Nenişti O Bizim Gözümüzde Senelerce
Bizler çocukluk yıllarında hep bir arada güler, eğlenir, oynardık... Çoğu zaman akrabalar ile tatiller yaptığımız olurdu... Ekonomik zorluklar olsa da çok da tavan yapmış bir durumda değildi o eski zamanlarda...
Teyze Çocukları, benim kuzenler, bu gün kırklı yaşları geçmiş olsalar bile aramıza katıldıklarında çok ufaktılar... Epey yaş farkımız olsa da her ortamda iyi anlaşırız yine de... İpek ve Mert canlarım onlar benim, diğer kuzenlerim gibi onları da çok severim. Beraber satrançta oynadık, zamanında tatillere de gittik, bilardo, masa tenisi de oynadık, bisiklete bindik, yaptık bir şeyler, zevkle, coşku ve muhabbetle..
İpekçiyim daha küçükken rahmetli babam, eniştem, teyzemler tatile gitmişiz Didim’e... Yeni yeni ağzından kelimeler çıkıyor, konuşturmaya çalışıyorlar ’’Anne, baba, kelimelerinde sıkıntı yok gibi, hadi kızım bir de enişte de bakalım.’’ Yok, demiyor, demeyecek gibi... Ertesi gün bir daha ’’Hadi yavrum enişte de söyle bakalım çok kolay.’’ Yok, yok, demeyecek galiba...
Sonra bir gün yine enişte kelimesini söyletmeye çalışırken ağzından o küçücük haliyle Neniş kelimesi çıktı, tabi biz yattık yerlere, rahmetli babam enişte olacakken oldu Neniş... Öyle dilimize oturdu ki bu kelime Neniş aşağı Neniş yukarı, babamın adı unutulur oldu...
Bir müddet sonra Ankara’ya döndük. Annem bile babama Neniş demeye başladı, kafamızda soru işaretleri ’’Yahu bizim babamızın adı neydi hay Allah!’’ Eniştem ile bir araya geldiler mi onlarda babama Neniş demeye başladılar, hatta aramızda espri oldu ’’Babam nüfus idaresine baş vurup da ismini Neniş mi yapsa ya da isminin yanına Neniş diye nüfus cüzdanına ekletse, diye sürekli konuşur ve gülüşür olduk...
Uzun yıllar Neniş aşağı Neniş yukarı, rahmetli babamda hiç itiraz edip, yok yahu benim ismim o değil demedi, hoş görü ile o kendine takılan lakap üstüne oturdu... Çok oldu Neniş aramızdan ayrılalı, rahmetle yad edelim...