Kibritçi Melankolik Kızın Hayalleri
ne yorgun fabrika kızlarına ne de partiden partiye koşan sosyete kızlarına özentisi yoktu onun...ne umut yorgunuydu ne de hayal enkazı...ne hırsla yürürdü , ne de hırsla koşardı bu yüzden...
durgundu kibritçi kız, vurgundu aslında...
hayallerini gerçek yapmanın telaşında yemişti en büyük vurgunlarını...kalbi kısır döngülerde tarla gibi sürüldükçe, büyüdü kibritçi melankolik kız, süründü topraklarda yağmuru bekleyen sürgün tohumlar gibi...bu yüzden en çok da sürgündü kibritçi melankolik kız, bulutlara aşık ve üzgündü biraz da...
siz serap deseniz o su derdi, siz hayal deseniz o gerçek diye düşlerdi işte bu yüzden tüm herşeyi...çünkü; bilirdi bir gün yağmuru müjdeleyen bulutların geleceğini, bilirdi bir gün tüm hasretlerin biteceğini...
kimse hayal etmese de, kimse inanmak istemese de o tek bir şeye inanırdı..o da "aşk"...tek hayaliydi onun, aşkla yürümek yolları...ve aşkla aşmak tüm ma'nileri...
"aşk varsa herşey var, aşk yoksa hiçbir şey yok" diye sonlandırırdı cümlelerini...dedim ya kibritçi melankolik kızın tek bir hayali vardı..o da hayatını aşk yapmaktı...bu yüzden asi, bu yüzden inadına cesurdu...ve güzellikler bozulacak diye, ansızın, ürkek ve derinlemesine sessizdi...
bir kibritin alevinde ısıtırken yüreğini, kibritçi melankolik kız kötü düşünceleri hiç dillendirmezdi...gerçek olmasın diye; evhamlarını, korkularını gizlerdi...dedim ya bu yüzden yenilmezdi..her yenilgi sanılan şeyde yeni hayaller için yeni ateşler yakardı hep bu yüzden, hep bu yüzden..
Kelime grubunu çok sık kullanmanız biraz göze batmış. Hikaye güzel, anlamlı. Biraz daha allanıp pullanabilirdi. Sevdim. Tebrikler. Işık yanınızda olsun.