Ölmek İstiyorum

Kadın yaşadığı hayattan çok bıkmıştı. Ölmek istiyordu. Ölmek çözüm değildi aslında. Ölmek kolay, önemli olan yaşamayı becerebilmekteydi biliyordu. Bilinçli bir kadındı aslında. Ama bütün yaşama enerjisini kaybetmişti. Yataktan yorgun kalkıyordu. Canı hiçbir iş yapmak istemiyordu. Birkaç kez psikiatrise gitti. Antidepresan ilaçlar kullandı ama yine durum değişmedi. O ilaçlar sadece ona kilo aldırıyordu.





Kadın eşinden uzun yıllar şiddet gördüğü için boşanmıştı. Boşandıktan sonra eşi onu bir hayli rahatsız etmişti, çok sıkıntılı günler yaşamıştı. Bir de en son evladı, şehit olmuştu. Bu acı yüreğini bir kor gibi yakıp kavurmuştu. Çok büyük acılar yaşamıştı. Hayat bana hiç gülmedi diyordu. Başka evlatları da vardı ama diğer evladının ölümü onun çok canını yakmıştı.





En son bir de bir aşk macerası yaşadı. Birini çok sevdi. Birlikte olduğu kişi, gereksiz kıskançlıklarla onu yıprattı. O da baktı olmuyor, onu sevdiği halde ondan uzak durmaya başladı. Bu ilişki yorgun yüreğini biraz daha yordu. Aslında hayatına kimseyi sokmak istemiyordu. Çünkü biliyordu ki, hayatına giren herkes onu biraz daha yoruyordu. Ama o istemese de, karşısındakine karşı koyamadı, onunla bir macera yaşadı ve hüsrana uğradı. Şimdi artık hiçten yaşama isteğini kaybetti. Sürekli nasıl ölebilirim diye düşünüp duruyordu. "Bir kutu ilaç içsem, hastanede midemi yıkarlar beni kurtarırlar ölemem. Küçük tüpü açıp yatıp uyusam, evde diğer kişiler de zehirlenirlerse bilmeden. Porsuk nehrine bıraksam kendimi. Ölür müyüm acaba? Ya ölmezsem, kurtarırlarsa? Kimseler görmemeli beni. Hatta intihar mı değil mi anlaşılmamalı. Çocuklar annelerinin intihar ettiğini bilmemeli. Yüksek bir yere çıksam atlasam. Atlamadan birileri görür, aşağıya doluşurlarsa. Filmlerdeki gibi. Sabah çok erken çıkmalıyım. Nerede var ki böyle atlayınca hemen ölebileceğim?" Bileklerini kesip intihar edenler de var görüyordu, okuyordu ama öylesine hiç niyet edemiyordu. Gözüne çok korkunç görünüyordu bu ölüm şekli.





Günlerce kara kara düşündü. Sokakları arşınladı. Yüksek bir bina aradı. Birkaç tane buldu. Bulduğu binalara girmekte sorundu. Güvenlik vardı. Apartman kapıları kilitliydi. Tam karar veriyor, bugün öldüreceğim kendimi diyordu. Çocukları ondan bir şey istiyor, biri misafirliğe geliyor, şu işimi de halledeyim öyle ölürüm diyor, erteliyordu.





Sonunda yüksek bir bir bina buldu. Sabah erkenden kalktı. Evdekilerin odasına tek tek girip hepsini uzun uzun seyretti. Ağlamaya başladı. Ama vazgeçmek istemiyordu. Kararını vermişti. Bugün düşüncelerini uygulamaya koyacaktı. Evden çıktı. Bulduğu binaya vardı. Birkaç zile bastı kapıyı açtırdı. Asansöre binip evin üst katına terasına çıkmayı başardı. Şöyle bir aşağıya baktı. "Buradan atlarsam kesin ölürüm" diye içinden geçirdi. Korkuluklara çıktı. "Allahım beni affet. Eşşedü enlaaa ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammedür Abdühü ve resuluhü." En kenara geldi ve hemen kendini boşluğa bıraktı. Uzun bir süre düştü. Düştü...savruldu...Sonra üstü yatak dolu bir aracın üzerine pat diye düştü. Gözlerini açtı. Hala yaşıyordu. Sağını solunu kontrol etti. Her yeri sağlamdı. Ölmemişti. "Bu araç buraya ne zaman geldi, ben yukarıdan baktığımda görmedim" diyerek isyan etti. Ölememişti. Elleriyle yatakları yumruklayarak "Lanet olsun!" diyerek bağırdı bağırdı. O ara araç sahibi duydu yanına geldi.
-Abla senin ne işin var orada?
-Sorma kardeş camdan düştüm cam silerken. İyi ki kamyonunu buraya çekmişsin, beni ölümden kurtardın bak.
-Aman ablam! Geçmiş olsun. Verilmiş sadakaların varmış! Gel yardım edeyim inmene.
Araç sahibinin yardımıyla kadın kamyondan inip, ileride bir banka oturdu. Kaderine isyan etti.
Günlerdir yaptığı planlar boşa gitmişti. "Ölmeyi bile beceremedim" dedi kendi kendine.

23 Eylül 2015 3-4 dakika 92 öyküsü var.
Yorumlar