O İnsanları Çok Sevdim
Geriye ne kaldı neden gittim oraya . Yazarlık içgüdüsüyle bu bakıma görme isteği .
' Onlar nasıl bekliyorsa bende beklerim ' dedim .
' Nasılsa ücretimden kesiyorlar boşa mı gitsin ? ' dedim .
Yarım günde olsa kaytarırım diye mi düşündüm .
Asıl amacım onları görmekti . Hiçbir gerçek yaşanmadan öğrenilmez derim hep .
Yıllar önce buraya bir kere daha gelmiştim , fabrikada çalıştığım günler de gece vardiyasından çıkıp gitmiştik bir arkadaşla o günün ayrıntılarını unutmuşum yazılması gereken çok geç olmadan yazılmalı .
Suratıma bakıp çok acele yazmıştı ilaçları tam on ikiye beş kala sıram gelmiş girmiştim içeri hiç olmazsa kapı kapalıydı . Oysa bu gidişimde kapı ağzında bir yığın insan öylece seyrediyor şikayet dinlemeye çalışan doktoru . Ben de seyretmiştim senden öncekileri bir ana kız ne yapıp edip almıştı birkaç kişinin sırasını . Yaşlı kadın aklı ne dediyse çıkarmıştı ceketini .
Bana yol gösteren teyze gizli bir alayla karışık .
' Kadın ceketini çıkarıyor sanıyor ki muayene edecek . '
Sanki suç var ortada muayene edilmek ters de . Suratına bakıp ilaç yazmak doğal .
Daha önce belirtmiştim . Doktorun yüzü tedirgin . Kalem tutan elleri yorgun ama bir zor sunma değil bu bir hor görme değil . Hastanın yüzüne bile doğru düzgün bakmadan şikayet dinleyen bu adamın hali hayır inanmıyorum bir kanıksama değil .
O beyaz gömleğin düşümü diye soruyorum kendi kendime işin hoş yanı üzerinde beyaz gömlekte yoktu gayet spordu kıyafeti . Sanki sokaktan çevirmişlerdi bu odaya tıkmışlardı kendini . Ağlayan bebeklere , beli sızlayan yaşlı genç bir sürü yorgun argın insanların bedenlerinin bir yerinde yayılan ağrılara derman olsun diye ilaç yazsın bakıp bakıp dinleyip dinleyip yazsın bitesiye yazsın parmakları yoruluncaya kulakları sesten tıkanıncaya kadar elli tane , seksen tane , yüz tane insana bakıp bakıp bazılarına bakmaya fırsat bile bulamadan reçete yazsın diye getirmişlerdi bu odaya hemen karar verdim onun bu bekleyen insanlardan daha zordu işi üstelik kendilerine bakmadan da olsa hiç kimse yoktu kendilerine reçete verecek yok muydu çaresi daha önce gelişimden pek az şey kalmıştı demiştim ya . Yüzüme bakıp pahalı ilaçlar yazmıştı adamın günahını almayayım çoğu demir ( kuvvet ) ilacı biriyle oturup gülmüştük üstelik . Ispanak yazsaydı bari diye . Şişmanlatır mı diye derdine düşüp dayanamayıp bir eczaneye geçip sormuştuk vurulmadık bile .
Birde o günden kalan birkaç kişinin bulunduğu ilaçlarımızı alıp çıktığımız anda gördüğüm yemekhanedeki o halleri . Ne zaman çıktılar bunlar , ne zaman hepsi gelmiş diye geçirdim içimden .
Bu gelişte yeri bile unutmuşum küçük kardeşimi getirdim dolmuşta biraz ilerlemiş geri döndük . O sokak mı bu sokak mı diye düşünürken yaşlı bir teyzeye sordum sigorta binası nerde diye ; bu sokakta bende gidiyorum gel diye seslendi . Küçük kardeşim abla varınca ben gideyim olmaz mı diye sorunca onu yolladım .
Kadının yanında beş yaşlarında bir çocuk birde kocası . Benim yeni geldiğimi yol yöntem bilmediğimi görünce ' hadi gel ' diye işaret etti .
İçeri girdim . Kalabalık . ' Sıraya gir ' dedi burası fiş sırası . Fiş sırası başı sonu belli olmayan bir kuyruk . Kocasına seslendi sende gir sıraya .
Baka kaldım dönmek geldi içimden . Yolda tanıştığımız yaşlı kadının kocası işaret etti ' geç sıraya yoksa uzar ' .
Zaten sonu belli değil nereye uzayacak . Sıraya girdim . Biraz sonra o teyze torunuyla geldi . Bizimkini sıraya yolladım o dışarı çıkmış , diye sitem ederek .
Kaç gün oldu bu yazıyı bitiremedim . Bir son bulamadım o son var mı ? Sanki yaşam devam ediyor .
Bana yol gösteren o yaşlı teyze torunu ve çok güzel yeşil gözleri olan sekiz on yaşlarında bir kız çocuğu birde kucağında bebeğiyle gelmiş genç kadınla aynı bankta otururken etrafı seyrediyordum .
Nefretleri , tutkuları , sitemleri olmayan bir dolu insan . Hiçte yabancı değil bunların çoğunu tanıyorum ben . Acemice girdiğim fiş sırasında gelişen tanışma değil bu çok daha önceden on üç yaşında çocuk gözlerimde bile vardı bu yüzler . Yinede bendeki acemilik neydi . Çoğu fark etti bunu . Bana ilaç yazan doktor bile .
' Şikayetleriniz ? ' diyor , duraksıyorum .
' Boğazım ağrıyor , çoğu kez belim iğne istemiyorum ' .
' Neden iğne istemiyorsun ' .
' İğneye eş antibiyotikler var ' .
' Ne biliyorsun ya yoksa ? '
Sesinde bir espri , tedirgin yüzünde bir aydınlanma sanki uyanmış gibi ' Vücudumun direnci biraz düşünce boğazım şişiyor ateşi de iki haftadır düşüremedim geçen ay bir kutu antibiyotik içtim eczaneden aldım parasını ödedim ama bu aya param bitti .
Dinliyor tepkileri yok olmuş gibi sanki gülümsüyor , ben mi ? Onun gözlerine bakıyorum , o mu ? Benim çıkaramıyorum . Hastaların kucaklarında getirdikleri ilaçların üstüne kullanımlarını yazan adamın beni tanımak çözmek ister gibi baktığını hissediyorum . Açık olan kapıya yığılmış sıra bekleyen hastaların bana bakmakta olduğunu hatırlıyorum .
Bir yandan yazıyor reçeteyi boğazımı soruyor şişme var mı diye . ' Biraz diyorum çoğu ağrı belimde . ' Ne diyeceğimi bilemiyorum , nasıl anlatmam gerektiğini kestiremiyorum , kapıdan bizi seyreden onca insan bir de o bay kendi anlasın istiyorum . ' Ateşim düşmüyor , çoğu ağrı belimde . ' Çağrışım bile yapmıyor . Yeni olmalı kızıyorum . Bu yörenin kadınını kızını tanımıyor olmalı . Yalınayak betonlara basıp ağırlığına bakmadan kaldırdıkları yükleri . Bir açılan bir kapanan havada bir kat giydikleri bluzların onlara ne sancılara mal olduğunu bilmiyor olmalı . Kuvvetli bir antibiyotik yazsın istiyorum , yüzüme bakıp yazsın leb demeden leblebiyi anlasın istiyorum .
Sıradayken arkamdaki kadın sormuştu .
' Çocuğun orası kaşınıyor ne diyeyim nasıl anlatayım diye ' Şaşırdım bir an . Sonra ne diyecekti .
' Bana sorduğun gibi söyle ' dedim geçiştirdim .
' Olur mu ? Olmaz ' dedi .
Olur mu olmaz mı , Olmaz tabi . Veya olur .
Ne kadar çekingen saftı ki kadın . Anlatabildi mi acaba . Çocukta bağırsak kurdu olmalı . Teşhis konulursa bir ucuz hap tedavisi , çözümü .
O ağrılar ev işi yaptığım günün izleri olmalı çorabım ıslanmıştı , çıkarıp attım . Giydiğim kalın kazak nemlenmişti işi bitireyim sonra çıkarayım dedim . Birde rüzgardı hemen kurur diye damda çamaşır astım .
Aslında o ağrılar az bile . Oh bana ! Aslında böyle ağrıları sızıları pek önemsemem ilaçsız tedavilerim vardır .
Gribe portakal suyu , mideye süt , ateşim mi çıktı sirke yetişsin , belim mi ağrıyor battaniyeler sarılsın , sinirlenince yürürüm , çok üzgün olduğumda uyurum ...
Aşırı mecbur kalmadıkça bir tek ağrı kesici bile almam . O kadar çok hasta gördüm ki bu kadar sağlıklı olduğum için sevinebilirim bile . Yinede ilaca tedaviye muhtaç bir dolu insanı göz ardı edemem . İstesem de görmezlikten gelemem . İstemeden girip çalıştığım eczacılık işini bıraksam bile .
Hasta çaresiz bekleyen yüzleri unutmam . Hiçbir zaman çare olmaya yanaşmasam da . Öyle ya sekiz aydır ne ilaçların ismini öğrendim nede enjektör kullanmayı denedim . O kasanın başında seyrettim sadece . Hala seyrediyorum .
Ne o doktorun ne o bayın nede sırada bekleyen hastaların bakışlarında bir alay yok . Yinede bir soru var . Neden ama ? Soruların yanıtını almaya gelen ben değimliyim .
Yazdığı kağıtlardan hangisini alıp almayacağımı bilemiyorum tamam mı diyorum veya ona benzer bir hareket . Tamam diyor gözleri . Diyor da neden bu soruyu sorduğumu merak ediyor art düşüncem olup olmadığını sorar gibi kağıtları alıyorum ismimin yanlış yazıldığını söylüyorum bir sorun olup olmayacağını . Hayır bir şey olmaz diye belirtiyor . Diğer bayın sorulu bakışları rahatsız ediyor beni . Kendi acemiliğime ben bile şaşıyorum . Utanıyorum da üstelik , dışarı çıkıyorum . Kapının önünde bekleyen insanları görmüyor bile gözüm .
' Burada mı hesaplanıyor ' ?
Uzattığım kağıda bir şeyler yazıyor .
O teyze görüyor beni işaret ediyor o sıraya gireceksin diye sıraya giriyorum kendi kağıdını da veriyor sen bekle ben geliyorum .
' Çalışanların sırası değil diyor biri . Soruyorum onaylıyor diğeri . ' Tereddüt ediyorum . Gidip sorayım buraysa sırama gelirim diyorum tamam diyorlar . Duraksıyorum kadının yeride burada gelirse girsin buraya itiraz eden yok . Fiş sırasında da gözüme çarpmıştı beklemekten şikayetçi olan yok üç aşağı beş yukarı birbirlerinin sırasının alınmasına pek aldırmıyorlar . Aralarında sessiz bir dayanışma sanki bir tanışma var .
Diğer sıraya giriyorum pek kalabalık değil uzatıyorum kağıtları , hangi kağıtları uzatacağımı bilmeden bide eczanede çalışıyorsun ' evet ne yazmış bu adam ' .
İlaçların isimlerini okumaya çalışıyor . Hesaplıyor , uzattığım paranın üstünü veriyor elimde kalan kağıt için iş başı kağıdı diyor .
İş başı kağıdıysa ne olacak raporda olsa işyerinde gideceği nasılsa işini bitirince gel diye tembihledi diye yanıtlıyorum gülerek .
Ne biçim ilaç yazmış diyorum paranın üstünü alırken iyisini yazdırırız diyor bir daha ki sefere . Yeni pahalı bir antibiyotiğin ismini söylüyorum bari onu yazsaydı . Konuşma olsun diye böyle davranıyorum . Birazda gerçekten verdiği ilacı beğenmiyorum .
Paranın üstünü alıp ilaç alınan yere gidiyorum hangi kağıdı uzatacağımı bilmeden uzatıyorum ikisini alıyor diğeri de kağıdı soruyor elimdeki diğer kalan kağıdı uzatıyorum diğer bayın ilgilendiğini işaret ederek belirtiyor elindeki işbaşı kağıdı .
Çantama attığım ilaçları çıkarıp bakıyorum , bir banka oturup . 250 mg antibiyotik verdiğine kızıyorum önce sonra boğaz pastili veripte vitamin vermediğine . Biz bile antibiyotiğin yanında mutlaka vitamin veriyoruz . Ağzım için bir yara merhemi bir de ağrı kesici . Aslında verdiği ilaçlar iyi . Hesapladım her hastaya iki buçuk dakika bile düşmüyor . Ne biçim ilaç yazmış bu adam dedim diye kendime kızıyorum . Kalemin ucuna ne gelmişse onu yazmıştır , mg hesaplayacak halde midir . Sonra iki kutu demeyi akıl etmiştir . Daha ne istiyorum .
İlaçları götürüp üzerine yazdırıp yazdırmama arasında kaldım , geriye dönüp bir kez daha görmekti isteğim bir kez daha bakmak .
Geriye dönemedim eczanede çalışıp şu birkaç ilacın kullanım şeklini sormak için oraya gitmek .
Gülerlerdi insana esprili de olsa gizli bir alayla sarf edecekleri bir söz beni üzerdi . Sinirlerim ne kadar sağlam olsa da . Belki de bunların hiçbiri olmazdı yinede göze alamadım .
Birkaç dakika oturduktan sonra kalktım yürümek istedim sinirlerim alt üst olmuştu . Neden ama ? Sekiz aylık eczane içinde neler görmüştüm .
Bir tek ilaç alamayan insanlar . Suyu çekilmiş vücutlarında serumu takmak için damar ararken bas bas bağıran ishalli çocuklar . Kırkını bile doldurmuş bebekler serum takan adamın acaba parası var mı diye bakan bakışı , o bakış yanıltmasın sizi ne olursa olsun takılır serum . İnsan insanlığından kolayca vazgeçmez . Buna inanırım hep .
Hele bir gün bir anne henüz iki aylık bile olmayan bebeğini bırakıp gitmişti para aramaya . Kapanma saati gelmişti anne yoktu ortada . Baş ucunda beklemiştik avutmaya çalışmıştık .
Sürünerek gelen siyatikli adamlar ,
Günüm geçti bir çare diye yalvaran kadın bakışları ,
Uyuşturucu türü ilaç isteyen sinir hastaları ,
Kanser tedavisi gören hayat dolu bir kadın ? O da diğer kanserli hastalarımız gibi eriyip tükenecek mi ?
İlaçların çok pahalı evin tapusunu getirdin mi ?
' Yok ya gerçekten mi ? '
İğnenin bir tanesini al on tane yazmış , istersen teker teker al .
' İlaçlar çok pahalı bir hapın var .'
' Sigortan yok mu senin birine aldırabilirsen aldır . '
' Sigortan yok mu Senin ? '
' Var . '
' Öyleyse ? '
' Şimdi kim girecek sıraya bak ucuzsa alayım . '
Yürüyorum . Dolmuşa binmek gelmiyor içimden , sanki her şey değişmiş kaybolmuşum ben . Basbayağı tereddüt ediyorum yanlış yola mı girdim acaba . Kestirme yoldan bile gitmiyorum .
' Sigortan yok mu senin çocuğu götür bari ilaçları alırsın . Buradan alamayacağına göre . '
' Varda . '
' Öyleyse . '
' Üzerime para almayı unutmuşum . '
' Unutmuş mu ? Değil tabi . Yüzde yirmiyi verecek durumu yok . '
' Al şu parayı sonra verirsin , çocuğu götür . '
Yürüyorum . . .
' Götür dedi götür ilaçları alırsın bari . '
Onca şeye tanıkken sitemlerin , tutkuların hatta umutların bile yok olduğu bu insanlar mı etkilemişti beni . Onlardan birimiydim ben sitemlerim kalmadı benim , nefretim zaten hiç olmadı . Umudum desem kalmakla gitmek arası . Bir tek tutkularım temiz tutkularım kalmıştı , birde direncim . O doktorun güzel olmak şartıyla tutkuları var mıydı ? Hayata bağlayan evi , çocukları , ya umudu . Beyaz gömleğin düşümüydü . O düşleri unutmam mı ? Gerekli . O oyunda bile gizlemiş saklamış mıydım ki gerçeği orda biraz sitem etmiştim evet . Beyaz gömleğin düşü olabilirsin demiştim ( oyunda ) ama şimdi bu adama böyle bir şey demeye hakkım yok anlıyorum . Çünkü hep sitemler onun hakkı çok iyi biliyorum onunda eskiden umutları vardı . Ya şimdi . Belki lüks bir yerde muayene açmıştır , iyidir geliri . Buradaki işi bittiğinde gidiyordur . Meslek yeteneğini kullanıyordum . Yinede burada geçirdiği çaresiz alışmış gibi göründüğü ortamda kaptığı gerginliği silip atamaz . Yanılıyor muyum . Sık sık tekrar ederim keşke yanılmıyor olsam .
Unuttuğum bir şeyler var mı ? Evet durup dururken yediğim bağırtı bankta oturmuş bekliyordum . Çağrılan isimlere kulak kabartıp . İsmimi okudular üstelik yanlış yazmışlar . Kalkıp gittim zaten isim okunan yer yanımızda .
Adam bas bas bağırıyor bana .
' Niye ses vermiyorsun bir de bekliyoruz diye kızarsınız diye söylenerek . '
Tüm oradakiler bana bakıyor birde adama .
Üstelik geç gelmiş falan değilim . Öylece seyrettim bana bağıran adamı oysa hiç hakkı yoktu bana bağırmaya .
Kızmadım bile inanır mısınız kendi kendime bile sinirlenmedim . Sonra girdik diğer bekleme yerine bir uzun sıra daha .
' Buradan büyük sigortaya gönderirler seni .'
' Ne göndermesi birde dolmuş parası mı vereceğim bir daha .'
Dolmuş parasını hesapladığına göre kim bilir ne haldedir durumları .
Bir çocuk lambayı açıp kapıyor annesi farkında bile değil biz seyrediyoruz .
Bir ara yıllar önce bana pahalı ilaç yazan doktor çarpıyor gözüme sanırım o . İçerden bunalmış olmalı bir ihtiyacı olabilir oda insan dışarı çıkıyor gözlerinde bir çekingenlik yüzünde bir anlamsız çekilme .
Anlamıyorum önce , sonra fark ediyorum altıncı dahiliyedeki doktor olmalı . Bekleyen insanların yüzleri gözleri nereye gidiyorsun biz bekliyoruz der gibi . Ellerinden gelse çevirip odaya yerine oturtacaklar . Zorlama olsa . Doktorun yüzündeki o ifade çekilme bundan .
Yürüdüm o gün . Kayboldum sandım işyerine bile gitmedim eve geldim uyudum uyudum . Yaşadığım o günü unutayım . Bir rüya sanayım .
Uyandığımda yanıldığımı anladım unutmak istediğim hiçbir şey yoktu atlamak yanıltmak istediğim hiçbir şey yoktu o sitemleri , umutları , tutkuları yok olmuş insanları çok sevdim . Çünkü gözlerinde katıksız , karşılıksız bir sevecenlik , her şeye rağmen bir yaşama sevinci vardı .
O doktoru çok sevdim temiz tutkularının , umutlarının var olup olmadığını keşfetmeme rağmen .
Düşleri sildim , düşlerimde sitem vardı gördüm oysa sitem benim değil onların hakkı .
Bölük pörçük olsa da yazmak benim hakkım isteseniz de istemeseniz de bu hakkı kullandım .
' O insanları çok sevdim .
(ipin Ucu kitabımdan)
Bir hastane kapısında beklerken, doktorları ve hastaları gözlemleyerek ortaya güzel bir hikaye çıkartmışsınız Jale hanım. Gözlem yeteneği devreye girmiş burada. Doktorların psikolojik durunumdan, hastaların durmuna ve başına gelenlere yaşadıklarına birebir şahit olunmuş. Çoğumuzun başınada birebir gelmiştir ya eczanede ya da hastahanede bunların birçoğu. Kutluyorum güzel hikaye...
sağlıkla alakalı bir profil böyleydi bir zamanlar... soluksuz okudum ben de böyle gözlemlerim kendime yakın buldum kalemii... tebrikler..