Küçük Kadınımdan
Çok düşündün mü ben giderken, söyle çok mu yordum kalbini. Onca düşünceye esirken , bana da mahkum muydu gözlerin?
Ellerim titrek, yorgun, paslı, parmaklar hissiz ve nice duygulara yenik, ansızın kapılara uzanıp , çekip gitmeye hazırlanırken neden o kadar acıdı içim ? Hani dilsizce, ayaklarım yere ağır basarken , fısıltı gibi esip gidişim düşündürdü mü seni ? Baktın mı ardımdan öylece, keşkeleri dizdin mi iklim iklim? Pişman oldun mu bir nefeslik, pişman oldun mu bir iç çekişlik?
İşten dönüş saatini bekleyemedim , oysa veda etmeliydim sana değil mi? Ne olursa olsun birkaç sözümü emanet etmeliydim; edemedim! Akıttığım her damla kanla gözlerimde eridim. Neydi böylesine derinimden kanatan, kanayan neydi yüreğimde, bileklerimi bıçkı misali kesen; belimi büken neydi? Biliyordum bunu ya bilmesem daha iyiydi. Daha hoş gelirdi ruhuma, daha eftaldi bildiklerimin bilinmezliği.
Kalsam iyiydi biraz daha ama kalamadım işte. Krem rengi duvarlarımız siyaha boyandı. Balkona mandalladığım gururumu güneş kurutamadı. Tekrar aldım içeri gönlüme meze yaptım, yettiği kadarıyla yanıma aldığım gururumla kendimi kapı eşiğinde, başım önde beklerken buldum. Ne çok soru sordum , ne çok cevap alamadım bu eşik ardında. Aklıma iklim iklim yazıldı senli geçmişim, geleceğim.
Evi iyice toparladım, bütün çamaşırlarını yeniden yıkadım ve dikkatlice ütüledim hepsini. Pantolonların jilet gibi, gömleklerinin kolu her zamanki gibi tek çizgi. Ben dikkat ederdim hep de sen yine de beğenmezdin ve ben üşenmeden tekrar ütülerdim, hiç şikayet etmeden. Yemek yaptım bir süre idare eder seni, buzdolabında hepsi. Yalnız başına yiyemezsin biliyorum ama yalnız olmayacağını da biliyorum.
Sağ tarafta komidinin üzerindeki gülümseyen fotoğrafımı almadım yanıma sana bıraktım. Beni hep öyle gülerken hatırlayasın diye, hep mutlu hatırlayasın diye. Kaldırmazsan eğer, tabi rahatsız olmazsa birileri , tek avuntum olur kucağımda. Dikkat ettin mi bilmiyorum ama misafir odamızda , karşı duvarda asılı duran kocaman çerçeveyi aldım, hani düğün fotoğrafımızı. Zaten son zamanlarda başını çevirip bir kez bile bakmadın o mutluluğa, eksikliği belli olmamıştır gerçi odamızda. Seni hep öyle sadık hatırlayayım diye, hep benim hatırlayayım diye aldım yanıma onu.
Yalnız kaldın, bensiz kaldın diye üzülüyorum biliyor musun? Söyle sende üzüldün mü? Artık yokum diye gözlerinin beni aradığı oldu mu lila rengi koltuklarda, daracık mutfakta yada çay içerken balkonda? Kim bakacak sana usul usul, hayran hayran. Gece üstünü kim örtecek? Hastalandığında çorbanı pişirip, ilaçlarını kim verecek. Yemeği ısıtmayı beceremezsin ki karnını kim doyuracak? Temiz evi seversin sen, kim temizleyecek köşe bucak evimizi ? Akşam işten dönüşünü heyecanla bekleyip, kapıda belirince boynuna kim atlayacak, kim kucak kucak sana bütün varlığını adayacak ? Sabahları öperek gülücüklerle kim uyandıracak ? Bensizlik sende nasıl duracak?
Söylendin mi ardımdan, kızdın mı sahip çıkamadım diye sana, sahip çıkamadım diye ONA ve SANA ? ?Sen başımın tacıydın. O başkaydı, kim saracak beni yoksulluğumda, kuytuluğumda? Kim teselli verecek acılarıma?diye bağırdın mı ardımdan? Duymadım, kulak asmadım, dinlesem de duyamazdım. Çünkü sen bu cümlelerin bendeki makamını anlayamazsın ve fısıldayarak bile olsa, böyle yankılar uyandıramazsın. Anlasaydın eğer yada bilseydin bendeki yerini...Offf neyse boşver....
Ben yetersizdim belki, yetemedim sana. Az kaldım yanında az kaldım yolunda. Yürüyemedim istediğin gibi ve aynı adımlarla vuramadım yokuşlara kendimi. Sevmek, gülümsemek, ödün vermek, şükretmek, senin olan her şeyi kendimin bilmek, sabretmek, yuvamıza köle etrafımıza efendi olmak yetmedi hep eksik olan şartlarına. İstediğin bunlar değildi belki ama neyi istedin, daha ne verseydim sana bilmem ki... En başından niye limanına demirledin beni bilmem ki... Değişen ne oldu bunca zamandan sonra? Bakışlarım, seslenişim, dokunuşum, huyum ? Hangisini zaman çaldı benden de farkına varamadım ? Nasıl olmuşsa seni de çalmış hayat anlayamadım...
Ağır geldi bavulum, ağır geldi yolculuğum. Uyusam bir köşede ve uyanmasam hiç. Rüyalarda kalsam seninle olmaz mı ? Buna da kızamazsın ya, ruyamda da aldatamazsın ya. O kadın rüyama da eşgalini saramaz ya.
Nasıl geçecek sensiz hayat, nasıl ? Nasıl geçecek bensiz hayatın , nasıl ? Düşlediğim onca şeyi sırtlayıp , geri döndüğüm baba ocağında ben yine mahzun , yine dualarda suskunum. Herşeyi bir kenara bıraktım , inşallah mutlu olursun. İnşallah benim eksik bıraktıklarımı tamamlayanın olur da yokluğumu hiç hissetmeden iki cihan saadeti bulursun. Rabbim yar ve yardımcın olsun. Hayatımdan çıkmak kolay ama dualarımdan zor kurtulursun. İnşallah mutlu olursun. İnşallah onunla mutlu olursun...
( iklima_ilbey_liyakat - 2008 )