Meçhullerdesin
Hoyrattı rüzgar, yıldızlar sönmüştü sanki gökyüzünde, tüm şehrin caddeleri bomboş sokak araları alabildiğine karanlıktı...
Bazı evlerin pencerelerinden sızan cılız ışıklar bile yetmiyordu kaldırımlardaki karanlığı silmeye. Hayalet bir şehri andırıyordu her sokak ve caddesi. Rüzgar şiddetini iyice arttırmış, ara sıra uzaklarda çakan şimşeklerin sesi yankılanıyordu boş sokaklarda...
Caddeler, sokaklar sanki ona aitti. Ağır adımlarla ilerliyordu evine doğru. Bir ara sendeledi, nefes almakta güçlük çekiyordu, sol elini yaşlı sarmaşık ağacına yaşlamış sağ elini kalbinin üzerine koymuştu. İnceden inceye mırıldanışı vardı...
_ Ahh...
Diyebildi ancak, nefes nefese kalmıştı. Yavaş yavaş olduğu yere çöktü zorlukla nefes almaya çalıştı. Kim derdi o koca yürekli insan bir anda tarumar olup viraneye dönecek diye. Orda o vaziyette ne kadar kalakaldığını kendiside bilmiyordu. Çiseleyen yağmur şiddetini artırmıştı, ağır hareketlerle kalkmaya çalıştı yaşı genç olmasına rağmen vucudu artık iyice çökmüştü.
_Her şeyin suçlusu o......
_Her şeyin suçlusu o......
Artık aldırmıyordu kendiside kalbinin ara sıra teklemesine. O?ndan kalan bir hatıraydı. Onun için nelerini feda etmemiştiki.
......................................
Kundaklara sardığı, ellerinden tutup büyüttüğü umutlarını, umutlarının ardında saklı hayellerini, baharında solan gençliğini sermişti yollarına ama yetirememişti.
_Ahh...
Bir ah kalmıştı dilinde ondan geriye kalan birde sinsice yıkan kalp sancısı. Kafatasında beynini yırtan elmas parçalarıyla ah çekiyordu harcanan ömrüne. Neden sonra pişman olmuştu ama bu pişmanlığının nafilelelerle dolu olduğunu kendiside biliyordu.
Dün?leri ölmüştü...
Yarın?ları meçhuldü
Yaşanması gereken bugünü olduğunu biliyordu..
Bugününe dair ancak şunu diye biliyordu...
Ben seni bugünlerim için saklamıştım
Dünlerimden önce bugünlerde aramıştım seni
Ama anladım ki sen de yarınlarım gibi meçhullerdesin .....