Köylü Kızı
Bundan yaklaşık on yıl önce aynı iş yerinde çalıştığımız bir abla ile tanışmıştık. Eşi vefat etmiş oğlu ise uyuşturucu belasına bulaşarak hapiste yatmaktaydı.Konuştukça ısındık birbirlerimize ve beni oğlu gibi sevmişti,tutturdu "evlendireceğim seni." "Köyde tanıdığımın bir kızı var,elimde büyüdü sayılır,bağ-bahçe ve hayvan işleriyle uğraşıyor,onun kulağına bir çıtlatayım isterse sana haber veririm."
Aradan bir hafta geçti yanıma geldi"oldu senin iş"diyerek telefon numaramı kıza verdiğini,akşam arayacağını, ikimizi de çok sevdiğini,mürüvetimizi görmek istediğini söylediğinde,gözlerim dolmuştu temiz kalpli ve fedakar bu Anadolu kadınının karşısında.
Tanışma merasimini bilirsiniz,ahret sorusu gibi soruların ardı arkası kesilmez. Sanki o hakimdi ben suçlu,o patrondu ben işçi,o öğretmendi ben öğrenci:
" İçki içiyor musun?"
"Kötü alışkanlıkların var mı?"
"Birikimin var mı?"
"Ne tip insanlardan hoşlanırsın?"
"Gezmeyi ve alışverişi sever misin?"
"Ailenin yanında mı kalıyorsun?"
"Kıskanç mısın?"
"Evin veya araban var mı?"
"Evlendikten sonra ailenle mi kalmayı düşünüyorsun?"
"Benim çalışma mı ister misin?"
Sorguladıkça sorguladı beni günlerce,ben de yılmadan usanmadan tüm vicdani duygularımla cevaplamıştım güya anlaşabilirsek yuva kuracağız.
Sonuç mu,hüsran,demesin mi:
"Benim sevgilim var,beni sakın arama!"