Kelebeğim 1.Bölüm
Belki bir gün gelir diye kuşumuzun kafesini balkona koydum... Belki gelir de kafesini, evini görür, içine girmek ister, kaçtığına pişman olur diye. Belki gelir, belki öter yine cıvıl cıvıl, kapının zilini taklit eder beni kandırır diye...
İlk başlarda hiçte çocuksu gelmemişti bu isteğim ama şimdi çok çocuksu, çok saf bir beklenti gibi geliyor. Ve bu durumdan utanıyorum, sensiz pekte mantıklı davranamamaktan, sensiz bir hiç oluşumdan, sensiz meydana apaçık çıkan kimsesizliğimden...
Yalnız başıma kaldığım bu evde televizyonun, radyonun, bilgisayarın, musluktan akan suların, sokaktan gelen arabaların, insanların, floresan iniltilerinin, gıcırdayan yatağımın, parkelerin, kapıların sesi dışındaki tek sesi, kuşumuzun sesini yitirdim. Yalnız olduğumu anlayamamışsım meğer o olunca... Senden bana kalan tek şey olmayınca, sevdiğin, okşadığın, bakıştığın, ötüştüğün, öpüştüğün kuş olmayınca zorlaştı yaşamak... Bir gün gelirsen elinin üstüne alıp oradan da omzuna çıkartıp şarkılar söylettiğin kuşu bulamayacaksın ne yazık ki bir daha...
Utanıyorum...
Kaybettim, camı açık bıraktım ve gitmez dedim alıştı nasılsa dedim uzun zamandır kalıyor uzun zamandır yediriyor içiriyorum onu gitmez dedim...
Yanılmışım, uçtu gitti işte... Birkaç tüyü bile kalmadı geriye.
Sen de böyle gitmiştin kelebeğim. Bir anda, bir hastane odasında sabaha karşı...
Kablolarla, makinelerle, serumlarla, ilaçlarla yatarken yatağında biraz daha dayan dedim, dayanamazdın, dayanamayacaktın biliyordum ona rağmen dedim dayan dedim ses vermedin, el vermedin, kaldığın odanın kapısının önünde saatlerce bekledim, ölmeni bekledim, ölmeni, yalnız kalmayı , mezarını ziyaret edeceğim günlerin gelmesini, aldığım çiçekleri üzerine dikeceğim, fotoğraflarına bakıp ağlayacağım, iştahımı ve bileklerimi kesen günlerin gelmesini bekledim.
Dayanamadın kelebeğim...
Zayıf ve güçsüz bedenin, narin, süt beyazı, çiçek gibi solan bedenin daha fazla kaldıramadı bu koca
yükü. Olmadı, ettiğim dualar kabul olmadı.
Alışmışken yokluğuna gidişinin ardından koca bir yıl geçmişken. Kuşum, kuşumuzun gidişiyle aklıma geldi her şey...
Dün gibi şimdi her şey...