Masal
Evvel zaman içnide kalbur saman içinde,Develer tellal iken,pireler berber iken,
Ben Ninem'le Dedemin beşşiğini şıngır mıngır sallar iken,
Dumanlı dağlarda, yemyeşil bağlarda, şırıl şrıl akan derelerin kenarında,
Üçtarafı suyla dört tarafı'da ateş'le çevrili Şirinmi şirin bir memleket varmış.
Bu güzel ülkenin güzel insanları bir zamanlar yarı aç yarı tok yaşarmış,
Komşu ülke insanları da bunlara hep şaşarmış,bu insanlar böyle yaşamyı nasıl başarmış,
Her türlü haksızlığa ve de yolsuzluga ragmen yinede mutlu yaşarlarmış,
Bu fakir fukara garip ve de guraba insanlar,karınlarını doyurmak için,
Durmadan sağa sola koşarlarmış,
...Bir gün bir yola cıkmışlar azgitmişler uz gitmişler,dere tepe düz gitmişler,
Bir altay bir'de güz gitmişler,dönüp bakmışlarki arkalarına bir arpa boyu yol gitmişler,
Düşünmüşler taşınmışlar birazcık'ta kaşınmışlar,butür çilelere alışmışlar ama yine'de,
Bu haksızlıkltan vede hukuksuzluktan kurtulmak için de çalışmışlar,Aramışlar sormuşlar,
Kafaları yormuşlar ensonunda'da demokrasi diye bir yol bulmuşlar, Alimler yetiştirmişler,
Okutmuşlar,hocalardan hukukculardan dersler aldırmışlar, kafalarını kaldırıp sağa sola bakmışlar,
Çünkü onlar artık sürünmekten bıkmışlar, hep beraber bir araya gelip bu korkuyu yıkmışlar,
Denilmiş ki seçim yaparak aramızdan lider seçsek, haksızlıktan kurtulup Sevgi ekip Saygı biçek,
Ve nihayet Yapmışlar seçimi, kediye yüklemişler geçimi,kümese bekçi yapmışlar tilkiyi,
Ezberlemişler kurtuluruz belkiyi,
Bir başkan seçmişler, Başkanın önünde ayılar göbek atarmış.
Her gelen gün giden gün'den de betermiş,alt'ta insanlar, üste'de uyuz itler yatarmış,
Kimisi aç gezerken kimiside havyar yeyip'te keyif çatarmış,
Bazı soytarılar çatlarmış kinden,bazıları'da soymak için bahsedermiş dinden,
Fırsat bekler imiş ayılar'da inden, tacirler de halka umut satarmış, bazıları binermiş devlet atına,
İnsanlar satılırmış ot fiyatına, ensesi iriler taa ondan beri,Bu halkı iterlermiş ileri geri,
Aha O' ülkenin fakir fukara sevenleri, bir doğruya bin'de yalan katarmış,
Masal bu'ya bu insanlar toplanmışlar bir araya, kurtulmak lazım dır bu derten,
İlden kasbadan köyden fertten, akıllılar hep gelsinler meydana, çıka gelmiş bir oğulla bir ana,
Anan'nın gözleri yaşlı bağrı taşlı,başlamışlar beklemeye sabırlarına sabır eklemeye,
Seçtikleri kıral'da gözükü vermiş gemiçikle uzaktan, demişler'ki gözcüler geliyor kıral,
Gelmiş nihayet yanlarına, bilmezlerki garip guraba fakir fukara köylüler okunacak canlarına,
Ana 'Oğul atılmışlar ileri onları dalkavuklar hemen itmişler geri,Ana başlamış ağlamaya,
Oğul Anamı ağlatınız demiş ama zılgıtı da yemiş ana'nı da al Git Ulan buradan demiş,kıral' bu ya dermi der.
.....Ana oğul düşmüşler yola azgitmişler uz gitmişler yine tam dokuz sen bir güz gitmişler, bakmışlarki bir arpa boyu yol gitmişler,
Geçen zaman içerisin de her şey unutulmuş, gönüller avutulmuş, poşetlere makarnalar dolmuş dağıtılmış,
Hekes'te bu makarna ve bulgur işine alışmış,Günler haftaları, haftalar'da ayları aylar'da yılları kovalamış ve sonun da.
...Yine Demokrasi denen buluşun gölgesin de bir araya gelmişler, Meydanlar'da herkes bir birini sevmişler,
Yalan lar söyleyip vatt'de etmişler kimisi inanmış kimisi'de gülüp gitmişler,tekrar tecelli etmiş kaderleri,
Mutlu olmuş birileri mutsuz olmuş yarıları, karışmış esmerlerle sarıları, Ogündür bu gündür,
Yarı mutlu yarı mutsuz yaşarlarmış, bazen kalkar bazen'de düşerlermiş ,bu hallerine gülüşüp,
Ara sırada bir biriyle dövüşüp yaşamaya devam etmişler, onlar erememiş muradına bizde çıkamamışız kerevetine.
14 EKİM 2011