Köyün Namusu

Hastaneye gitmiş, muayene olduktan sonra da kan vermiştim. Sonuçlar öğlenden sonra verileceği için hastane bahçesinde geziniyordum. Tesadüfen uzun zamandır görmediğim bir dostum, beni görmüş ve yanıma gelmişti. Çok sıkıntılıydı, hayırdır diye sorduğumda; başımıza geleni sorma abi demişti. Ne oldu yahu dediğimde; Abi enişteyle başımız belada diyerek anlatmaya başlamıştı.

Bizim enişte var ya şerefsizin, kumarcının biri çıktı. Kendisinin kaç defa, ne kadar borçlanıp ödediğini bilmiyoruz. Önce 40 bin lira kumar borcunu babası ödedi, sonra da 30 bin lira kumar borcunu biz ödedik. Bu namussuz bizi mahvetti. Ankara'daki çevresinden kurtulursa belki kumarı bırakır adam olur dedik, evini buraya taşıdık, burada da bizi rezil, kepaze etti. Gene kumar oynadı abi, gene oynadı. Gebertsek üç çocuğu var. Hem de köyümüzün çocuğu, en az 30 hane akrabası var. Düşman sahibi oluruz, bir sürü adam kırılır, ne yapacağımızı şaşırdık. Ama bu sefer belasını buldu diyerek devam etmişti: Önceki gece saat 4'te telefonum çaldı. Tanımadığım biri, beni acele mekanına çağırdı. Sen kimsin kardeşim gecenin bu saatinde, beni niçin çağırıyorsun diye sorduğumda, adam enişteniz ile ilgili, çok önemli, mutlaka gelmeniz lazım diyerek, verdiği adrese gitmemi istedi. Ben de önce kendi kardeşlerimi, sonra da eniştemin kardeşlerini aradım. Hepsi hazırlandı, gecenin bir yarısı, tanımadığımız bir yere gidiyoruz, başımıza ne gelecek bilmiyoruz ki, belimize silahları da taktık gittik. İçeri girdik, tipi bozuk, beş altı kişi orada oturuyordu. Hayırdır kardeşim! geldik ne istiyorsunuz dediğimizde; masada oturan iri kıyım, pos bıyıklı olan adam, abi sakin olun, siz bizi tanımıyorsunuz ama biz sizi iyi tanıyoruz, yanlış yapmayalım dedik, onun için de sizi buraya çağırdık. Enişteniz buraya takılır, kumar oynar. Dün gece de geldi, mekanımızda kumar oynadı. Cebindeki üç bin lirayı kaybetti, sonra da senet karşılığı bizden borç alıp, iki yüz bin lira borçlandı. Senetleri burada diyerek senetleri gösterdikten sonra, biz sizi buraya para için çağırmadık, enişteniz bu parayı kaybettikten sonra, iki yüz bin liraya karşılık olarak karısını koyup oynadı ve kaybetti. Kumar borcu namus borcudur, biz bir şekilde ondan bu parayı alırız ama işin içine bacınız, namusunuz girince oturduk düşündük, yanlış yapmamak için de sizi aradık dedi. Ne diyeceğimizi şaşırmıştık. Şimdi nerede diye sorduğumuzda, içeride misafirimiz, biz size sağlam teslim edelim de başına bir şey gelince bizden bilmeyin dediler ve arka odadan çıkarıp bize teslim ettiler. Hele ki kardeşlerini çağırmışım abi, yoksa mutlaka katil olurdum diyordu. Peki sonra ne yaptınız dediğimde, Abi bizim bir şey yapmamıza gerek kalmadı. Kardeşleri şerefsizi arabanın bagajına koydular, hep beraber köye gittik. Bizim ve onların büyükleri toplandılar; eniştemin köyün namusuyla oynadığına karar verdiler. Şimdi bu iti kim öldürse hapse girer, bu it için hapse girmeye değmez, en iyisi köylü bu iti öldürsün dediler. Sabahleyin köydeki herkese haber saldılar, bütün köylü meydanda toplandı. Amcası köylüye olup biteni anlatıp; bu namussuz köyümüzün namusuyla oynadı, cezasını da bütün köylü versin diyerek, köylüye teslim etti. Arkasını söylemeyim abi, gelen vurdu, giden vurdu, köylü linç etti. Ölmeye ölecekti ama köyün öğretmeni jandarmaya haber vermiş, ölmek üzereyken jandarma yetişip köylünün elinden aldı. Şimdi yoğun bakımda. Bacım perişan, çocuklar perişan, biz perişan. Onun akrabalarından hiç kimse hastaneye bile gelmedi. Ben de bacımın, yeğenlerimin hatırına burada bekliyorum. İnşallah ölmez. Keşke ölmeyip de sakat kalsa abi. Biz, ona da, bacımıza da, yeğenlerimize de bakarız. Eğer ölürse temelli yandık. Üç tane yetim çocuk, bacım, jandarma, hakim, savcı, mahkeme derken iyice perişan oluruz valla. Şerefsizin ölüsü de bela, dirisi de bela, ne yapacağımızı şaşırdık diyordu.

Bu konuşmalardan sonra ne diyeceğimi şaşırmıştım. Acılı dostum izin isteyip hastaneye giderken, sadece ALLAH yardımcınız olsun diyebilmiştim. Geçmişte alkol ve uyuşturucunun insanları mahvettiğine şahit olmuştum. Şimdi de kumarın bir aileyi bitirdiğini görüyordum. Dostumun anlattıklarından çok etkilenmiş ve üzülmüştüm. Gerçekten ibret alınacak bir insanlık ve aile dramıydı. Ertesi gün bu olanları arkadaşlarıma anlattığımda içlerinden bazıları üzülmemiş, gülmüştü. Neden güldünüz diye sorduğumda; biri ayağa kalkıp gülenlere bakarak bunlar yaşanan musibetlerden ders alamaz abi gülerler ağlanacak halimize gülerler demiş ve kapıyı kapatıp gitmişti.

18 Mart 2009 4-5 dakika 8 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar