Kargalar Kendi Aralarında Gülüşüyorlardı
Duydun mu karga kardeş Yunanlılar, Ruslardan gelecek saldırılar için adalara yığınak yapıyormuş... Karganın birisi buna gak derde, başka bir karga durur mu, o da gak der. Sonra kargalar hep birlikte gak gak gak gak gak gak, diye gülüşürler...
Yunan Başbakanı mı, boş bakanı mı işte neyse ne, bir saatte Ankara'ya varırız demiş. Kargalar durur mu? Durduğunu kim söylüyor, gak gak gak gak gak gak, diye gülüyorlar haliyle karga kardeşler... Bir de dış işlerden sorumlu bakanları Dangalos mu Pangalos mu, neyse ne işte... Ordumuz çok güçlü, boşbakanımızın, pardon başbakanımızın dediği gibi, Ankara'ya bir saatte, Pötürgeye'de bir saat yirmi üç dakika da varırız... Bize bulaşmasınlar... Ah kargalar bunlar sizi güldürmek için ne kadar çok çaba harcıyorlar. Karga sever olmasın bunlar...
Pek bir sayın saygıdeğer vatandaşlarımızdan birisi ''Kürk Mantolu Madonna'' cümlesini duyunca, ''Aaaaaa vay hınzır vay alem bu Madonna demek paraya kıyıp da kendisine kürk manto almış.'' diyerek hem Sebahattin Ali'nin kemiklerini sızlatmış, hem de kargaları kendine kah kah kah kah ve de bolca kahlar ile güldürmüştür... Bu arada bazı kargaların Kürk Mantolu Madonna'nın merhum Sebahattin Ali'nin bir kitabının ismi olduğunu bildikleri görülmektedir...
Son giyinmeme tarzıyla herkesi büyüleyen, hatta büyülemekle de kalmayıp ağızlarını yirmi beş otuz karış açık bırakan Aleyna Sansar Maleyna kızımız, bu saatten sonra önümde kimse duramaz, duranlarda olursa es kaza, onları da korumalarım yerle bir ederler, en büyük benim, hatta en büyükten de daha büyüğüm, siz yaşıma bakmayın, şimdi bir filozofça laf ederim apışıp kalmakla kalmaz, apışmaktan da beter olursunuz, demedi demeyin, dedikten sonra, çok ciddi olduğu düşünülen ve şimdiye kadar güldükleri görülmemiş bazı kargalar bile katıla katıla gülmüşlerdir... Ne mutlu kızımıza kargaları güldürmek konusunda bayağı ilerleme kaydetmiş...
Bülent Ablamız bardağa su katmadan iki duble rakı attıktan sonra, bu camianın divasıyım, hatta ve de daha hatta, divanında daha ötesindeyim ben, muhteşemim, yaşayan en büyük sanatçıyım, öldüm mü de en büyük ben olacağım. O markayı da ilk ben kullandım anacığım, Anıtkabirde ilk şemsiye tutun diye tutturanda benim, var mı ötesi... Ne hatunum ama, çocuğum olmasa da ben hepinizin anasıyım, benim canlarım ibibiklerim, dedikten sonra, kargalar kendi aralarında bir müddet tartışma başlatmışlar ''Bu Bülent ablaya abla mı desek abi mi desek ya da hiç bir şey demesek mi?'' diye uzun uzun tartışmışlar. Tartışmaları duyan başka başka kargalar ise, bizim sesimiz de fena değil ama malı o götürüyor, diyerek, kahgidi kahgidi, kahgidi, diyerek gülmüşlerdir.
Bir kaç ay önce üç kilosu on liraya satılan domates, kilosu üç liraya satılan salatalık bir ara otuz liraya kadar çıktığı için, bu olay kargaların çok dikkatini çekmiş, biraz gülmeye çalışmışlar, ama kahkahalarla değil de acı acı gülmüşlerdir... Bu da kargaların zaman zaman rutinin dışına da çıktığının resmidir...
Sayın saygıdeğer pek bir muhterem Tirmanya Maliye Bakanı, bakanlığa girerken kapıda durup sadece maliye bakanı yazısının, bakanı yazısını atlayıp, maliye yazısına uzun uzun bakmış ''Kısa bir zaman sonra bu ülke de enflasyon menflasyon, deflasyon, hiper tansiyon, diye bir şey kalmadığı gibi, ödül törenlerinde de enflasyonu çağrıştırdığı için bundan böyle mansiyon verilmeyecektir.'' demiştir. Her zamanki gibi bu olaya kulak kabartan kargalar, kulak kabartmakla da kalmamış, Nasrettin Hoca fıkralarına, Temel Fıkralarına, Belden aşağı fıkralara nasıl gülünüyorsa öyle, hatta daha da fazla gülmüşlerdir...
Hadi şarkımızı da sona ekleyelim. Bu ayrıca kargaların milli şarkısıdır. ''Karga karga gak dedi, çık şu dala bak dedi, çıktım baktım o dala bu karga ne budala.'' Kargaya bakmak için çıktığım dal ise az kalsın kırılacaktı. Bir karga yüzünden kafayı gözü yaracaktık neredeyse...