ne ilk ölen... ne de son...
yaşı küçük olmasına rağmen mahallelinin büyük sevgisini kaznmış,o haliyle onları güldürüyor,bazen kızdırıyor,bazen de peşinden koşturuyordu.
okul yaşı geldiğinde o küçük kalbi heyecandan ne yapacağını bilmiyordu.kendisinin okula gidiceğini hayal etsede babası buna izin vermiyordu.
belki de nasıl bir yaşam yaşayacağını babası belirleyecekti.
mahallenin iknalarına yetinmeyen baba, gene de firinden dönmüyordu. kendisi de okumadığından cahildi.okulun o sıcacık yaşamı hayatı nasıl şeffadlaştırdığını bilmiyordu.
mahallede tek okul tek öğretmen vardı. hikmet öğretmenin yanına giden mahalleli kızın babasıyla konuşması için yalvarmışlardı.öğretmen mahallelinin isteklerinin canı gönülden kasbul etmişiti.
yağmurlu birgünün sabahında yola koyulmuş ve ayşenin yaşadığı eve gelmişti. kapıyı annesi hacer açmış öğretmeni karşıında görünce
'buyur öğretmen efendi.' diyerek içeri aldı.
baba şahin üzerine bir gömlek giyerek öğretmeni odadaki televizyonun yanındaki koltuğa oturtdu.
muhabbete başlangıcında baba sert tavırlarıyla öğretmene ters cevaplar versede öğretmenn o kadar güzel açıklamalar yaparak babayı ikna etmeyi başarmıştı.
ayşenin mutluluğu gözünden okunuyordu.
ayşe,ne kdar başarılı olduğunu göstermiştiki hem öğretmenin yüzünü kara çıkarmamış hem de mahallede diğer kız babalarınında fikirlerini değiştirmeyi başarmıştı..
devamı 2 gün içinde...