Kutsal Hissetmek

Kaç sene önce olduğunu hatırlamıyorum, o ayrıntılara dikkat etmedim; çünkü hatırlamam gerekenler daha önemli...Sevgili dedemi kaybetmeden önceki günlerle ilgili bir öykü...

O zamanlar Çocuklar Duymasın diye bir dizi vardı, bilirsiniz.Çocukların dizilerden ve filmlerden nasıl etkilendiğini de bilirsiniz...Ben de etkilenmişim işte o diziden.Ve aynı o zevkli yaşantıyı ben de yaşamak istedim...Buna hakkım vardı diye düşünüyordum, etrafımdakileri üzüyordum...Küsüp duruyordum onlara, çocuk küsmeleri işte...
İşte bir gün dedemlerin evinde bu diziyi izliyorduk, bir yandan yemeklerimizi yerken...6-7 kişi varız, yerde sofra kurulmuş, herkes minderlerin üzerinde oturuyor...Çatal kaşık sesleri çınlıyor sürekli.Sonra arada sırada sessizlik bozulup babam, dedemle bir şeyler konuşmaya başlıyor.Diziyi izlemekten onları dinlemiyorum ve beni rahatsız ettikleri için onlara sinir oluyorum.Sesi açmak için kumandaya bakıyorum ama yok.Vazgeçiyorum ve sinirli sinirli izlemeye devam ediyorum.İşte izlediğim bölümde, ailenin çocuklarından birinin dedesi onları ziyarete gelmiş.Çocuklarla oynuyor, onları eğlendiriyor, şakalar yapıyor."Ah be ne güzel!" diyorum.Onlar eğleniyorlar, gülüşüyorlar dedeleriyle; oysa benim dedem sinirli ve dünyanın en katı insanı!Kıskanıyorum onları...Bir an için dedeme yöneliyorum, ağzımı haif aralıyorum ve ona söylemek istiyorum:"Bak dede!İşte dede dediğin böyle olur!Hadi sen de oynasana benle biraz...Ama yoook!"Ağzımı açmamla kapamam bir oluyor, dedem sinirlenmiş, kaşlarını çatmış.Zaten doğulu erkeği çok sıcak değildir, hele bir de 70 yılı ardınıza aldıysanız...Vazgeçiyorum.Hayran hayran diziyi izlemeye devam ediyorum...
Sonra yemek bitiyor ve evin kadınları sofrayı toplamaya başlıyor; benim içimde hala dedemle eğlenmek hayalleri var.Kızıyorum ona.Sonra bir mucize oluyor...Sanki Tanrı dedeme, ölümünden önce kutsal bir his veriyor.Benim onunla oynamak istediğimi anlıyor ve bana yaklaşıp gıdıklamaya başlıyor...Öpüyor , kokluyor...O günden sonra da oynuyor benimle, bizlerle.Ben şaşkınım ama mutluyum.Gözlerim o küçük yaşımda duygusallığın yükünü kaldıramayıp buğulanıyor-şimdi olduğu gibi-
Yaklaşık 15-30 gün sonra dedem vefat ediyor, benim aklımda bu anı kilitli kalıyor...Ağlıyorum, dedem ölmüş, nasıl ağlamayayım.Onun aslında ne kadar yumuşak, hisli, iyi bir insan olduğunu, o öldükten sonra anlıyorum...Ağlıyorum.Annem, babam, ablam, abim...Hepsi de ağlıyor.Anneme de çok acırım ama bu sevgili bir acıma.Çünkü dedem ölmeden önce onu göremedi.Erzin'e bir düğüne gitmişti, gelirken de dedemin pek sevdiği greyfurtları getircekti yanında.Oysa geldiğinde onu ölü buldu.Bir de buna üzüldüm.

Bu anıyı şu an yazıya döktüm ve yine ağlıyorum...Seni seviyorum dede!

20 Şubat 2009 2-3 dakika 1 öyküsü var.
Yorumlar