Ölü Düşler

Uzun bir aradan sonra, ilk kez böylesine sakin ve huzurlu bir uyku cekmek üzereyken,fazla uzak
olmadigi anlasilan ,yakinlarda bir yerde oldugunu tahmin ettigi tuaf sesler isitmeye basladi.
Fazla sürmez gecer diye düsündü icinden.birazda beklemiyordu sanki, öyle anlasiliyordu halinden.
Tanrim dedi, ne kadar cok sey biraktim geride, ne cok seyden vaz gectim bilemezsin bunun icin.
kalkip yatagindan baksamiydi ,yoksa biraz dahami beklemeliydi tam bir karar veremiyordu.
ne kadar karasiz olsada, bunun hosuna gittigi pek söylenemezdi.
Kendi kendine söylenmeye basladi
-neden baskalarini rahatsiz ederlerki
-birazcikta olsa saygi kalmadimi ?
Buna katlanamam, dedi.
Gidip onlara söylemeliyim bunu, bir an önce kessinler bu sacmaligi. vaz gecmezlerse eger ,bende
gider yetkili yerlere durumu bildiririm.
Ses, kaldigi yere cok yakin olan Oto yolun hemen karsisindaki ,yesil kemer parkinin girisinde bulunan Sartre üniversitesinin üc katli olan labaratuvar binasindan geliyordu. cok yakininda olmasada Simsek düsmeleri gibi, yanip-sönen isiklar bir an gözünü aldi.
Evden cikip,kapinin önünde bir müddet durdu. öfkesi bir kat daha artmisti, hadi siradan, bilincsiz
insanlar olsa bir yere kadar anlayis gösterir insan dedi.ama bunlar birde sözde okumus bilincli
insanlar,böyle bir saygisizligi cevrelerindekilere yasatmaya ne haklari varki.......
Agir adimlarla yürümeye basladi,oto yola yaklastikca arabalarin lambalari ,gözlerini daha bir beter
kamastiriyordu, karsiya gecebilmek icin seyir halindeki tasitlarin gecmesini beklemek zorunda kaldi.
yolun bos olduguna iyice emin olduktan sonra, hizla karsiya gecmeye calisirken beklenmedik bir anda cikip gelen bir arabanin az daha altinda kalacakti.kendisini karsiya zor atti. nefes alip-
vermekte güclük cekiyordu. ugursuz bir gün, belkide hic cikmamaliydim disariya
Parkin hemen basindaki labarutuvar binasinin girisine dogru ilerlemeye basladi. giristeki, kalin
demirlerden yapilmis kontrol kapisi kapaliydi. ortalikta kontrol kapisina bakan kimseler görünmüyordu
-kimse yokmu
-kapiyi acsin biri bana
icerdekilerle görüsmem gerekiyor, bu cok önemli,hadi ama birisi bana yardimci olsun
hic bir ses cikmadi bu kadar bagirip-cagirmasina ragmen. cevap veren kimse olmadi.
kapidaki kontrol kulübesine iyice yaklasti ve kirmizi tabelayi okumaya basladi. tabelada
bütün gün, üc vardiya calisildigi calisanlarin disindakilerin girmesinin yasak oldugu yaziliyordu.
belki kontrol memuru buralardadir diye düsündü biraz ileriye yürüyüp etrafa bakinayim buralarda
bir yerlerde olmali. gezinirken demirlerin üzerinden atlayip iceri girebilecegini düsündü buraya kadar gelmisken hicbirsey yapmadan geri dönemezdi. ve öylede yapti, korkuluklardan atlayarak iceri girdi. binanin giris kapisina geldi,ordada kimseler yoktu. bir iki seslendi yine bir cevap alamadi. uzun uzun zile basti olmadi, elleriyle ayaklariyla kapiya vurdu gene bir sey yok
isiklari yanan alt katin pencereleri biraz yüksekteydi üstelik kalin demirlerlede korunur haldeydi
bir yolunu bulup oraya cikmak gerekiyordu. en azindan birileri onu görebilirdi.duvarin dibindeki
dolap gözüne carpti, üstüne cikip birazda ziplarsa bunu basarabilirdi. dolabi iyice pencerenin
altina dogru yaklastirdi ve üstüne cikti, pencerenin demirlerini tutabilmek icin ziplamaya basladi.
en sonundada basardi icerdeki bu gürültünün sebebini merak ediyordu. oldukca fazla isiklandirilmisti salon,sanki en kücük seylerin bile görünmesini saglamak icin extra yapilmisti. ortalarda gezen kimse yoktu. elini kolunu sallayip cama vurduysada kimse onu farketmiyor gibiydi.
sonra icerde olup biteni anlamaya calisti, ilk önceleri pek bir sey anlamadi ama bir tuaflik oldugu
anlasiliyordu. büyük bir panel salonu gibiydi, salonun üst kösesinde BM amblemi vardi
uluslar arasi bir seylere benziyordu. ältindada büyük harflerle----------
Insanligi yeniden gözden gecirme oturumu diye yaziyordu.ne yapiyordu bu insanlar ,meraki dahada artmisti.hepsinin üzerinde beyaz elbiseler vardi. birer doktoru andiriyorlardi sira halinde dizilmislerdi.
durduklari masalarin önünde meslek gruplarini belirten türden bazi yazilar göze carpiyordu.
Kimagerler
Fizikciler
Sosyologlar
Ideologlar
Teologlar
Biyaloglar
Edebiyat ve Sanatcilar, Aydinlar
Medya
bir cümle hemen hemen tüm meslek gruplari ordaydi sanki, cok önemli olmaliydi burda yapilanlar diye düsündü.
böyle bir duyguya kapilmisken toplu kalabaligin önünde duran masalarin üzerindeki görüntü
dikkatini cekti. buda neyin nesi oluyordu simdi. bir masanin üzerinde bir cocuk diger masada bir kadin,öbür masada ise bir erkek yatiyordu, bir anlam veremedi buna. herkesin elinde cesitli aletler vardi. bunlarla bir seyler yapiyorlar ,konusuyorlar kafalarini ,ellerini kollarini salliyorlardi.
medyacilar beyinlerine nasil nufuz edilecegini
aydinlar,sanatcilar nasil yaniltip yönlendireceklerini
sosyologlar cekirdek yapinin nasil cözülecegini
ideologlar zihnin nasil kontrol altinda tutabileceklerini
teologlar nasil bir gizzem ve sirla insanlari belirsizlik icinde tutabileceklerini
bieloglar organizmanin her seye nasil hazir hale getirilecegini
surdaki güdüler
surdaki duygular
surdaki dürtüler
su enzimler
su kromozonlar
tüm meslek gruplari kendi uzmanlik alanina göre elinden gelenin en iyisini yapmaya calisiyordu.
buraya kadar fazla bir sorun görünmüyor gibiydi. taki ellerindeki o aletlerle masanin üzerindeki
uzanmis insanlarin kollarini bacaklarini surasini burasini kesmeye baslayincaya kadar
özelliklede cocugun,vucunu kesmeye basladiklarinda cildiracak gibi oldu. demirlerine tutundugu pencerenin camlarini kirmak icin her seyi yapti ama camlar cok kalindi kirilmiyordu. dayanilacak gibi degil birileri bir seyler yapsin. cinayet isliyorlar burda kimsenin haberi yok. neden bir türlü iceri giremiyordu. bu onu kahrediyordu. ne yaparsa yapsin etkili olamiyordu. sanki aralarina kalin bir duvar örülmüs gibiydi.onu duymuyorlar görmüyorlardi.........
gecenin serinligi fazlalasmisti zaten yataktan öylece kalkip cikmisti disariya,inceydi üstü üsümeye baslar gibi oldu biraz. ne rahatsiz edildiginin derdini anlatabilmisti, nede islenen cinayetin önüne gecebilmisti. burkuldu ici hüzünle, eve dönmek icin yola koyuldu karanligin icinden süzülüp kaybolurken Mezarliga dogru hala söylenip duruyordu.......
hic olmazsa insani yataginda rahat birakin
hic olmazsa insani burda rahat birakin...................

12 Aralık 2010 4-5 dakika 15 öyküsü var.
Yorumlar