Kupa Kızı
Kadınlarla alay etmedim sadece sevdim. Kimi esmerdi, kimi kumraldı, içlerinde lezbiyen olanı bile vardı. Kimdi bilmem belki de o sensindir belki de hiç kimsedir bayan ölüm.
Sana neden bayan ölüm diyorlar bilmezdim ama şu an biliyorum öldürmek için yaratılmışsın sen Azrail'in kopyasısın. Timsah gözyaşları döküyorsun öldürdüklerinin ardından. Sana bu haller çok yakışıyor çılgınca ama bu bir gerçek, hayat gibi gerçek senin duyguların kadar yalan. Belki de sende beni çeken de budur.
Bayan ölüm, ölümüm senin elinden olmalı diyor nasıl olsa ölmeyecek miyiz bari seksi bir bayanın elinden olsun diyor insanlar. Hal bu ki Tanrı ile alay edilmez. Sen kendini Tanrı olarak gördüğüne göre seninle de alay edilmez.
Kaç cesetin var, dedim.
Seni de sayarsak 13 tane dedi.
Neden 13, dedim.
Hristiyan'ım, dedi ve ekledi 13. cuma diye bir şey duymadın mı?
Beni neden sayıyorsun dedim ve ekledim ''beni öldürmedin ki''
Nasıl olsa öleceksin değil mi?
Ya benim elimden ya da Tanrı'nın elinden öleceksin. Benim elimden öldüğün zaman faili meçhul olacaksın Tanrı'nın elinden öldüğün de ise kader diyecekler. Her ikisi de aynı, her ikisi de ölüm neticede...
Bir kafede oturmuş kitap okuyordum ve bir yandan da kahvemi yudumluyordum. Yaşanmışlıklara dair bir şeyler karalarken, kaleme alınacak bir şey yaşamadığımı bilerek yazıyordum birden seni gördüm özel bir kadın filminden çıkmış gibiydin. Tam bir sokak fahişesi, Jartiyerli file çoraplar, mini eteğin bir de göbeğini gösteren bir yarım tişörtün vardı gülümsedim sana sen de bana gülümsemiştin. Müşteri bulduk der gibiydin ama ben filmdeki o adam kadar zengin değildim. Birkaç saniye gözlerimiz bir araya gelmişti oturduğum masaya gelmiştin konuşmaya başlamıştık.
Bilinmez olan ne, sen misin, ben miyim, dedin.
Nasıl yani?
Ulan tüm erkekler aynısınız, bir orospu görünce ağzınız suyu akıyor dedin ve ekledin, paran var mı?
Ne için diye sordum saf bir çocuk gibi...
Tekrar sormuştun.
Yatmak için mangır, sipalin var mı?
Yok, dedim ve evime doğru yola koyulmuştum.
Aklımdan hiç çıkmamıştın o gün... Ertesi gün tekrar gitmiştim aynı kafeye aynı yerde oturmuş seni bekliyordum gelmeyeceğini bilerek. Ümit dünyası işte neylersin ki...
Birkaç gün sonra tekrar gittim seni gördüğüm masaya oturdum, kahvemi yudumlarken vakit geçsin diye abuksabuk, saçmasapan bir şeyler karalıyordum. Ümidim, zaman misali tükenmeye yüz tutmuşken birden kapı açıldı öyle değişik gelmiştin ki kafeye seni sen yapan özelliklerinden ayrılmıştın ve tam bir hanımefendi edasıyla yürüyordun bana doğru, göz göze geldiğim o an ise kalbim yerinden fırlayacaktı sanki...
Yanımdaki masaya oturup bir kahve söylemiştin, ben ise sigara içmek için dışarı çıktım senden kaçmak için bir bahaneydi ya da heyecanımı gizlemek için. Çünkü ilk defa bir kadını bu kadar çok istiyordum. Birkaç saniye sonra sen de yanıma gelmiştin bir sigara alıp yaktın, bana döndün şu kelimeler düştü dudaklarından...
- Neden ben?
- Hey sana söylüyorum.
Ben de sana döndüm.
- Bana mı diyorsun dedim.
- Yanımda heyecandan tir tir titreyen başka erkek var mı dedin ve ekledin
- Şimdi sen bana diyeceksin ki hava çok soğuk deyip türlü türlü bahaneler uyduracaksın değil mi ama yemezler.
- Neden beni bekliyorsun kaç gündür?
Ben de sana cevap vermiştim
Belki....
Belki ile lafa başlanmaz demiştin ne istiyorsun çabuk ol diye eklemiştin
Seni istiyorum her şeyden daha çok. Seninle yemek yemek, seninle gezmek ve seninle...
- Ve benimle yatmak...
- Evet, seninle yatmak...
- Gezip dolaşalım ilk başta, romantik akşam yemeğinden sonra düzersin beni ve sonra ayrılırız öyle mi? Tüm erkeklerin yapmak istediğini sende yapmak mı istiyorsun?
- Pekala yapalım... O günden sonra beni hiç göremeyeceğini bil...
Bulunduğumuz şehrin sokaklarını gezip dolaştık, romantik müzikler çalan yerde yemeğimizi yedik ve evime geldik, yattık. Tenim ilk defa kadın tenine değiyormuş gibi titriyordu ve sevişmeye başlamıştık günün ışıkları çıkıncaya dek sevişmiştik seninle...
Birkaç saat uyumuşum ve uyandığımda sen yoktun kupa kızı vardı yastığında bir de bir küçük not:
Elveda...