Kelebeğim 2.Bölüm

Adını sen koymuştun kuşumuzun, "Umut olsun aşkım, umudumuz olsun" demiştin...
Sanki bir çocuğa isim koyar gibi koymuştun. Sanki o kuşu doğurmuş gibi, sanki o kuş canımızdan, kanımızdan bir parçaymış gibi, bir anne gibi...
Sanki o kuş , bizim olmasını çok isteyipte bir türlü olmayan, sevişmelerimizi anlamsız kılan, boşa çıkaran, doktorların ağzından dökülen sözcüklerle hayallerimizin rahminden dahi alınan doğamayan çocuğumuzdu...
Hastalığını öğrendiğimiz, küçücük evimizin üzerimize kocaman yıkıldığı, birbirimize sarılıp ağladığımız gün...
Hiç konuşmayıp sadece ağladığımız, gözyaşlarını hiç durmadan öptüğüm, sildiğim... Gözyaşlarımı gözyaşlarına katıp canımızın yangınını söndürmeye çalıştığım günün akşamı almıştık biraz hava almak iyi gelir ümidiyle dışarı çıktığımızda...

Neden aldığımızı bilmiyorum, küçük bir kız çocuğu gibi tutturduğun için, " bana bir kuş alır mısın? Bir kuş istiyorum aşkım, çok istiyorum alalım mı?" dediğin için mi? Seni kıramadığım, kıramayacağım için mi? Her şeyi unuttuğun için mi bir kuşun sesinde? Bir kuşun sesinde Tanrının sana vermemeyi uygun gördüğü çocuğunu, çocukluğunu bulduğun için mi?

Bahçemizde oturup kafesini kendi ellerimle çakmıştım. Ve elimi yaralamıştım bir çivi yüzünden, batmıştı işte elime... Küçük bir çığlık atmıştım, korkup, koşup gelmiştin yanıma, elimi tutmuştun, öpmeye başlamıştın, elimin yaralanan yerindeki küfe aldırmadan, kanlara, elimdeki çamura, toza aldırmadan öpmüştün...

Unutamıyorum kelebeğim...
Dudaklarındaki kan lekelerini
Ve elime gözlerini kısa kısa, acıyan bakışlarla süzerek, şevkatle sürdüğün tentürdiyotu...

10 Nisan 2013 1-2 dakika 23 öyküsü var.
Beğenenler (2)
Yorumlar