Naim Süleymanoğlu
Yanlış hatırlamıyorsam yıl 1986 olsa gerek veya ben o dönemi hatırlıyorum...
Turgut Özal dönemleri, şimdiki kadar milli mücadelelere şahitlik edemiyoruz, ne doğru düzgün maç yayınları var, ne milli bir başarı, o yıllarda bir kaç kez basketbol milli takımı başarısı hatırımda kalmış hepsi bu kadar...
Sonra televizyonda duyduk adını ilk kez, bir Bulgaristan şampiyonu varmış, adı Naim Süleymanoğlu, gerçek adı Bulgarca bir isim ama ben onu hep Naim Süleymanoğlu olarak tanıdım.
Büyük bir sansasyon olmuştu o zamanlar onu da çok iyi hatırlıyorum. Turgut Özal çıkıp hakkında demeçler veriyor ve Naim'in Türkiye'ye sığındığından, iltica hakkı istediğinden bahsediyordu.
İlk kez branşında bu kadar başarılı olan bir insanın ülkemizi tercih etmesine şahit oluyorduk. Sportif başarılar arada bir gelse de genelde güreşle ilgili madalyalara alışık olan ülke insanı, belki o güne kadar hiç dikkat etmediği bir branş sporcusuna kucak açmıştı, o bir halter sporcusuydu, üstelik, olimpiyat madalyalarıyla bu ülkeyi tercih etmişti...
Şimdilerde bile Avrupa'nın çok da tahammül edebileceği bir şey değildi!
Düşünün Cristiana Ronaldo oynamak için Türk Milli takımını tercih ettiğini açıklıyor ve üstüne, onu giyebilmek için tüm dünyaya kafa tutarak, mücadele ediyor!
İşte Naim Süleymanoğlu da zamanında bunu yapmıştır! O bir spor devrimcidir bu ülke için!
O güne kadar halter ile doğru düzgün tanışıklığı olmayan ülkemiz, artık halterle içli dışlı olmuş, yakından takip etmeye, halter konusunda alt yapılar oluşturmaya, o sporla ilgili sporcular yetiştirmeye başlamıştır.O zamanın gençleri, çocukları bu spora gönül vermiş ve bu sporu sevmeye başlamıştır.
Belki zamanın lideri Özal bile, bu kadar ses getireceğini, bu kadar sevileceğini tahmin edememişti Naim Süleymanoğlu'nun ama olmuştu işte, bizi seven, ülkeyi seven, üstelik küçücük boyuyla dünyaları kaldıran adam bizi tercih ederek, bu ülkeye gönül vermiş, gönül vermekle kalmamış, bir çok da uluslar arası madalya kazandırmıştı...
Şimdilerde milyonlarca dolar yatırılan sporcularımızın, hiç bir şey veremediği ülkeye, Naim gönüllü olarak gelmiş, gönüllü olarak Ay yıldızlı formayı terletmiş ve sayısız madalya kazandırmış bir kahramandır.
Kahramanlık savaş alanlarında olmuyor, spor alanında da yapılabiliyormuş, sayesinde bunu da yaşayıp görmüş olduk!
Hak ettiği değeri gösterdik mi peki, asıl kendimize sormamız gereken bu olsa gerek? Saatlerce magazin haberleri yayınlayan ve zaman dilimlerini doldurmaya çalışan televizyon kanalları kaç dakikasını ayırıp bu kahraman sporcunun röportajlarını yayınladı veya hazırladı? Yeni nesillere ne kadar bilinirliğini aşıladı, tanınmasını sağladı?
Her zaman olduğu gibi, o yaşamını yitirdikten sonra kıymetini anlayabildik ve farkına varabildik. Asıl soru, bu küçük dev adamın sağlığına neden daha fazla özen gösterilmedi, durumu bu kadar ciddi hale gelene kadar, neden ilgilenilmedi?
Sinan Şamil Sam'da aynı şekilde çekip gitmedi mi elimizden?
Üç beş kıymetli temsilcimiz çıkıyor aramızdan, onlara da gereken değer ve önemi ne yazık ki veremiyoruz...
Kaybettiğimiz zaman mı anlayacağız, avucumuzdaki değerli insanların ne kadar kıymetli ve paha biçilemez olduğunu?
Her konuda komisyon kuranlar, bence bu konular için bir komisyon kursunlar ve bu tür insanlarımızın üstüne titresinler, sahip çıksınlar, onlar kendilerine sahip çıkmasa bile bu bir devlet meselesi olsun ve sahip çıkılsın!
Başımız sağ, mekanın cennet olsun şampiyon dev adam!
Cep Herkülü idi lakabı
onurumuz gururumuzdu gülecen yüzü nazik tavırlarıyla tam bir sporcuydu mekanı cennet olsun👍
Kendisine karşı kaybeden Yunan rakibi Valerios Leonidis'e "üzülme, neden ağlıyorsun, biz dünyanın en iyi iki haltercisiyiz" şeklindeki tesellisi bile, ne büyük bir sporcu olduğunu hepimize anlatmaya yetiyor Sayın Gür...