Memleketimden İnsan Portreleri
Uzun sessizlikleri olmalı insanın. Upuzun hayalleri, yarınları sonsuz bekleyişleri yoksa ne tadı kalır yaşamak denen eziyetin...
Zorla susturulmamalı ama insan, dayamamalı bıçağı şah damarına. Kesmemeli sesini. Aksine daha da bağırtılmalı, gür çıkmalı sesi. Yoksa ne anlamı kalır demokrasi denen yalanın.
Sahi demokrasi demişken hangimiz daha çok demokratiğiz? Hangimiz daha çok eşitiz? Hangimiz daha çok hümanistiz? Hadi bunları geçtim hangimiz daha çok insanız?
İnsanlığımı sorgulattı bana Kamil. Soğuktan morarmış elleri, kurumuş dudakları, solgun yüzü ete tutunmayı bilmeyen bedeni. Daha on birindeydi Kâmil. Daha çocuktu, hepimizden daha çok insandı. Fakir edebiyatı bu, ey yüksek göklerdeki insan takılma boş ver.
Umursamazlığımın en doruk noktasında karşıma çıktı Fatma. On dördündeydi. Amcacığı dâhil 6 kişinin tecavüzüne uğramıştı. Bıçak kemiğine dayanmış, namus bekçisi annesi susturmuştu. Gözlerinin altı çökmüştü on dördünde. Kadın olmuştu çocukken. Evcilik oyunu bilmezken yabancı, kirli eller değmişti bedenine. Kimseye anlatamadı. Anlatsa ne olacaktı? Herkes kötü gözle bakacaktı, su testisi suyolunda kırılır diyeceklerdi, kuyruk sallamasaydı diyeceklerdi herkes konuşacaktı. Kimse aman bana ne demeyecekti, kimse nasıl yardım ederim diye düşünmeyecekti. Koskoca dünya denilen hücreye hapsedilecekti. Ona tecavüz edenler fazla ceza alamayacaktı hepsi sokakta gezecekti alınları açık! Çünkü erkekti onlar hovardalık yapabilirlerdi.
Gözyaşımın ortasına denk geldi Ayşe Ablanın çığlıkları. Yine dayak yiyordu kocasından. Geçen otobüsün camından bakarken dışarı bir otomobilin içinde kocasını başka kadınla gördüm, aldatılıyordu. Boşanamazdı, boşansa ne olacaktı önce ailesi sırtını dönecekti. Okumamıştı bile aşk belası yüzünden ne iş tutardı. İki çocuğuna kim bakardı. Devletim Varolsun! Boşandı Ayşe Abla sonunda yaptı bir delilik. Altı yerinden bıçaklandı. Kocası bıçakladı, uğruna okumadığı adam. Ayşe Abla vefat etti koruma vermeyen devletim yüzünden. Adaleti gösterdi yargıçlar meyve bıçağı dediler cezasında indirim yaptılar üç beş yıl yattı çıktı Ayşe ablanın katili.
Öyle bedbaht bir halime denk geldi ki Cüneyt. Kocaman mavi gözleriyle bana bakıyordu. Hayata bakar gibi umutlu, bol yarınlar vardı cebinde. Koşamıyordu, yürüyemiyordu ama mutluydu kimsenin olmadığı kadar mutlu. On ikisindeydi. Tuttu ellerimden ?' gülümse dedi yoksa şeytan senden faydalanmaya çalışır ?' gülümsedim. ?' işte dedi aynen böyle, bak her şeyi yapabiliyorsun Tanrı seni sağlıklı yaratmış şükret her gülümseme şükretmektir. Nefes alıyorsan gülümse dedi ?' gülümsedim bende yarınlara gülümser gibi.