Muhabbet ağacı

Yaşlı bir anneannem var. Çok bilge bir kadın. Çok çok tecrübeli, hayatta görüp geçirdikleri onu bilge bir kadın yapmış. Çok çalışkan bir oka dar da becerikli.
Geceleri bize masallar, hikâyeler anlatırdı. Anneannem bize ?gelin çocuklar size bugün muhabbet ağacını anlatayım' dedi.
İnsanlar kuraklıktan, sevgisini kaybetmiş. Dünya kasvetli bir havaya girmiş. Kimse gülmüyormuş. Çocuklar oyun oynamıyor, bebekler yemek yemiyormuş.
Yüce bir dağın eteğinde, muhabbet ağacı varmış. Bu ağaç insanları mutluluğa kavuşturacakmış, bu ağacın çekirdeğinden getirip, bir toprakta çoğaltıp ondan bir bahçe meydana getirecek, birini arıyorlarmış.
Köyde çobanlık yapan bir çocuk,muhabbet ağacını bulmak için gönüllü olmuş. Halk buna çok sevinmiş. Çocuğu, köy halkı hemen, büyük bir kalabalıkla uğurlamaya gelmişler. Çocuk annesinin elini öpmüş ve duasını istemiş yola çıkmış. Az gitmiş, uz gitmiş, dağlar aşmış. Bir topal karıca görmüş, karınca kardeş ?ben muhabbet ağacını arıyorum hiç duydun mu? Karınca topal olan ayağıyla, kendinden üç kat büyük yiyeceği yuvasına taşıyormuş.'Yerin altındaki sırları sorsan hepsini bilirim ama yerin üstü sizin, sen bilmiyorsan' ben nerden bileceğim'demiş.
Çoban o kadar yorulmuş ki. Anacığının verdiği ekmeği besmelesini çekmiş yemiş. Birazda kestirmiş. Kendine gelmiş. Bir düşünce almış bizim çobanı, yerin üstü küçük değil ki bilsin, ağacın nerde olduğunu. Sözde verdi herkese, umutla çobanı bekliyor, bebeler, çocuklar. Ne kadar zahmetli olacak bu iş diye düşünmüş. Sabah olmuş. Bir kuş görmüş çoban. Kuşa ?bana yol arkadaşı olur musun demiş çaban' oda kabul etmiş. Başlamışlar konuşmaya, derdini kuşa anlatmış.' kuş bende sana yardım etmek isterim' demiş. Yollar aşınmış ayakta hal kalmamış.Bir yere oturduklarında yanlarına bir köstebek gelmiş. Köstebek ?bende sizinle gelmek istiyorum' demiş. Bilge köstebek yerin altındaki canlılara sormuş soruşturmuş bu dağı ağacı kimse bilmiyormuş. Şaşkın şaşkın bakınmışlar bir birlerine. Umutla bekleyen insanlara bir umut götür meliyiz diyerek yeniden düşmüşler yollara gitmişler gitmişler ağaçlık bir ormana gelmişler, bir an bulduklarını sanmışlar. Güvercin gagasında bir tohum getirmiş,' bunu yanımıza alalım' demiş. Yüksek bir dağ, çıkmış karşılarına. Dağ taş tırmanmışlar, havası soğumuş, karları görünmüş kurak mı kurak hiçbir bitki yok. Hava kararmış,karınları açıkmış. İyice bitkin düşmüşler. Uyuyup kalmışlar. Güneş göbeklerine düşmüş, kalkın diyormuş. Birde ne görsünler aradıkları ağacın altında uyuyorlarmış. Öyle büyük öyle büyükmüş ki dünyayı bile gölgelermiş bu ağaç.Her yaprağında Allahın isimleri yazıyormuş. Meyveleri bin bir çeşitmiş adı tuba ağacıymış. Meyvelerini yemişler karınlarını doyurmuşlar.
Üzüntülü hallerinden eser kalmamış çok mutlu olmuşlar muhabbet ağacının meyvelerinden ceplerine doldurmuşlar. Köye dönmüşler güvercin tohumları atmış köstebek kazmış. Allahın isimleriyle, bulutları çağırmış çoban, yağmur yağmış. Dünya yeşermiş yeşermiş mutluluk ve muhabbet insanları Allaha kavuşturmuş. Böylelikle muhabbet ağacı dünyayı sarmış sarmalamış hayat devam edip gitmiş.

17 Ocak 2009 2-3 dakika 46 öyküsü var.
Yorumlar