Mutsuzluk Yolunda İlerlemeler Başlayınca

- Hayırdır Seyhan! Bir şey mi oldu? Seyhan takma isimli kadın Kerhanenin emekçilerinden sadece birisidir ve yüreği kaltaklardanda farklıdır.
- Telaşlanma sakın. Seninki burda.İşyerimin kapısı önünde yatıyor. Başı kalabalık. Gelsen iyi olur. Bizim kapının bekçileri bulmuşlar ekmek almaya çıktıklarında. Tan yeri ağarmış. Polise haber salmışlar. Neyse ben aldım ellerinden. Odama çıkaracağım. Gelsen iyi olur...
- Tamam hemen geliyorum.

Sevgili dostum Sehan'ın karnına başını koymuş iniltiyle ağlamak arasında mırıldanıyor sürekli. Seyhan şaşkın gözlerime bakıyor...
- Ne oldu bu adama?
- Seyhancık yıllardır çıktığı kız aldattı onu. Sırtından vurdu. Tam çıkma da sayılmazdı. Anlamlandıramadım ki!
Takılmak gibi bir şey...
- Baksana sabahtan beri ağzından çıkan tek kelime bu...al yine dedi..."Aldattı...aldattı...". Sen de duydun mu?
- Ne bileyim hiç konuşmazdı ki! Ara sıra söz ederdi. Ciddi olduğunu görmedim hiç duygusal anlamda. Kırk yıldır birlikteyiz...
- Bilirim ben sizin ciddiliğinizi dedi Seyhan. Bilirim. Sonra da, bana bak al götür bunu. Benim mesai başlayacak.
Gelişmeleri anlatırsın sonra. Yalnız üstünü başını temizleyelim. Yüzünü yıkayalım. Kahve yapalım. Ne bu Allah'ım şimdi? Şu çocuğa yapılacak bir şey mi bu? Ben de şans yok. Çıkmaz bu tipler karşıma ki şöyle evimin erkeği yapayım ayaklarını yıkayayım kulu kölesi olayım değil mi?
- Seyhan bırak düşleri. Hadi toplayalım şunu da ben götüreyim. Araba aşağıda. Trafik ceza meza yazmadan...
- Bana bak ben de gelsem mi sizle? Evi toplarım yemek koyarım ocağa...
- Bilmem ki! Senin Koca ne der...Başın sıkışmasın Pezoyla...
- Amaaan Allah belasını versin onun. Hadi toplayalım şunu. Valla dayanamadım ben ya. Ağlayacağım şimdi...
Çokta içmiş. İyi ki koma da değil. Hadi hadi yardım et de banyoya taşıyalım...

Gece meyhane de garson K.yi karşısına almış ve saatler boyunca şöyle demiş...Garson K.,
- X'i hiç böyle görmemiştim. Kapıdan girdi. Ruh mu diye kapıldım bir an? Gözleri davul zarı gibi gergindi.
Gitti her zaman ki masanıza oturdu. Sonra bana el etti. El etmesine ne gerek vardı? Onuda anlayamadım ya,her neyse, koştum...Yetmişlik, cacık...kap gel. Sonra da karşıma otur. Konuşacaklarım var...
Hemen abi dedim. Fırladım. Bizim patrona idare et beni dedim. Tamam der gibi gözlerini kapadı.
Rakıyı su bardağına doldurdu. Bir dikti yarısı bitti. Gözlerini gözlerime dikti ve şöyle dedi;K.'cim içim acıyor...Abi Allah seni inandırsın başka bir şey söylemedi. O üç saat boyunca K.'cim içim acıyor K.'cim içim acıyor deyip durdu. Saat iki oldu. Dükkan boşaldı. Patron çıktı. Başbaşa kaldık.
K.'cim içim acıyor...iki yetmişliğini devirdi hâlâ aynı lafı ediyor. Kalktım taksi çağırdım. Vallahi evine bıraktım. Demekki beni gönderdikten sonra tekrar çıkmış. Oysa yatağına yatırmış kedisine sütünü bile vermiştim. Abi ne oldu benim abime?
- Aldatıldı oğlum. Sırtından vuruldu. Kama çok paslıydı. Mikrop mikrobunu bulaştırıp sırra kadem bastı..
- Deme abi ya!
- Dedim bile...

Seyhan çalışma odasının pencerelerini açtı. Öbür odalarında. Bu eve saymadı hiç kez geldiğini. Kedi ayak bileklerine sürünüyordu. "Ne yaptı sana bu kaltak ne yaptı? Aman Allah'ım" derken sağa sola dağılmış kitapların milyon parçaya bölünmüş cam kırıklarının arasından kendine yürümek için yer ararken devrilmiş bir koltuğu düzeltip üstüne çöktü. Dostu X'i yatak odasına yatırmış Seyhan'ın yanına gelmişti.
- Ne kız ağlıyor musun?
- Ben kendime hiç ağlamadım biliyor musun? Hiç ağlamadım! dedi. Hıçkırıklara boğuldu...

12 Mayıs 2011 3-4 dakika 57 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar