Minik Köpek Yavrusu

Efe'nin bugün çok canı sıkılıyor, ne yapacağını bilemiyordu. Ellerini ceplerine soktu. Islık çala çala yürümeye başladı. Öylesine amaçsız yürüyordu. Bir mağazanın önünden geçti, dikkatini bir şey çekti o ara. Bir adım geri geldi, vitrinde bir kutu içindeki küçük bir köpek yavrusu ona gülümseyerek bakıyordu.
"Ay ne şeker şeysin sen! Adın ne senin!" dedi tatlı gülümseyerek.
Sanki minik yavru anlamış gibi bir takım hareketler yaptı, kuyruğunu salladı. Patisinin birini, vitrinin camına koyup, ona elini uzattı. Efe bu şirin köpek yavrusunu çok sevdi. Onun olsun istiyordu.Hemen mağazaya girdi. Masada oturan kadının yanına giderek:
"Merhaba Efendim" dedi. "Vitrinde duran şu minik köpek yavrusunu satın almak istiyorum. Fiyatı nedir acaba?"
"Senin için elli lira olur. Aslında değeri bunun iki katıdır."
Efe ceplerini karıştırdı, ceplerindeki bütün parasını masanın üzerine bıraktı, sadece 20 lira parası çıkmıştı.
"Lütfen efendim, bu kadar param var. Ben o yavru köpeği çok sevdim. Üstünü param olunca size öderim!" dedi, yalvaran gözlerle kadına bakıyordu.
"Hayır evlat olmaz! O köpeğin değeri, çok daha fazla, zaten ben sana değerinin çok altında veriyorum. O köpeği. 20 liraya veremem!
Efe çok üzgün bir halde dükkândan çıktı. Vitrine başını dayayıp ağlamaya başladı. Minik köpek yavrusu da onu anlamış gibi, iki patisini de cama dayayıp onun gözyaşlarını silmeye uğraşıyordu. O da durumu anlamış ve çok üzülmüştü. Efe bir süre daha vitrin camında dikildi, yavru köpekle oynaştı, onunla konuştu, sohbet etti.
"Artık ayrılmalıyım minik yavru ama söz yarın yine geleceğim. Paramı tamamlayıp seni mutlaka alacağım." dedi, eliyle gözyaşlarını silerken.
O sıra mağaza sahibi kadın olanları içeriden izliyor, çocuk ve köpeğin haline içten içe üzülüyordu. Dışarı çıktı.
Efe tam ayrılmış gidiyordu ki,
"Küçük çocuk bakar mısın? diye arkasından seslendi.
"Bana mı seslendiniz efendim?"
"Evet canım. Gelir misin biraz?"
"Buyurun efendim?"
"Bak canım benim biraz işim var. Ben gelene kadar, dükkanımı bekler, ortalığı silip süpürürsen, bu köpeği sana veririm, olur mu?
Efe duyduklarına inanamadı.
"Siz bana süpürge ve kürek verin, bir de toz bezi. Ben dükkanınızı pırıl pırıl yaparım."
"Peki küçük al bakalım. Çok dikkat et. İçeride kuşlarım var. Sakın zarar verme onlara. Şu yemi kuşlara verirsin."
"Tamam efendim."
Efe sevinçten havalara uçtu. Hemen işe girişti. Dükkânı güzelce süpürdü. Her yerin tozunu aldı. Sıra kuşlara yem vermeye gelmişti.Tek tek kafeslerin önüne gelerek, şapkasına yem koyup, kuşlara yedirmeye başladı. Efe'nin şapkasından yem yemek, kuşların çok hoşuna gitmişti. Hepsi neşeyle cik cik öterek Efe'ye sevgi göstermeye başladılar. Orada büyük bir kafesin içinde on kadar kuş vardı. Efe tam kafesi açmıştı ki, minik köpek yavrusuna gözü takıldı. Yaptığı işi unutup, onunla oynaşmaya başladı. O ara kafesteki kuşlar tek tek uçmaya başladılar. Efe hiç fark etmedi. O minik köpek yavrusuyla oyuna dalmıştı. Tam bu sırada dükkan sahibi geldi.
"Aman Tanrım! Kuşlarım! Ohhh Kuşlarıma ne yaptın? Kuşlarımı kaçırmışsın!" diyerek avazı çıktığı kadar bağırmaya, sonra da hüngür hüngür ağlamaya başladı.
Efe bir an ne yapacağını şaşırdı. Utancından yerin dibine girmişti. Bir şeyler kekeledi ama konuşamadı. Sonra aklına şapkasına yem koymak geldi. Hemen şapkasına biraz yem koyup kuşlara uzatarak, ıslık çalmaya, onları çağırmaya başladı. Kuşlar tek tek gelip şapkaya kondular, yemi yemeye başladılar. Dükkan sahibi kadın da kuşları tek tek yakalayıp, kafese geri koydu. Kadın çok mutlu olmuştu. Bir an kuşları uçup gidecek diye çok üzülmüştü. Dükkanındaki bütün kuşlarını ve diğer hayvanlarını çok seviyordu çünkü.
Efe de kuşların tekrar geri kafese girdiğine çok sevinmiş ve "Hoşça kalın efendim" diyerek, oradan ayrılmak için kapıya doğru yürümeye başlamıştı.
"Küçük çocuk. Minik köpeğini götürmeyi unuttun," diye seslendi arkasından dükkan sahibi kadın.
Efe kulaklarına inanamadı!
"Ohhh gerçekten bana veriyor musunuz onu?"
"Evet küçük, senindir, al götür ama ona çok iyi bakmanı istiyorum."
"Elbette efendim. Çok teşekkür ederim. İnanın çok iyi bakacağım!"

11 Ağustos 2017 4-5 dakika 92 öyküsü var.
Yorumlar