öksüz

Taksimde yürüyorum sakin ve sessiz bir sokakta yagmur cise cise yagıyor sokagın kranlık bir kosesinde oturan bir cocuk gordum yanına yanaştım iyi aksamlar dedim cocuk titreyen agzıyla iyi akşamlar dedi
adın ney dedim adım öksüz dedi neden adın öksüz öksüz diye sordum ben sokaklarda büyüdügüm için dedi elinde bir poşet posetin içinde kuru bir ekmek üstüm başı yırtık ayakabısı bile yok ayasında ayakları soguktan donacak sekılde hali insan olanın tüulerini ürperdiyor sordum açmısın diye utanıyordu cevap veremedi küçük ama gururluydu üstümdeki gömlegi cıkardım ona verdim az ilerde bir corbacı vardı corbacıya gitdik corba içtik biraz içi ısındı o utangac bakıslarıyla sesi zor duyulacak sekılde teşekür ederim dedi nerde yatıyorsun diye sordum sokaklarda neden sokaklarda evim yok dedi neyle besleniyorsun çöpte buldugum emlekle dedi ailen yokmu dedim dedim vardı dedi ne oldu peki dedim anem beni doguruken öldü babamda insaat yıgının altında kaldı dedi hali insanın içini yakıyordu kimsem yok dedi bu acıasız hyatta tek kaldım kımsem olmadıgından bende sokaklarda yaşıyorum durdu durdu kimse benim ve benim gibilerin halinden anlamaz dedi ben üç gündür acım dedi ssen olmasaydın açlıktan öle bilirdim dedi ben sabahlara kadar uyamıyorum hava cok soguk dedi saçları uzamış giysileri yırtılmıs ayakamısının içi su dolmus ayakları titriyordu insan içini parcalıyordu bir yandan acıgımımı beklirtmemeye calısıyorum b ize gideli
mi dedim gidelimdedi giderken magazaya uradık bir kac sey aldık sonra bize kavusduk banyo aldı giysilerini giydi yattı sonrada yurta verildi giderken ben bu acımasız dünyanın cocugum dedi....

16 Temmuz 2009 1-2 dakika 1 öyküsü var.
Yorumlar