Karçiçek
Yabancısıydı artık sanki bu odanın . Bu odanın , evin , apartmanın , sokağın , mahallenin , semtin hatta bu şehrin.Hava karanlıktı ve soğuk pencerenin kenarında sigarasını içerken içine bir titreme geldi , saate baktı , geç olmuştu gerçekten.İnsan birçok şeye alışmaktaydı zamanla .Mesela çok severken ayrılmaya , onsuz yapamayacağınızı hissetiğiniz zamanlar olduğuna kendinizi inandırdığınızda,bir bakarsınız o gitmiştir.Gidişi kimi zaman şarkılardaki gibi olur kapı sertçe kapanır ya da filmlerdeki gibi olur bazen de , eller ellerden kopar ve gözyaşlarıyla olur.Ölümlere de alışmaktaydı insan , ölüm de bir ayrılıktı , sadece manşet atılırken satır aralarında gezinmekti işte konuşulanlar.
Kadın düşündü kendi kendine sigarasından bir nefes daha çekerken , bu gece şanslıydı aslında yıldızlar vardı ne kadar soğuk olsa da insanın sığınacak bir şeyler bulduğu bir gerçekti.Kimi zaman bir yıldız oluyordu milyarlarca ışık yılı uzakta , kimi zaman bir çift göz oluyordu içini ısıtan yanıbaşında.İnsan dedi işte , anlamını nelere yüklerse işte odur dedi,yıldızlar mı yüklendi , uzaktakine mi sevdalananırdı ya da iki kaş arasında gözden fazlasına mı aşık olurdu, bir nefes daha çekti sigarasından ve ben de öyleyim aslında , yanındayken iki çift gözden fazlası oluyordu ,uzaktayken ise yıldızımdı benim her an kaymaya hazır , lakin daimi parlayan .
Sigarası bittikten sonra eline yüzüne baktı , camdan gördüğü görüntüsünde bembeyaz kesilmişti sanki , gece soğuktu ve karanlıktı . O ise geceye inat kar rengindeydi,kendi kendine işte ben beyaz olmalıyım geceye inat dedi ."Aynı nehirde insan iki kere yıkanamaz" demişti ya bir bilgin o da bir kez daha hayata gelmeyecekti , o da biliyordu , akan derenin içinde kaybolmayacaktı, o beyazdı siyaha inat. O , kar idi , ne kadar soğuk olursa olsun dondurucu soğukta ısınacak bir şeyleri olurdu insanın.Şaşaalı sözlere gereği yoktu ama asla ya da karışık denklemler gibi düşünmeyecekti.Sadece beyaz olacaktı fazlası değil ne kadar dumanlı olsa da etrafı o nefes alıyordu ya , bu da onun gerçeği idi değişmeyecek.
İnsan ne kadar uğraşırsa uğraşsın değiştiremezdi gerçekleri, mesela 2+2 =4 eder , ya da güneş batıdan batar doğudan doğar bunu da değiştiremezdi . O da asla gerçeklerini değiştiremezdi, nasıl olursa olsun bir kalp taşıyordu ,elleri yüzü vardı ve gözleri.Güzel miydi ya da çirkin , uzun mu kısa mı ? Nasıl olursa olsun insan demişti ya Hz.Mevlana , "ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol" demişti , işte sadece öyle olmalıydı, beyaz olmalıydı daimi .Şair dizelerinde söylediği zaman "yaş otuzbeş yolun yarısı eder" diye o neresinde olursa olsun yolun rengini seçmişti artık .
Saate baktı ve kapı açıldı ve kocasını gördü .Her zamanki gibi gülücükle ve ellerinde siparişlerle gelmişti .Paketleri bıraktı ve sarıldı :''Karçiçek nasılsın ? Günün nasıl geçti ?''
Kadın güldü ve doğru ya dedi ismim gibi olmalıyım :
'' Karçiçek...''