Midemi Yıkasalar Geçer mi Öğretmenim
Israrla çalan kapıyı açtı Ayşe hanım. Sabahın erken saatleriydi ve bu saatte kapı çalınması da pek hayra alamet değildi. Karşısında fahri olarak çalıştığı dernekten tanıdığı yakın arkadaşı Ayla'yı görünce rahatladı biraz. Ancak Ayla'nın telaşlı ve ürkek tutumuna pek bir anlam verememişti. İçeriye buyur etti arkadaşını. Sabah kahvelerini birlikte içmenin de güzel olacağını düşünüyordu bir taraftan. Ancak Ayla'nın o telaşlı hali kuşkuya düşürdü kendisini ve sormadan edemedi.. Ayla, hiçbirşey söylemeden ve soran gözlerle çantasını açıp bir mektup uzattı okuması için.
Ayşe hanım gözlerini mektupta gezdirirken aynı telaş ve heyecan onu da sardı birden. Mektup Ayla'nın kızının en yakın arkadaşına aitti, Ayla'nın kızına yazılmış ve elden verilerek ısrarla yarın açması istenmişti. Pulsuz ve adressiz bir zarfa koyup vermişti mektubun sahibi.. Okudukça Ayşe hanımında telaşının arttığı belli oluyor, sözler boğazında düğümleniyordu adeta... Sessizliği ilk bozan Ayla oldu.."Ne yapacağız Ayşe abla" diye sordu kuşkulu ve ürkek bir sesle..
"Polisi arayacağız" dedi Ayşe hanım boğazına düğümlenen bir ses tonu ile.. Bir iki nefes dinlendikten sonra, "dur bakalım, daha iyi bir fikrim var" deyip, devam etti. "Benim kızı arayayım, bakalım o ne diyecek". Yarım saat sonra kızı yanında tanıdık bir avukatla çıkageldi. Ayşe hanım hemen mektubu avukata uzattı. Avukat yapılması gerekenleri uzun uzun anlattı onlara.
"En yakın arkadaşım sensin, senden başka kimseye söyleyemiyorum, ne olduğunu bilmiyorum, midem bulanıyor, başım dönüyor, hamilelikte olurmuş bunlar, ben hamile miyim, ölmek istiyorum, yarın sen bu mektubu okurken ben ölmüş olacağım" yazıyordu satırlarda. Ayla'nın kızı arkadaşının verdiği bu mektubu okur okumaz deliye dönmüş, kimseye ses etmeden annesine vermişti, 13 yaşındaydı henüz mektubu yazan arkadaşı gibi.
Ne cinsellikle ne de hamilelikle ilgili bir bilgisi vardı. Tek çare olarak mektubu annesine vermeyi akıl etmiş ve arkadaşının kurtarılması için yalvarmıştı annesine. Şimdi annesi Ayla, Ayşe hanım, kızı ve aile dostları olan avukat başbaşa vermiş çözüm arıyorlardı. Bir ara gizli bir kürtaj önerdiler, ancak avukat karşı çıktı. "Adli bir olayı gizlemekten suçlu düşersiniz, yapmayın" dedi. Ve en mantıklı, en tutarlı çözümü önerdi. Olaydan hemen savcılık haberdar edilecek, ailenin olası baskısına karşı kızı hemen okuldan alıp savcılık ya da hakim kararına kadar koruma altında tutacaklardı. Kız Ayla'yı da tanıyordu nasıl olsa ve kızının da yakın arkadaşıydı.
Ayşe hanım ve Ayla okula gittiler önce. Müdürle görüşüp durumu anlattılar usulünce. Müdür kızı odasına getirtiğinde Ayşe hanım ikinci şoku yaşadı. Karşısında duran kız iki yıl önce beşinci sınıftan mezun ettiği kendi öğrencisi idi. Yıkıldı onu bu halde görünce. Ancak, hiçbirşey belli etmeden sarılıp öptü ve kolu ile kavrayıp kendine çekti bir anne şefkati ile. Kız, öğretmenini ve en yakın arkadaşının annesini yanında görünce güvenli bir liman gibi sığında usulcacık. Sonra hep birlikte kalkıp gittiler. Zavallı tir tir titriyor ve sürekli "öğretmenim midemi yıkasalar geçer mi, bu çok kötü" deyip duruyordu. Henüz onüçünü bile bitirmemişti. Nasıl olmuşsa olmuş, 17 yaşında bir gençle ne olduğunu, nasıl olduğunu bilemediği bir olay yaşamıştı. Korkusu ve intihar düşüncesi bu yüzdendi.
Ayşe hanım şefkatle sarıldı öğrencisine ve "korkma yavrum, bak yanında biz varız, korkacak birşey yok" diyerek yatıştırdı biraz. Sonra doğru adliyeye gittiler, görevli savcıya olayı anlatıp oradan da muayene için hastahanenin yolunu tuttular bir polis refakatinde. Kontrollerde bebeğin rahimde öldüğü ve geç kalınması halinde genç anne adayının da zehirlenme nedeniyle ölebileceği tespit edildi. Ayşe hanım doktorlarla konuşup geri geldi öğrencisinin yanına.. "Hadi yavrum, doktor amcalar mideni yıkayacak ve sen kurtulacaksın" diyerek yanaklarından öptü onu.
Bir hayat kurtarmanın sevinci ile çıktılar hastaneden Ayşe hanım ve Ayla. Savcılığın yasal takibi başlamış, olayın erkek kahramanı tutuklanmış, aile Ayşe hanım ve Ayla'nın telkinleri sonucu kızını kabul etmiş, hamileliğin mide yıkanması ile geçeceğine inanacak kadar küçük ve saf bir yaşam kurtarılmıştı. Ayşe hanımın aktif olduğu dernekten bir bayan profesör ise küçük kıza öğrenim yaşamı boyunca karşılıksız burs vermeyi üstlenmişti.
NOT: Sevgili dostlar, anlattığım olay harfiyen doğrudur. Küçük kızı korumak amacı ile yaşadığı yeri ve ismini yazmadım. Ayşe ve Ayla isimlerini de değişitirerek kullandım. Olayı bana anlatan arkadaşımızı hepiniz tanırsınız, çünki olayın baş kahramanı kendisidir, sitemizde üyedir, hemen hergün o sıcacık yüreğinden dökülen dizeleri ile aramızdadır. İsmini Ayşe olarak kullandığım arkadaşımıza çok teşekkür ediyorum bir hayat kurtardığı için. Ve hayatı kurtarmakla kalmayıp o masum yavruya ömür boyu burs sağladığı için.. Ve düşünmeden edemiyorum acaba bu olaydan ilk olarak Ayşe hanımın değil de, örneğin kızın anasının ya da babasının haberi olsaydı ne olurdu.. Tanrım güzel insanları çevremizden eksik etmesin. Teşekkürler Ayşe hanım...
Bu tür olaylar, yani çocuklara yönelik cinsel istismar, gazete sayfalarında ve basından da takip ettiğimiz kadar toplumlarda rastlanan olaylar. Bu olaylardan sonra başına gelen çocuğun mutlaka psikolojik yardım alması gerekmektedir, tabi ailesinde büyük görevler düşmektedir, yapıcı ve olumlu yaklaşamları gerekir yavruya. Hüzün dolu bir öykü, benzerlerinin yaşanmaması en büyük dileğimiz. Saygılar...👍
çok duyarlı bir davranış keşkeler keşkeler ve keşkeler çektim okurken keşke böyle olaylar olmasa ve olayla yüzleşmek bu kadar kolay olsa ders veren güne düşen bir haber diyorum tşk...
hayatın acı gerçeklerinden birini okudum dost sayfasında ve kendi kendime düşündüm geçen hafta olan olayı hepinizi bildiği gibi benim üç erkek evladım var en küçük oğlum lise 1. sınıf ve geçen hafta beden ögretmeni kazan dairesinden gelen seslere bakmak için kapıyı bir açıyor ki görmek istemedigi bir manzara ve erkek ögrenciyi anadan doğma döve döve müdüre götürüyor kendi kendime bu çoluga çocuga neler oluyor her öğrenci öykü de ki kız çocugu kadar şanslı değil dedim her öğrencinin bir Ayşe öğretmeni yok ki :((
paylaşım için çok tşk ler Şeref bey duyarlı yüreğiniz dert görmesin saygılar.