Kırmızı Siyah Beyaz

Kapısı kanatlı bir telefon kulübesiydi, jetonlarla çalışan...Cebimizde değildi telefonlarımız, sevgililerimiz...

Sıcaklığın ve namussuz sevişmelerin kavurduğu bir İzmir öğleniydi...

Dedesi açtı telefon; tüm akrabalarının ve arkadaşlarının kayıtlı olduğu küçük telefon defterimden ....

''Ulaşamıyorum Özgür'e'' dedim... ''Bilmiyor musun'' dedi...''Neden bilinmez, İzmir'e gidiyormuş,trafik kazası geçirdi, hastanede yoğun bakımda'' dedi...

Ali ismimi o gün kaybettim, ''neden'' oldu benim adım...Bana gelen sevgilim yoğun bakımdaydı, oysa ben daha yoğun bakardım O'na..İlk sürprizin bu mu olmalıydı gülüm? Sen zaten Tanrı'ya inanma nedenim olan sürprizimdin benim...Bu da varlığıma inandırmıyorsa seni, yadsı o zaman beni dememiş miydi Tanrı'nız?

Sıkı solcu, bir o kadar da feodal babası karşıladı beni hastanede...Kızına konacak toz zerresiydim belli ki O'nun için, hangi baba izin verir ki?
Bir hemşire girdi koluma, sen misin O dedi? Kim dedim..Dardanel ton dedi...Sadece baktım yüzüne...Bacağı kısaldı, dalağı alındı,beynindeki ödemden dolayı hafızası yok dedi...Severdi dardanel tonu dedim...Neden gelmedi dardanel tonum diyor dedi...Yüreği alınmamış demek ki demeyi düşündüm, sustum...

Ali'ydim, neden oldum, dardanel ton oldum; ne isterse olurdum,ik aşkımdı,belki de son....Barmenlik yaparken, üst kattan görüp ''Tanrım muhteşem bir kız'' deyip aşağıya tanışmak için indiğimde sevgilim olduğunu farkettiğim sevgilimdi O...Anlatınca seni tanıyamadım deyip, sağlam bir tokat yediğim, kendini kendinden kıskanan küçüğümdü....Yüz kez görsem, yüz kez aşık olacağım kadın...

Türk filmleri gibi olmuyor hafıza kaybı..Sevdiğini hapseden bir beden görüyorsun sadece...O bedenin içine sıkışıp kalmış bir ruh, bir düşünce...

Fizik değil bizi çeken demek ki!Bir sohbet,bir bakış,bir çift kelime...

Kalçalarına,göğüslerine,vahşi yüzüne aşık olduğumu sanırdım oysa...

Legolardan şato yapıp,bozan bir çocuksun sen ey Tanrı! Kan kırmızı evler, şatolar yapıp; simsiyah bir geceye bırakıyorsun...

Yazar ya Beşiktaş'ın tüzüğünde ''Balkan yurtları ne zaman Türk Yurdu olacaki Beşiktaş'ın renkleri yine eskisi gibi kırmızı-siyah-beyaz olacak'' diye...

Benim tüzüğümde ''neden'' oldu artık benim adım yazıyor...

İyileşti,ilk beni unutarak başladı yeni hayatına..Yırtık kotlu,küpeli bir gence aşık oldu..Sonra ev arkadaşıma,sonra başka bir gence..Ben dışında herkese belki de...

Kızamamak ne acı,büyük aşktan büyük o.......luk yarattık farkında olmadan...

Her yıl 8 Temmuz'da Balkanların yeniden Türk Yurdu olmasını bekliyorum artık...

25 Şubat 2011 2-3 dakika 9 öyküsü var.
Yorumlar