Motor

Çalıştığı işyerinden aldığı haftalıktan her hafta yaptığı gibi elli lira ayırdı biriktirdiği para kutusunun içine koydu. Kaç liram oldu diyerek saydı. Tam dokuz yüz yetmiş beş lirası olmuştu. Aslında ne kadar parası olduğunu biliyordu ama her hafta onları saymaktan keyif alıyordu. İstediği motoru alabilmek için daha iki yüz yirmi beş lira biriktirmesi gerekiyordu. Oturduğu koltuğa yaslandı ,iki yüz yirmi beşi elliye böldü: parmaklarını sayarak 'daha beş hafta var' dedi.

Ali'nin çocukluğundan beri tek hayali vardı kendine ait bir motoru olması. Aklı erdi ereli annesinden motor almasını istemesine rağmen başarılı olamadığından kendisi para biriktirip alacaktı.
Parası bin iki yüz lira olunca doğru daha önce defalarca gidip vitrinden seyir ettiği motoru almak için dükkandan içeri girip fiyatını sordu. Satıcı;
-Senin istediğin motora zam geldi, ama alacaksan sana eski fiyattan yani bir ay önce söylediğim gibi bin iki yüz lira olur.
Ali:
-Tamam anlaştık ancak önce annemle konuşmam gerekiyor. Bana iki gün mühlet veririmsin.
Satıcı:
-Tamam sana iki gün mühlet. İki gün içerisinde gelirsen sözüm söz. Ancak iki günü geçerse yeni fiyattan olur. Tamam mı? Ali:
-Tamam.
Ali bir koşu annesinin yanına gitti lafı eveleyip gevelemeden. 'Anneciğim istediğim motoru almak için yeterli parayı biriktirdim müsaade edersen gidip almak istiyorum.' Annesi:
-Olmaz. Kesinlikle almanı istemiyorum. Ali:
-Neden anneciğim? Senden para istemiyorum. Bu güne kadar biriktirdiğim parayla alacağım. Annesi:
-Oğlum mesele para meselesi değil. Paran olmasa bile bulur buluşturur alırız. Ama olmaz. Ali:
-Biliyorsun ilçemizde yaşayan erkek nüfusun tamamına yakınında motor var. Her yere onunla gidiyorlar. Her işlerini onunla görüyorlar. Benim motorum olmadığında her gün şehir içi toplu taşıma araçlarına veyahut arkadaşlarımın kullandığı motorlara binmek zorunda kalıyorum. Benim de motorum olsun istediğim yere istediğim zaman gidebileyim. Hem de motorun arkasına seni oturtturup gezdireyim. Annesi:
-Ne söylersen söyle ben almanı istemiyorum. Biliyorsun babanı motor kazasın da kaybettik, o kazada deden de sakat kaldı yıllarca başkasına muhtaç olarak yaşadı.. Allah korusun böyle bir iş başımıza gelirse ben bir daha kaldıramam. Bu yüzden almanı istemiyorum. Ali:
-Anneciğim, kaderimiz de böyle bir olay yaşanacaksa bundan kurtuluş yok. Başkasının motoruna binince de olur, yürürken de olur. Sen gönlünü ferah tut. Annesi:
-Tabi ki her şey Allah'tan. Motor almanı bırak; imkanım olsa motor kullanılmayan kasabalara göçüp oralarda yaşamak istiyorum.

Ali annesinin kararlı tutumu karşısında daha fazla konuşmadı. 'Anneciğim sen gönlünü ferah tut.' Dedi ve odasına çekildi. Ancak odasında ne oturabiliyor ne de yatabiliyordu, bir ara camın önüne dikilip gözlerini yumdu babasını dedesini hayal etti. Babasız büyümenin zorluklarını, annesinin onu büyütmek için çektiklerini düşündükçe annesinin karşı çıkışını olumlu karşılıyor ama içindeki ses de 'Her motora binen ölseydi ilçede şimdi hiç erkek olmazdı. Eceli gelen bir bahane ile hayata veda edecek. Sen git motorunu al.'Diyordu.

Ali uykusuz geçen gecenin sonunda kafasında bir plan oluşturdu. Annesine hiçbir şey söylemeden motoru satın alacak bir müddet motoru arkadaşında bırakıp oradan binip işine gidip gelecekti.

Sabah her zamankinden daha erken kalktı, biriktirdiği paraları kutudan çıkarıp tekrar saydı ve cebine koydu. Annesi daha uyuyordu uyandırmaya kıyamadı doğru mutfağa gidip çaydanlığı ocağa koydu. Çay hazır olana kadar kahvaltı masasını hazırladı. Annesinin kalkmasına daha on beş dakika vardı. Her gün kahvaltı yaptıktan sonra elbiselerini giyerdi. Ancak o gün nedense önce giymek için gardolabına yöneldi ve sadece özel günlerde giydiği elbiselerini giyip kahvaltı masasına oturdu. Annesi her zaman kalktığı vakitte kalktı elini yüzünü yıkadıktan sonra kahvaltı masasını hazırlamak üzere mutfağa yöneldi. İçeride kahvaltı masası hazırlanmış ve Ali'yi özel günlerde giydiği elbiseyle görünce şaşırdı. 'Hayır ola ' diyebildi. Ali:
-Hayır anneciğim şerle ne işimiz olur. Uyuyamadım erken kalkınca seni kaldırmaya kıyamadım bir gün de ben hazırlayıp sana hizmet edeyim dedim. Memnun olmadın mı?
-Ne demek oğlum, neden memnun olmayayım? Kahvaltı masası hazır birde seni özel günlerde giydiğin elbiseler içinde görünce şaşırdım. Hayırdır bir davete mi gideceksin? Ali:
-Yok anneciğim her gün gittiğim işime gideceğim. Sadece gardolabının kapısını açınca bunlar gözüme ilişti bende giydim. İstemiyorsan çıkarabilirim. Annesi:
-Ne münasebet sen genç delikanlısın istediğini giymek senin de hakkın. Sadece günlük hayat akışı içerisinde yapmadığın şeyleri yapınca şaşırdım.
Ali kahvaltıdan sonra annesinin elini öptü ve evden ayrıldı. O sabah işine değil doğruca motoru almak için motor bayiine gitti. Daha önce anlaştıkları fiyat üzerinden parayı ödeyip yıllarca hayal ettiği motoruna kavuştu. Bayi deposunda yeterli benzin olmadığını söyleyince ilk işi benzin almak oldu. Artık yola çıkmasına mani bir sebep kalmamıştı. Arkadaşlarının yanına yeni motoru ile gidecekti, kızlara onunla hava atacaktı, annesi ne zaman nereye gitmek isterse götürecekti.
Bismillah deyip motoruna bindi son surat gidiyordu sevinçten karşısına çıkan kırmızı ışığı fark edemeyip karşıdan gelen aracın altında girip metrelerce sürüklendi ve son nefesini orada verdi.

Motoru Azrail, yeni elbiseleri kefeni oldu.

29 Ocak 2012 5-6 dakika 39 öyküsü var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • 12 yıl önce

    Çocuk ve gençlerde ki motor tutkusunu bilen bilir, çoğu için vazgeçilmez bir tutkudur. Motor gençliktir, motor sürattir, motor dinamikliktir, motor kızlara azbuçuk hava atmaktır. Bir gazete yazısında ''Ana babalar gençleri motor alma konusunda serbest bıraksalar, motor satışlarında patlama olur''diyordu. Ama dediğiniz gibi çoğu motor kullanan gençler de hem ehliyet almadan, hem de; kask giymek, fazla süratli gitmemek, varyete yapmamak gibi kurallara uymadıklarından sonu ölüm ile noktalanan hikayede anlatıldığı gibi kazalar meydana gelmektedir. Güzel ibretlik bir hikaye kutlarım Fevzi bey...