Kıyıya Vuran Umutlar
?'Yokluk ve yoksulluk dünyanın hiçbir yerinde kader olmamalıdır.''
Yaşadığımız son yüzyılda dengelerin tamamen bozulmasıyla birçok ülkede insanlar acı içindeki yaşamlarını sürdürebilmek için arayış içine girmişlerdir.Bilhassa az gelişmiş ve savaşla sarsılan ülkelerde açlık ve yoksulluk adeta kaderdir.Dünyanın birçok yerinde bu sebeple bir lokma ekmek için insanlar yerlerini yurtlarını terk edip, gelişmiş ülkelere göç etmektedir.Son yıllarda Ortadoğu'da yaşananlardan dolayı bu göçlere sıkça rastlanmaktadır.
Genelde kafile halinde hareket eden bu insanlar mülteci sıfatıyla anılırlar.
Avrupa'da çalışabilmek için genelde ülkemizi geçiş olarak kullanan mülteciler izinleri olmadığından daha çoğu yasal olmayan yollardan göç etmeyi tercih etmiştir.
Her şeye rağmen yaşadıkları toprakları terk edip bir lokma ekmek için kimi ailesini geride bırakıp, kimi ailesini yanına alarak tanımadıkları yabancı ülkelere gitmişlerdir.
Hayatın her alanında olduğu gibi bu alanda da düzenbazlar sahneye çıkmışlar, insanların hayatlarını hiçe sayarak bu zavallı insanların borç harç yolculuğu tamamlayabilmek için ceplerine aldıkları paraya gözlerini dikmişlerdir.
Bu yolculuk başladığı andan itibaren onların bilgisizliği ve çaresizliğinden nemalananlar, sülük gibi bu insanların kanını emmek için sıraya girerler.
Daha ziyade ülkemizin doğusundan giriş yapan bu insanlar karada nispeten daha rahat hareket etseler de, gümrük kapılarından çıkamayacakları için en kestirme yoldan deniz yoluyla Ege'de Yunanistan adalarına çıkartılırlar.
Son yıllarda sıkça görülen bu duruma her bölgede onları yönlendirecek düzenbazlar görev paylaşımını yapıp koordinasyonu sağlarlar.
Guruplar halinde toplanan bu insanlar olumsuz şartlar altında kıyı bölgelere nakilleri yapılıp, uygun bölgelerde yola çıkartılmak üzere orman içlerine gizlenirler.
Güvenlik güçlerinin sürekli takibiyle yakalanan guruplar olsa da birçok kez nakiller yapılır ve bu insanların hayatları hiçe sayılarak kendilerine tahsis edilen derme çatma teknelerle her türlü tehlikeye rağmen denize açılırlar.
Aslında insanların Avrupa'ya geçip, iş bulup bulmamaları onların umurunda değildir, onlar elde edecekleri paranın peşindedirler.Hatta kimi zaman yüklüce parasını alanlar teknelerini dahi gözden çıkarırlar.Teknenin kaldırabileceği yükten fazlasıyla insanı bindirip yola çıkarırlar.Bu insanlar için yolun dönüşü yoktur artık, dönseler de ülkelerinde karşılarına daha ağır şartlar çıkabilir.Hepsi ölümü dahi göze almıştır ama Avrupa'da çalışma fırsatını yakalayabilenin hayatında yeni bir sayfa açılacaktır.
Yine bir gece yarısıdır bütün hazırlıklar yapılmıştır, çaresiz insanlar kafile halinde balık istifi tabiriyle bir balıkçı teknesine bindirilir, deniz dalgalı ve telaşla yapılan nakil birçok tedbirsizliği beraberinde getirmiştir.Yola çıkan tekne çizilen yanlış rota, yük ve dalgalarla boğuşurken dip kayalara vurarak batar.Bilhassa teknenin içinde sıkışanlar oracıkta can verirler, kimi yüzerek kurtulma şansını bulsa da çabaları ve parası boşa gitmiştir.
Çaresizlik içinde nereye gideceklerini bilmeyen zavallılar kıyıya sinip kalırlar.
Günün ışımasıyla tekne parçalarını gören halk güvenlik mensuplarına haber verir maalesef yapılacak bir şey kalmamıştır artık.
Bin bir umutla çıktıkları yolda korku çaresizlikle çarpan yürekleri susmuş ve cansız bedenleriyle birlikte umutları da kıyıya vurmuştur.
Üstadım haklı tespitlerle içi doldurulmuş harika bir öykü okudum kutlarım günün öyküsü seçilen yazını ..kalemin ucundan daha neler neler dökülür bilinmez ama ben devamını okumak 👑👑👑 isterim ...😙😙
Ülkemiz de bu olay çok sık yaşanmaktadır ve gerçekten çok hazin bir durumdur. Bir çok iltica olayı ya denizde hazin bir şekilde son bulmakta ya da gidecekleri yere varsalar bile orada da çok azı hayata tutunabilmekte ve bir çoğuda sürünmekte ve fakirlik içinde günlerini geçirmektedir. Sonuçta o işe ön ayak olan simsarlar dışında hiç kimse maddi manevi bir kazanç elde edememektedir. Uyarıcı bir öyküydü tebrikler değerli dostuma...👍