Kırık Hayatlar 1
Burası bildiğiniz gibi bir sokak İzmir'in sokakların dan bir sokak sıradan insanların yaşadığı hayatın içinde yaşayan senin, benim, onlar gibi yaşayan kendi halinde sessiz sakin bir hayatı yaşayan emeklisiyle, çalışanıyla okuyanıyla yabancısıyla nezih bir yer.
Burayla tanışmam 1984 yılının ocak ayında olmuştu ev alarak. işimin farklı bir meslek dalı olması nedeniyle bu sokakta bir bakkalı bir de fırıncıyı tanıyordum oda akşamdan akşama selamlaşmayla sınırlıydı. Aradan gecen 25 yıldan sonra evimin karşısında bulunan bir İnternet kafe işletmeciliğini almamla başlamıştı gerçek 490 sokaktaki ?' kırık hayatlarla ?' tanışmam küçük şirin bir dükkanda bire bir konuşmalar ve çarşı esnafının da yardımıyla sokakta ki tüm mahalle sakinleriyle içli dışlı olmuştum artık...
Seviyordum burayı halkla iç içe olmayı bire bir konuşmayı yeri geldiğinde iyi bir dinleyici gerektiğinde ise yaşamımda benimde edindiğim tecrübelerimi aktarmayı seviyordum haddimi bilerek. Ama en çokta dinlemeyi seviyordum çünkü yaşadıkların kadar yaşananlardan da ders almayı da bilmeliyim diyerek seviyordum dinlemeyi.
İnternet'e gelenler ders notu çıkaranlar, sohbete gelenler ile bir merhabayla başlayıp çayla devam eden dostlukları kurmamda yaşımın ilerlemiş olması da bunda pay sahibiydi.
Ne istene bilinirdi ki zaten güler yüz ve tatlı dilden başka bunları benim yapmamam gibi bir lüksüm de yoktu. Çünkü bu sokakta yaşayanlar benim gibi sıradan sevecen insanlardı mutsuz olsalar bile.
Zamanla tanımaya başladığımda dışarıda Maskelerini takarak mutlu gibi görünen fakat hayatlarının hiçte öyle olmadığı gerek maddi gerekse manevi konuşmalarıyla belli oluyordu. Aile bireylerinin her birisiyle ayrı ayrı konuşulmaya başlandığın da hatalarının kendilerinde olmadığını söyleyerek haklılık paylarını kendilerinde buluyorlardı ama gerçekte bu böyle miydi acaba?
Her ikisi de bir birinden habersiz konuşmalar içinde olduğu zaman dilimi içinde yaşamın onlar için yarınlarda neleri getireceğini bilemiyorlardı bile. Kimisi ataerkil toplumun düşüncesiyle hak veriyor, kimisi de yaşadığı hayatı kendisinin seçmediğini söylüyordu...
İki bireyin gönül rızasıyla kurulmuyor muydu bu kutsal evlilik müessesesi hastalıkta sağlıkta diye söz verilmiyor muydu şahitlerin önünde.
Her zaman olduğu gibi kimsenin sesi bile çıkmıyor her kez mesut mutlu bahtiyar olarak düğünün sonunda evlerinin yolunu tutarken. Aradan gecen zaman içinde neler değişti, ne gibi hayat şartları değiştirdi ki bu iki sevda yüklü yüreği birbirinden farklı düşündüren nedenler neydi?
Sormaktan, sorgulanmaktan kaçınarak son noktayı koyamadan yaşamlarını sürdürdükleri ?' bu kırık hayatlar ?'hep iki ayrı yastığa, mahkum edecekti geleceklerini. Anlatacakları ve söyleyecekleri o kadar çok şeyleri var ki?
İyi bir dinleyici ve iyi bir gözlemci olmanın bu gibi yaşanmışlıkların ve yaşananların anlatılmasında rolü büyük olacaktı beklide. Anlatamadıkları olayların, söyleyemedikleri kelimelerin bastırılmış duygularla dört duvarın içinde hapis olanların gün yüzüne çıkması için sebep olacaktı.
Bundan sonra yazılacak bu öykülerde bireylerin isimleri, gizli kalmak kaydıyla evli çiftlerin
'' kırık hayatları ?' yaşanmamasına neden olacak beklide.
__ Öykümü günün öyküsü olarak seçen seçki kuruluna teşekkür ederim.____
Dolu dolu hayatın içinden yaşanmışlıklar tanışılan farklı insanlar. İnsanın yaşadıklarını yansıtması sanki hayatının özeti oluyor bir yer de. Güzeldi Mesut bey devamını da bekleriz...👍
Dün yazdığım gibi güne bekliyordum. Eser yerine çok yakıştı. Tebrik ederim Değerli Kaleme teşekkür ederim...
..üstad önce bireyselleşmeden yola çıkarak sosyaliteyi yani kısmen kısır döngüyü görmüş deneyim etmişti farklı mecralarda aynı insanları ve yanılgısı saklı,pozitif düşünce ürünü cümleler kurmuştu evlilik kurumuna dair anlaşılır ve kolayca sindirilir düzeyde güzel bir anlatımla genel kabul gören bir felsefeydi 'bir yastıkta kocama' deyimi fakat ölüm kadar haktı ayrılık çok güzeldi yazı yazan kaleme selam olsun teşekkürler tebrikler..candan kutlarım
"Kırık Hayatlar" ne çarpıcı bir isim. Anlatılalarda bir okadar etkileyici...
Sürüklenip giden hayatlar...
Kutlarım Mesut bey, saygılar..
sürükleyici güzel öyküydü eline emeğine sağlık hemşehrim selamlar.