Keşke Ben de Bir Doktor Olsaydım
Sibel kaç gündür eve kapanıp kalmıştı. Sürekli kar yağıyordu. Hava soğuktu. Yağan karlar gece buza dönüşüyordu. Altta kalanlar erimeden, üstüne yenileri yağıyordu. Yolda yürürken düşmemek için adeta cambazlık yapmak gerekliydi.
Bugün dışarı çıkmak zorundaydı. Tabanları kalın olan botlarını giydi. Sıkıca giyindi. "Ohhh mis gibi bir hava varmış aslında!'
Karda yürümek gerçekten güzeldi. Hele de kar yağarken ayrı bir güzeldi ama, altı buz olunca düşmekten korkuyordu. Bir de dışarı çıkarken üzerini kat kat giyinmesi gerekiyordu ya, işte Sibel en çok da buna üşeniyordu. Kalın kazaklar, kaşkollar, eldivenler, kalın mantosu, ağır botları... Hepsi ona çok ağır geliyordu. Robot gibi hissediyordu kendini bu giysilerin içinde.
Ağaçlar ne hoş görünüyordu. Üzerleri karla kaplanmış. Birileri fotoğraf çektiriyordu. Biraz ileride bir kaç çocuk kardan adam yapmaya uğraşıyordu. Kara buza rağmen hayat devam ediyordu.
Etrafına bakarak dalgın dalgın yürüyordu ki, yanından geçen biri gürültüyle yere yuvarlandı.
Sibel bir çığlık attı...!!!
Aman tanrım...!!!
Adam boylu boyunca uzandı, çok gürültüyle düştü.Kafası da hızla yere çarptı.
Sibel adama yaklaştı "Beyefendi... Beyefendi..."
Ses yok. Birileri daha geldiler. Onlarda seslendi ama yine ses yok...!!!
Sibel adamın nabzına baktı. Anlamadı."
"Bayan anlamıyorsanız müdahale etmeyiniz ambulansı bekleyiniz."Dedi birisi.
"İlk yardımı biliyorsa yapsın bırakın karışmayın." Dedi bir başkası.
İnsanlar toplandılar, herkes bir şeyler söylüyordu.
Sibel çevresindekileri duymuyordu. O anda orada yalnız yerdeki adam bir de kendisi vardı sanki. Herkesi, her şeyi unutmuştu. Tamamen adamı yaşama döndürmeye konsantre olmuştu. Bildiklerini , okuduklarını hatırlamaya çalışıyor, kimseyi duymuyordu.
Çantasından bir ayna çıkardı. Burnuna ağzına tuttu. Yaşam belirtisi göremedi. Adamın montunun düğmelerini açtı. Yanındakilere de "Birisi bir ambulans çağırsın" dedi. Sonra adamın kravatını gevşetti. Gömleğinin düğmelerini açtı. Adamın üzerine doğru eğildi. Hafif hafif sûni teneffüs yaptırmaya çalıştı. Hafif hafif göğsünü elleriyle bastırıp çekti..Sonra adam rahat nefes alsın diye başını yana doğru çevirdi. Adamın ağzından beyaz bir köpük boşandı. Adam hafiften bir takım mimikler yapmaya başladı sanki. Sibel öyle heyecanlandı ki..!!! Mendilini çıkarıp adamın ağzını sildi. O sırada da ambulans gelmişti. Binip hastaneye gitti. Yaptıklarını oradaki Doktorlara anlattı. Doktorlar hemen adamı acil odasına aldılar.
Sibel kapının önünde bir yarım saat bekledi. Doktor kapıda göründü.
"Hastanın yakını mısınız bayan?"
"Hayır değil. Tanımıyorum."
"Hımmm bravo doğrusu. Tanımadığınız birine çok güzel ilk müdahaleyi yapmışsınız. Hemşire falan mısınız?"
"Hayır değilim. Bir kitapta okumuştum. Okuduklarımı uyguladım. Sadece suni teneffüs yaptım. Kafasını yana çevirdim. Hepsi bu.'
" Hımmm gerçekten ilginç. Büyük bir cesaret yaptığınız. Ama çok başarılı bir müdahale. Kutluyorum sizi. İçerideki hasta hayatını size borçlu."
"Birine yardım edebildiysem ne mutlu bana."Doktorun sözleri Sibel'in ruhunu okşamış, ona öyle iyi gelmişti ki. Hastaneden çıktığında yeniden doğmuş, kuş gibi hafiflemiş hissediyordu kendisini. 'Meğer iyilik yapmak insan ruhuna ne kadar iyi geliyormuş' diye düşündü içinden.
Hasta o gece yoğun bakımda tutulacaktı. Ziyaretçi almıyorlardı. Sibel telefon numarasını bıraktı. "Bir şeye ihtiyacı olursa arayabilirsiniz" dedi.
Hastanın kimliği tespit edilmiş, ailesi aranmıştı. Bir kaç gün sonra Sibel'i bir bayan aradı. 'Babamı kurtaran bayan siz misiniz? Babam sizinle görüşmek istiyor.'
Sibel hastaneye gitti. Yaşlı adam ve ailesiyle tanıştı. Hepsi Sibel'e teşekkür ettiler, müteşekkir olduklarını söylediler.
Sibel gayet sakin bir şekilde" Kim olsa aynısını yapardı dedi."
Bir an doktor olmayı arzuladı. "Keşke ben de bir doktor olsaydım" dedi . Bir hayat kurtarmak ona yaşama sevinci vermişti. 'Gerçekten birinin hayatını kurtardım!' İçinden çığlık atmak, herkese haykırmak istiyordu...!!!