Oğlum Sen Bir Kaza Atlatmışsın
Çok geçmiş zamanlarda babamın başından bir anıyı anlatmak istiyorum sizlere.
Babamın taaa çocukluk zamanlarıydı. Haliyle olay köyde oluyor. Babam, ağaçların en uç noktalarına kadar çıkar, dallarında ne kadar meyve varsa hepsine uzanıp almaya çalışırmış. Hiç kimse onun kadar cesaret edip tırmanmaya gözü kesmiyormuş.
Yine bir gün elma ağacının en üst tepesindeymiş. Bir dalın üstüne oturmuş, afiyetle yeni olmuş elmaları bir güzel yiyormuş. Fakat işler bu defa rast gitmemiş. Birden oturduğu dal kırılıp yere düşmüş. Babam o gün akşama kadar yerde baygın yatmış. Bir uyanmış ki etraf karanlık içinde. Yavaş yavaş kalkıp evin yolunu tutmuş, ama iki büklüm vaziyette.
Kimseye bir şey söylememiş babam korkusundan. Akşam yemeği yedikleri sırasında babam, sofraya zar zor eğilip çorbaya kaşık sallıyormuş. Bunu gören babaannem :
- Ne o Yusuf, yine çocuklarla güreş mi yaptın yoksa ? Kaç defa dedim onlara uyup sakın güreşme diye.
Babam, güreşe çok meraktır. O zaman ki kendi akranlarıyla harmanlarda çokça güreşmişliği vardır. Babaannem, oğlunun belinin ağrımasını da güreşten sanıyormuş. Ama babam gerçeği yine de söylememiş.
Gel zaman, git zaman babam evlenmiş, İstanbul'da Sarıyer'de yaşamaya başlamış. Haliyle ben daha 7 - 8 yaşlarında felanım. Ufak bir gecekondumuz var. Babamın bu arada bel ağrısı gittikçe şiddetlenmiş tabi. Taaa çocukluğundan kalma bir kaza atlatmıştı.
Babam doktora gider. röntgen çekimi sonucunda doktor der ki :
- Oğlum sen bir kaza atlatmışsın doğru mu ?
- Yok doktor Bey. Kaza felan atlatmadım ben. Bir yanlışlık olacak.
- Hayır oğlum, kesin bir kaza geçirmişsin zamanında. Ben, röntgenlere göre konuşuyorum.
Babam düşünmüş düşünmüş, bir türlü aklına gelmemiş çocukken ağaçtan düştüğü. En sonunda hafızasını iyice yokladıktan sonra :
- Haaa Doktor Bey, tamam doğru. Ben daha çocukken elma ağacından düşmüştüm. O zamanlarda yol yoktu, hastane pek yoktu. Yokluktan fırsatını bulup gidememiştik.
- Ha ağaçtan düşme, ha kaza işte. Ama korkma, Zamanla kemikler kaynamış, yerine oturmuş. Lakin en ufak soğuklarda hemen tedbirini alıp belini sıcak tutacaksın oğlum.
O gün, bu gündür babam, en ufak soğuk hissetse bir yerden hemen pencereleri, kapıları kapatın der bize.
İşte durum bundan ibaret. Geçmiş yıllarda başınızdan geçen bir olay, ne olursa olsun,sizin illa ki aleyhinize dönüşebilir. Bir sohbet ortamı oluştuğunda hep bunu söyler durur babam.