Nefret Ediyorum Bu Düzenden

Elif işe gireli altı ay olmuştu. Sana sigorta yapacağız demişlerdi ama altı ay geçtiği halde yapmıyorlardı. Elif kaç kez sormuştu. 'Tamam yapacağız' diyorlar ama yine yapmıyorlardı. Üstelikte çok saygın bir kurumdu. Engelli kişilere eğitim veren bir kurumdu. Kızcağızı günde 12 saat çalıştırıyorlar, hem temizlik, hem yemek yaptırıyorlar ama malesef sigortasını yapmıyorlardı.
Elif'in eşi de bir fabrika da işçi olarak çalışıyordu. Evleri kiraydı.İki tane çocukları vardı. Tek maaşla geçinmek mümkün değildi. Yetmiyordu. Mecburen Elif'de çalışmak zorunda kaldı. İlk işe girdiğinde ne kadar mutlu olmuştu. Artık o da çalışan bir kadındı. Gel gör ki bu ülkede asgari ücret ne yazık ki çok düşüktü. Asgari ücretle ev geçindirmek mümkün değildi. İki kişi bile çalışsalar geçinmek çok zordu.
Sonra bir gün Elif'in yanına uğradım.
-Nasılsın Elifciğim?
-İyiyim ablam sen nasılsın?
-İyiyim bende. Nasıl hala sigortanı yapmadılar mı?
-Yaptılar abla neyse ki.Yedi ay sonra zorla. Daha yeni yaptılar.
-Aaa! gerçekten mi çok sevindim!
Aman abla yaptılar da, şimdi de her gün Ramazan dolayısıyla 500 kişiye yemek yapacakmışım. Hem de tek başıma. Her gün 500 kişiye yemek yapacağım hem de,temizlik yapacağım. Sabah saat sekizden akşam saat 23.00'e kadar burada olacakmışım. Nasıl dayanacağım bilemiyorum. Şu mutfağıma bak abla küçücük. Bu küçücük yerde, her gün 500 kişiye nasıl yemek yapılır, baksana.
-Ayyy! canım benim ya! Her gün 500 kişiye yalnız başına nasıl yemek yapacaksın?
Sorma abla ya! Yapamazsan bırak diyorlar. Hiç insafları yok!
-Ayyy! kıyamam ben sana! Ne biçim insanlar bunlar. Yaptıkları hayır sanki kabulmü edilecek bunların. Önce çalışanlarını, işlerini yapanları memnun etseler ya. Ondan sonra hayır yapsınlar. Bunların işi hayır falan değil. Sadece gösteriş. Çalışanlarını ezdikten sonra ne anlamı var. Sizin hakkınızı nasıl ödeyecekler. Kul hakkıyla karşıma gelmeyin diyor kur-an-ı Kerim.
-Sorma abla. Bunların hiç insafı yok. Köle gibi çalıştırıyorlar insanı. Bakalım, yarın başlayacağım. Dayanabilecek miyim her gün 500 kişiye yemek yapmaya bilmiyorum.
Ahhh canım benim!
-Sen de gel abla. Al kardeşini gel.
-Aman gülüm ya, hiç içimden gelmedi, bu insanların hayrından faydalanmak, size böyle yaptıklarını görünce!
-Olsun abla gel yine de sen. Herkes yiyecek, sen de ye. Gücüm yetiğince ben de yapmaya, gayret etmeye çalışacağım.
-Tamam gülüm benim. Sabahları evden çıkarken bir dua vardır. Zor işlerimi kolaylaştır anlamında okunur. Şöyle' Rabbi yessir vela tuassir Rabbi temmim bil hayır' Her sabah evden çıkarken oku bari.
-Tamam abla okurum. Üzülme sen!
-Tamam canım
İşte böyle. Elifçiğime öyle üzüldüm ki, o kurumun iftar yemeğine gitmek gelmiyor içimden. İftar yemeği veriyorlar ama çalışanlarını köle gibi kullanıp eziyorlar. İnsanlar çok zalim. Kapitalist düzen mi bunun adı. Zenginlerin, yoksulları, güçlünün güçsüzü ezdiği düzen. Nefret ediyorum bu düzenden!

02 Aralık 2015 2-3 dakika 92 öyküsü var.
Yorumlar