Limoni Kahve/1. Bölüm
Dağların sessiz çığlıkları çınlatıyor köyün ara sokaklarını. İnsanoğlu henüz sarhoş. Ölüm tüm evleri esir almış. Telaşlanmayın, bırakır birazdan. Öter ilk horoz ve başlar bir kargaşa yine.
Firuze hanım balkonda köpüğü evladiyelik kahvesini almış ay'ın meslek erbabı dostunun ortalığı aydınlatmasını bekliyor.
Bir sıkıntısı var lakin. Öyle ki; şekerini bile unutmuş kahvenin. Evet, 2 şeker atar hep. Yalnız kalmasından korksa gerek.
Yüzünde acı kahvenin mayhoşumsu tatminsizliği, elinde limoni bir kahve. Uzaklara bakıp günün ne getireceğini düşünür gibi görülse de aklı halen Rıfat beyde. Sabahın ilk sularında evinden alacağını söyler nitelikte bir mektubu siz alsanız sizin gözleriniz nerde olur ki?
Derken mahallenin çöpçüsüne takılıyor gözleri
birden. Üstü başı perperişan bu adamı hafızasındaki kıvrımlardan birine yetecek kadar görmüş olacak ki şaşırtıyor bu durum. Siz çöpçü bu üstü nasıl olacaktı diye durun lakin bu adam işine ehemmiyet gösteren ve üniformasını sıkça tazeleyen biri. Bu sefer onu bu durumdan uzaklaştıran şey ne acaba diye düşündürürken çakıl sesleri hayallerimizin dumanını dağıtıyor.
Bu gelen Rıfat bey olmalı. Bir telaş sarıyor hanımefendiyi, her halinden belli ki Rıfat bey sadece bir beyefendi değil. Firuze hanımın kalbinin ev sahibi de aynı zamanda. Yani görünen o...
Sanırım öykünün giriş kısmı bu... öykünün tamamını okumadan yorum yapmak haksızlıktır bence. 2.bölüm lütfen...
Güzel bir başlangıç öykü için
Firuze hanım ile Rıfat beyin hikayelerini oldukça merak uyandırıcı, hikayenin devamını bekliyorum. Tebriklerimle...