Mimarın Adı Bölüm 7
Tehlikeli Ayrılıklar
Seda, Kleopatra'yı Uçurtma'dan kovduktan sonra manüel ayarların olduğu konsola gitmişti, fakat sene kolu hareket etmiyordu. 'Zamansal bozukluk', dedi Mimar.
Seda, 'Nasıl yani, bu zamanda sıkıştık mı?', dedi.
'Hayır! Psikolog hanım, hafıza testi yapalım. Kâhin Tubisyas kaç sene sonra etkilenecek demişti'
'Yaklaşık 6000. Ama gidemedikten sonra neye yarar ki?'
'Burada benim gibi bir Mimar'ın matematik zekâsı devreye girecek', dedi.
Hızlıca içerideki odaları dolaşmaya gitti. Hesap makineli saat benzeri bir aleti eğilip alırken kaybettiğini fark etmediği paradigmatik anahtarı gördü. Onu da alıp cebine attı.
Konsol odasına gitti. Cebirsel takvim ? hesap makineli saate benzeyen aleti- sene koluna bağladı. '-42+6000=5958', dedi ve Uçurtma, sallanmaya başladı.
Uçurtma, 5958 Kahire'sine iniş yapmıştı. Mimar ve Seda, Uçurtma'dan çıktıklarında lazer dolu işaret parmaklarını onlara doğrultmuş olan robotlarla sahipleri Sahip'i gördüler. Sahip, 'Krallığıma hoş geldiniz.'
'Ama tam 6000 sonraya geldik', dedi Mimar.
' 100 yıl kadar geç kaldınız. İdareyi ele aldım. Henüz Dünya'nın tamamı olmasa da büyük bir kısmı benim krallığıma bağlı.'
' Hayır, bizim bir Uçurtma'mız var', dedi Seda.
Sahip, 'Yanlış! Benim iki Uçurtma'm var', dedi ellerini iki defa şaklattı ve hepsi bir saraya giriş yaptılar.
Mimar, 'Burası da neresi?', diye sordu.
'Bergama Kralı'nın, yani benim yaşadığım saray.'
Mimar, levyenin cebinde olduğunu hatırladı. Elini paltosunun cebine götürdü.
' Asla görmek istemeyeceğiniz bir silahım var.', dedi 60. yy a aykırıymış gibi duran tüplü ekrana bakarak. ' Zaman geçidindeki delikler...'
'Ne olmuş onlara'
'Yolculuklarımız yüzünden yıprandılar ve bazı önemli yerleşim yerlerinde çatlaklar oluştu.'
Seda 'Senin gibi mi', diye sordu. Sahip de 'İnsan!' , diyerek aşağıladı.
'Hangi yerler?', dedi Mimar.
' Bavyera, Manhattan, Kahire, Bergama vesaire vesaire... Ben de çatlak olan şehirleri denetim altına aldım.'
'Yani henüz gama vuruşu gelmedi'
' Benim krallığımda asla yağmur bile yağmadı.'
' Seda! Levye cebimde... Hala engel olabiliriz. Elimi tut.'
Sahip, o cebinden levyeyi çıkartıp ışınlanana kadar tüplü ekranı açtı ve ekranda Melike gözüktü.
Sahip, 'Kahire'deki hava durumunu alalım.', dedi.
Başta 'Güneşli ve sıcak' diyen Melike'nin ekranına bir tokat attı. Sanki gerçekteymiş gibi Melike'nin canı yandı. Sahip, 'Sağanak yağmurlu demen gerekiyor.', deyince Melike de öyle dedi.
Seda ve Mimar, piramitlerin yanına vardıklarında Mısır'a bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu. Mr. Suit onları gördü, paradoks önleyici maskesini takarak yanlarına geldi.
Mimar, ' Sen de kimsin?', dedi.
'Benim adım Mr. Suit, ya Mimar senin adın ne?'
'Senin de gerçek adın bu değil. Unuttun mu biz aynıyız.'
'Hayır. Ben gerçeğim, sen yanlışsın'
Seda, ' Tam sana göre bir hareket. Farklı dünyadan gelen senle kavga etmek... Şu an düşmanınız Sahip ve dünyanın sonu gelmek üzere.'
' Yapabilecek tek bir şey var. Atlantisliler, Venüptot'u yerleştirmeden öncesine gitmek ama o da paradoks yaratır. Sanki yeterince yokmuş gibi', dedi karamsarlıkla Mr. Suit.
'Hayır. Tubisyas bir çareden bahsediyordu. Tehlikeden önce tehlike...'
Mimar sesli düşünüyordu. 'İletken bir madde... Doğruca üstüme çekerim. Hatta Sahip'in sarayını başına yıkarız', diyordu. Paltosunun cebinden sihirli levyeyi çıkardı. Ayaklarına doğrultup kullandı ve yerden yükselmeye başladı.
Seda, ' Mimar, aşağı in, iyice uçtun sen. Yağmurlu havalarda açık ve yüksek yerde olmak tehlikelidir.'
Mimar da 'İşte bu yüzden bunu yapıyorum. Tehlikeden önce tehlike...'
Gama vuruşunun görüntüsü olan şimşek gelirken Mimar, levyeyi doğru bir açıyla tuttu ve doğruca Sahip'in sarayına gönderdi. İşte, bu esnada gök gürültüsü duyuldu.
Sahip, sarayının camından kendince anlamsız yere felaketten kaçmaya çalışan insanlarını seyrediyordu. Birden Melike'nin ekranı açıldı. 'Sahip!', dedi Melike. 'Kim açtı seni', diye birkaç kere kapatma düğmesine bastı nafile. Melike, ' Sonun geliyor. Şimşek seni sırtından vuracak', demesiyle şimşeğin Sahip'i vurması bir oldu.
Sahip, 'Böyle bitemez. Mr. Suit'in Uçurtma'sına gitmeliyim.', dedi. Eliyle zaman geçidindeki deliklerden birini açıp zaman geçidine çekildi. Fakat zaman geçidi onu bulunduğu noktaya geri getirdi. Sahip, elini kalbinin üstüne koymuşken tekrar zaman geçidine çekildi ve bulunduğu noktaya geri geldi. Bu işlem, birkaç kez sürdü. En sonunda Melike'ye 'Ölüyorum. Bana yardım et', dedi.
' Yeniden doğacaksın bir canın kalınca', dedi.
Tekrar zaman geçidine çekildi ve bir daha geri gelmedi.
Mr. Suit, Uçurtma'sına girdiğinde hiç tanımadığı bir adamla karşılaştı. Mr. Suit, ' Sen buraya nasıl girdin?', dedi.
Adam, ' Ben İstanbul Merter'de bir özel lisede İngilizce öğretmeni olarak iş bulmuştum. Tam İtalya'dan İstanbul'a gitmek için bilet alacaktım, fakat buradayım. Burası neresi?'
'Sıradan bir insan... Bu dediğin olay hangi yıldaydı?'
'2011', dedi adam bir saflıkla.
Seda ve Mimar, diğer Uçurtma'ya girdiler. Seda, 'Şimdi nereye gidiyoruz?'
'Ben artık kendi dünyama dönmeliyim. Ama istersen son bir gezi... Belki annenin yanına...'
' Bana bir daha annemden bahsetme', dedi. 'Yalnız beni aldığın yıla değil de 2014'e bırakır mısın? Üç sene daha genç gösteririm', dedi.
2015'e gittiler. Seda, Uçurtma'nın kapısındaydı. 'Mimar, gitmesen olmaz mı?'
'Neden?'
' Çünkü... Çünkü...'
' Biraz, özür dilerim bayağı basmakalıp bir cümle olacak ama gerçek bu. Biz ayrı dünyaların insanlarıyız.'
' Ama sanki sen de...'
' Evet. Ben de bir Seda'yı seviyorum ama o sen değilsin.'
Seda, dışarıdan 94 model görünümlü bir arabayı andıran Uçurtma'nın kapısını çat diye Mimar'ın suratına örttü. Mimar, ' Bekle beni ağabey', dedi.
Uçurtma'nın konsol bölmesinin altında devre bağlantı deliği diye bir boşluk vardı. Mimar, paradigmatik anahtarı sokmak için eğildiğinde Uçurtma, sallanmaya başladı. Uçurtma'nın içindeki tüm ışıklar ve ekranı pembe renge bürünmüştü. Mimar, ne olduğunu anlamak için kapıyı açtı ve kendisini Merve'nin evinin önünde olduğunu anladı.