havaya fırlatırken fotoğraf çekecekti. okulun önünde kızını mezuniyet kıyafetleriyle mutlu bir aile fotoğrafı çekecekti. Kızının muhasebeci olduğu günü beraber kutlayacaklardı. Akşam babaları meyveli bir pasta alacak beraber eğleneceklerdi. Kardeşi Onur da doktor olacak ikisi de okuyacaktı. Mutlu bir hayat mutlu bir gelecek kuracaklardı. Hayata dair yaşanacak gülüp eğlenecek ne varsa yaşanacaktı. Bütün mutluluklar yarınlar bizim olacaktı. Umutlar bizim gelecek bizim bir aile olacaktık. Zamansız gidişin olmasaydı. Bu dünya bu kadar acımasız olmasaydı. Gidişin bu gidiş olmasaydı. Seni o gün işe uğurlarken kendine iyi bak demiştim dikkatli ol demiştim başına fena bir şey gelmesin demiştim. O gün sen işe gitmeden önce kızımızı beraber uğurlamıştık okuluna. O gün alnından öpmüştün sarılmıştım sımsıkı kollarla kızına sanki vedalaşır gibi bir daha görmeyecek bir daha sarılmayacak gibi bir daha öpmeyecek gibi öpmüştün. Kızının gül yüzünü bir daha görmeyecek gibi. Niye öyle sarıldın niye öyle öptün durup dururken . Yoksa sen biliyor muydun? Bir daha dönmeyeceğini bir daha meyveli pasta almayacağını bir daha sevindirmeyecek miydin kızını, gurur duymayacak mısın, bir daha gül yüzlü kızım diyemeyecek, güzel gözlüm diyemeyecek miydin . ?Bilseydim gönderir miydim seni yollar mıydım ?akşam haberini duyunca ne kadar da kolay söylemişlerdi. Sıradan basit bir şey olmuş gibi sanki eli kanamış sanki ayağını burkmuş gibi söylediler. senin inşaattan düştüğünü orada can verdiğini başınız sağ olsun diye ne kadar da kolay söylemişlerdi. Duyduğum an ömrümden ömür gitmişti. Dünyam yıkılmış hayallerim bitmiş umutlarım gitmişti bu dünyadan. şimdi ben ne yapar ne ederim. Zavallı kızım babasının ölüm haberini duyunca o güzel gözlerinden akan seller sular gibi gözyaşları dinmek bilmiyordu. Ağzından çıkan iki kelime vardı hep Babam Babam diyordu. Duymuyordu gözyaşları, yıkılmıştı ölmüştü sanki. baba baba diye inliyordu güzel kızım benim. Kapının önünde kızını uğurlarken bunları düşünüyordu . Güzel kızım diyordu. Birden uyanmıştı Ayşe teyze derin mazisinden bir ses alıp onu çıkartmıştı geçmişinden. Kulağına gelen ses söküp çıkartmıştı onu.

Onur: anne anne
Ayşe : söyle oğlum ne oldu
Onur: çoraplarım nerde bulamıyorum?
Ayşe : dur oğlum dur geliyorum
Onur: ablam gitti mi?
Ayşe teyze: gitti benim güzel kızım
onur: ben doktor olunca onu hiç çalıştırmayacağım . Sizlere ben bakamam çalışmasına gerek kalmayacak. Onu prensesler gibi yaşatacağım anne
Ayşe teyze: benim yakışıklı oğlum doktor oğlum

20 Ağustos 2008 4-5 dakika 7 öyküsü var.
Yorumlar