Mimarın Adı Bölüm 11

Eski Bir Dostun Kehaneti
Mr. Suit 544 yılına gitmişti. Dede Korkut'la konuşmak istedi. Dede Korkut, ' Mimar, senin işini yaptı, değil mi?', dedi.
'Evet. Ondan kurtulmak istiyorum.'
'Çok az kaldı. Çok seneler sonra Zühre yıldızında bir savaş olacak. Bu savaş, Mimar için, yol arkadaşları için, senin için bile bir tuzak.'
' Ne yapabilirim?'
' Mimar ile yolculuk etmiş, etmemiş. Ona yardım eden işe yarayacak kişileri yanına al ve yıldızlara git.'
' O zaman sen de geliyorsun.'
Boğaç Han'ın annesi gelip 'Dedem Korkut. Oğlum Boğaç Han kayboldu. Kırk fesatçının ona zarar vermiş olmasından korkarım', dedi.
' Alabildiğini yanına al', dedi ve kadın ile gitti.
Mr. Suit, kendi Uçurtma'sına bindi. Şekil olarak Mimar'ınki ile aynıydı ama içinde birkaç ufak değişiklik vardı. 2011'e gidip Merve'yi ve Beytullah'ı aldı. Beytullah, başta kızının dahi gitmesini istemiyordu ama Merve, Uçurtma'ya binince emr-i vakiye uyarak kendisi de girdi.
2016 yılına gidip Seda'yı alacaklardı. Seda'yı bulmadan önce beş sene sonra nerede olduklarını görmek istediler. Mr. Suit buna izin vermeyecekti ama sokağın karşısından kendilerine el sallıyorlardı. Paradoks mevzusunu üstünkörü anlattı. Seda'nın kliniğine gittiler. Mr. Suit, Dede Korkut'un dediklerini anlattı. Seda, Mimar ile son görüşmesini hatırlayınca gelmek istemedi.
Merve, ' Ama gemideki tek kız benim. Sen de gel, ne olur?', dedi.
Dünya takvimine göre otuz iki milyar yılında Dünya'da Düşünceme adında insana benzeyen fakat telepati yöntemiyle anlaşan, sadece petrol içebilen yeni bir ırk yaşamaya başlamıştı. İnsanlar, dinozorlara nasıl bakıyorsa, Düşüncemeler de insanlara öyle bakıyordu.
Düşüncemeler yaratıldıklarından beri açlık içinde sayılırlardı. Çok az petrol kalmıştı. Vicedirottoreler ise gerçekleşecek olayların kehaneti manipüle edecek bir alet yapmak için tungstene ihtiyaçları vardı. Vicedirottereler, Venüs'teki tüm petrol kaynaklarını, Düşüncemelerin vermiş olduğu üç bin ton kadar tungsten ile takas ettiler.
Atlantisliler bu kehanet manipülatörünün asla çalışmayacağına inanmaktaydılar. Vicedirottoreler Aurin 7 gezegeninden aldıkları zamandan koparma makinesiyle Einstein'i Venüs'e aldıklarında Atlantisliler, Vicedirottolere savaş açmıştı.
Mimar ve Kemal, Uçurtma'nın bir yanıp bir sönen ışıkları ve sallantılı geçen rahatsız bir yolculukla Venüs'e geldiler. Kâhin Tubisyas bir bezle elini temizliyordu.
Mimar, tam Tubisyas'a selam verecekken Octavinius geldi ve 'Savaşa devam', dedi. İkisi de ellerini kaldırıp havaya tokat atıyordu ama birbirlerinin canlarını yakıyordu.
Mimar, 'Durun, siz ne yapıyorsunuz?', dedi.
İkisi de 'Savaş', dedi.
'Bu Kemal'in hatasıydı. Lütfen, bırakın', dedi.
Tubisyas, ' Savaş, bir Dünyalı yüzünden çıktı', dedi.
Kemal, öksürdü. 'Düşünceme Alfa, iki gezegenin iletişim kurmasını sağladı. Bu sözde, galaksinin en zeki yaratıkları, tüm petrol kaynaklarımızı hiç gerçekleşmeyecek bir deney uğruna verdiler', dedi Tubisyas.
Kaptan Julius gelip, ' Bu deneyin gerçekleşmesi için Einstein'i zamandan koparıp buraya getirdik ya.'
Ramota geldi ve dedi ki 'Vicedirottore zekâsının yapamadığını insan aklı mı yapacak?'
Rüzgâr sesi gibi bir ses duyuldu. İki ırk kendi karargâhına ışınlanırken Kemal, Atlantisliler'in karargâhına; Mimar, Vicedirottorelerin karargâhına gitti.
Mr. Suit ve ekibi, Veni-skula'ya indi. Vicedirottorelerin karargâhına gittiler. Mimar, arkadaşlarıyla selamlaşıp onlara sarıldı. Mr. Suit'e de sarılmak istedi ama Mr. Suit, yüzündeki maskeyi işaret ederek paradoksu bahane etti.
Einstein, 'Başardım', diye bağırdı. Einstein'in yanında hiçbir şey yoktu. Seda, 'Ne oldu?', diye Einstein'in yanına giderken ayağı takıldı. Saydam olan kehanet manipülatörüne girdi. 'Hayır. İsmini saklayan dört zaman gezgini, karanlığı getirecek', dedi. Mr. Suit, Seda'nın manipülatör çıkması için ittirdi. Mimar da tuttu. Seda, 'Hâlâ buradasın', dedi. Mr. Suit ' Yapma sarışın kadın. O yenecek bir şey değil' deyince onun manipülatöre takıldığı anlaşıldı ama Mr. Suit kendi manipülatörden çıkmayı başardı. Onu da tutan Mimar, sarılmanın paradoksu etkilemeyeceğini anladı.
Bu arada Atlantislilerin karargâhında Tubisyas, ' Ellerinizi iyi temizleyin. Vicedirottoreler, antik görünümlü yeni bir silah kullanacaklar', dedi.
Ramota, 'Onlar zeki olduklarını iddia ediyorlar. Zeki olan, barıştan yanadır. Böyle bir şey yapmazlar.'
'Zekiler, yalnızdır. Yalnızlar da saldırmak için yer ararlar. Saldıracak bir şey buldular mı da hırslarını kullanmaktan çekinmezler.'
Kemal, yemek yediği çatalı bir yana bırakıp 'Biz insanlar da böyleyiz', dedi.
Tubisyas, ' Benim haricimde herkes sana kanmış durumda', dedi.
Vicedirottore karargâhında Mimar ve Mr. Suit birbirlerinin laflarını bölerek Kaptan Julius'u barışın daha zekice olduğuna ikna etmeye çalışıyorlardı.
Merve, Seda'ya kehanet manipülatöründe ne gördüğünü sordu. Seda, 'Karanlık', dedi. Einstein, ' Bu alet, yapmaktan pişman olduğum tek alet', dedi. Beytullah, 'Ya atom bombası?', dedi. Einstein 'O da ne?', dedi. Zaman girdabındaki delikler sayesinde yanlarına gelip ' Zamandan koparıldı. Henüz o şeyi yaşamadı.', dedi eski dostları Melike.
Octavinius gelip Kaptan Julius'a 'Efendim, vektörler adını verdiğiniz aletler hazır', dedi. Julius, kanadını açıp 'Saldırın', dedi sadece.
Bir makinenin düğmeleri sayesinde uçan oklardı uzaydaki vektörler. Doğruca Atlantis karargâhına gidiyorlardı. Mimar, 'Kemal orada', dedi.
Herkesin Uçurtma'ya girmesini söyledi. Suit'in omzuna dokunarak 'Einstein'i sen bırakırsın', dedi. Mimar, Uçurtma'yı Kemal'in etrafında cisimlendirmeyi düşünüyordu. Suit ve Einstein yanlış Uçurtma'ya girdiler. Melike oradaydı. İyonik bağ kemiğini yutarken gördüler. Mr. Suit, ' Bunun olacağını görmüştüm', dedi.
Doğru Uçurtma'ya girdiler. Mimar, Uçurtma'yı Kemal'in etrafında cisimlendirdi. Seda, Kemal'i görür görmez dik dik bakmaya başladı. Bu adamın suratı çok tanıdık geliyordu. Mimar, ' Düşünüyorum da bunlar ikna olmayacak. En iyisi Düşüncemelerle konuşmak ama vakit bizim', dedi.
Hitler'in yanına gittiğinden beri Uçurtma hiç bu kadar kalabalık olmamıştı Mimar için. Seda, Merve, Beytullah, Kemal ve Melike... Mimar, manüelden tarihi 1944 yılına ayarladı. Kemal haricinde hepsi Uçurtma'dan indi. Kemal, psişik enerji taşlı yüzüğü yüzük parmağına takıp indi Uçurtma'dan. İndiklerinde bir kahvehanenin önündeydiler. Seda, Kemal'e dik dik bakmaya devam ediyordu. Kemal'i daha önce görmüştü. Çok küçükken bir defa...

21 Şubat 2013 5-6 dakika 16 öyküsü var.
Yorumlar