Nazar Boncuğu Uğur Böcekleri Cumbada Kahvaltı
Sabah kalkıp, kahvaltı hazırlıyorum ikimize..
İki tabak..İki çatal..İki tane de bıçak yerleştiriyorum masaya..
Sonra çay fincanlarımızı hazırlıyorum usulca..
-Kızarmış ekmek kuruluğunu sevmediğimden değil ama tazecik aşka yaraşır düşüncesi ile,sana taze ekmek alıyorum, bir de çörek ..
...
Sonra demlenmiş çayın huzur verici sesi eşliğinde,
Oturması gerekli ilişkimizin, yolunda gitmeyen tarafını düşünüyorum..
Su kaynasın biraz daha hele, çay çöksün..ama çökmesin ilişkimiz diye diliyorum..;
Yollar seni getiriyorsa bana bir şekilde, yolunda gitmeyenlerde düzeltilir diye de düşünüp gülümsüyorum ardı sıra...
Dileğim geçince kalbimden, yeniden, İki tane de minik nazar boncuğu koyuyorum tabaklarımızın kenarına..
Ne olur ne olmaz diyorum..
Sonra seni davet ediyorum..
Öyle soluksun ki..
Uzakta olduğun için mi silik?
Yoksa yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu için mi tuhafsın anla-ya-mıyorum..
Yol-cu-luk
üç köşene bakıyorum bunlar var senin..
-Peki son köşe de ben var mıyım? -
Çay fincanlarımızı doldururken,bakıyorum..
Göremiyorum..
(Üzülmüyorum..çünkü nazar boncuklarım var benim.. )
-Bilir misiniz nazar boncuğunun üstüne taş düşse kırılmaz, çatlamaz bile !-
Sonra yüzüme bakıyorsun çekine çekine.."bitti" diye fısıldıyor dudakların..
(Dudakların niye suç işleyen çocuk gibi titrek ve kırmızı yanakların !?)
Masaya çeviriyorum gözlerimi,
Kalbim hala kanlar içinde sana sesleniyorum:
"Ekmeğine dokunmamışsın? "
"Senin için hazırladım..Emek harcadım.. Yesene" diyorum..
"Bitti ceyda, ne olur daha fazla zorlaştırma ..Gitmeliyim" diyorsun..
"Daha başlamadın bile diyorum !!!"
"Nasıl bitti? "
İçimden -Bir çaba bir emek gösterseydin bari- geçiyor..
Şu kahvaltının hatrına bari..
Gel gör ki ...
Konuşamıyorum..
"Sessizliğimden anlamalıydın.." diyorsun
(Neyi anlamam gerektiğini anlamadığım için suçluyum bir de öyle mi yani?!).
Ay ben ne gerizekalıymışım ! Bir de üstüne boğazım düğümlendi!! Konuşamıyorum iyi mi! !!
"Peki" diyorum gözlerimle..
gözyaşlarımın buğusu gittikçe siluetini silikleştirirken..
"Peki....bak şimdi de ben konuşamıyorum, Sen ne anlıyorsun ??? " diyorum..
Gidebilirsin dediğimi sanıyorsun..
Gitmeye kalkıyorsun..
Bir elin kapının tokmağında..
Daha da soluk ve soğuk sanki siluetin..
Gözlerinden gözlerime akan yaşlar, içimi daha da yakarken,yüzünde iki küçük uğur böceğimin bana veda ettiğini görüyorum..
iyi şanslar diliyor biri..
Ama sen misin,uğur böcekleri mi bilmiyorum..
bir kapı sesi kalıyor aşkından hatıra..
Masada ki bıçaklara bakıyorum..
Ve bir de gidişine..
Suskun gidişin daha çok acıtıyor....
Acıyor yüreğim ama
LANET OLSUN Kİ konuşamıyorum.!!
öylece kalıyorum işte!
VE SANA YEMİN EDERİM
- ben bıçaklardan daha az korkuyorum artık !!-
İnanılmaz ama öyle..
Cumba da yarım kalıyor kahvaltımız..
Kalbi kırık nazar boncuklarımın, boynu bükük duruşlarını bırakarak masada
,...
Ve asla unutamayacağım kırmızı bakışlı uğur böceklerimi de alarak yanına sen
....
Bir bakıyorum..
rüya gibi...
Gitmişsin....
...
Ağladığım falan yok tamam mı!!
Buhar kaçtı gözüme sadece..
Hem şimdilik gitmiş olabilirsin,
Ama unutma,
Sen bunca zamandır benim yaşama nedenim, her şeyim,
Sen benim Huzurum,
Dudağımın kenarındaki tebessümüm,
Omzumun üstündeki nefes'im iken,
Sen benim kalbimi, ellerine gözlerim kapalı emanet ettiğim iken,
Gidişinin ardında geçerli bir neden olduğuna inanıyorum ben..
Belki de çayın suyu bitmeden döneceğine de..
...
Vakti ne olursa olsun,
Kalbimin bir köşesinde yarım kalmış bir kahvaltı sofrasında,
Kaldığımız yerden devam edebilmek adına,
Nazar boncuklarım elimde seni bekliyor olacağım ben...
Hem sen de getir artık Uğur böceklerimi,
Bir başka bedende kendimi görebilmeyi şimdiden çok özledim..
ceyda a./ağustos 2007
düzenleme temmuz 2008
Ben bu öyküye bayıldığımı yazmamış mıyım? 😊Kaleminize sağlık 👍
yureginize sagLik.. Sanki o cumbada yaninizdaymisim gb hissettim biran.. Giden coktan gitmisti.. oysaki daha soyLeyecek cumLeLerin vardi.. Guzel bir hayat sizinle oLsun..
ceyda hanım kısa zaman önce yaşadıklarımı okadar harika anlatmışsınız ki kendimi buldum
takdire şayan bir anlatımınız var...vakit buldukça okumalıyım yazılarınızı...sevgiler...